Annemin doğumu için Taehyung tek başına Busan'a döndüğü geceden üç gün sonrasıydı bu gece. Bir hafta sonra okullar da açılıyordu. Muhtemelen Jennie'yle birlikte dönecekti.
Beni defalarca aramışlardı. Babam bile aramıştı hatta. O kırılmayı hak etmiyordu. Annemin yanına benim de gitmem için babama bile haber vermiş olmaları gerçekten çok alçak bir hareketti.
Taehyung aramamıştı ancak Jennie bile aramıştı beni. Bunun siniriyle adeta tüm antremanlarda terör estirmiştim. Şüphesiz hizaya girmişlerdi ve sinirli anlarımdan kaçınmak için çabalamışlardı. Hata yapmamak için diken üstündelerdi. Bu şekilde öğrenmelerini istemezdim ancak muhteşem bir uyum yakalamıştık bu süreçte.
Hatalarını azarlayan tonda yüzlerine vurduğumdan bir daha asla tekrarı olmamıştı. Başta bu olaya çok bozulmuşlardı ancak sonrasında takım gözle görülür bir şekilde bir ayda ilerleyemediği kadar şu üç günde ilerlediğinden kimsenin de sesi çıkmamıştı.
Koç Park'ın bana torpil geçtiği de su geçirmez bir gerçekti. İnanılmaz derecede sesini çıkarmıyordu bana. Nedenini anlayamamıştım. Ancak onun her zaman bildiği şeyler olurdu.
"Ne zaman Jaehyun'la uyum sağlamaya başlayacaksın? İki gündür tek sorun bu. Sayıların hepsini sizin hatanız yüzünden kaybediyoruz." Dedim oldukça agresif bir şekilde Jungwoo'ya.
"Dikkat edeceğiz kaptan." Dediler ikiside aynı anda.
Gerçekten hata tekrardan gerçekleşmediğinde en azından biraz daha rahatlamıştım.
Sonrasında Baekhyun'un smacı kontrolsüz karşılayışı yüzünden onunla göz göze gelmiştik.
Dudağını dişleri arasına alırken Koç Park bu sefer lafa atladı.
"Baekhyun basit bir smacı bile karşılayamıyor musun? Acemi gibi oynamayı bırakın. Üç hafta sonra maçlarınız başlayacak ve orda da bu şekilde mi oynayacaksınız? Sıraya. Üç gündür kaptan tarafından azarlanmanız yeterli gelmiyor olsa gerek."
Bu sene daha kabaydı koçlar. Arada bir Yoongi hyungunda yükselen sesi kulaklarımıza doluyordu çünkü. Önemli bir seneydi. Yurt dışı söz konusuydu.
"Kaptanı ciddiye almıyor musunuz, yoksa bana mı öyle geliyor? Size en başında kaptan eşittir ben dedim. Ona yaptığınız her saygısızlığı bana yapmışsınız sayarım. Eğer böyle oynamaya devam edecekseniz maça çıkıp kimseyi rezil etmeyelim. Dağılabilirsiniz."
Koç Park gerçekten sinirli bir şekilde okula girdiğinde baş başa kalmıştım takımla.
"15 dakika mola. Sonrasında 3 tur koşuyla baştan başlıyoruz. İtiraz eden varsa şuan gitsin bir daha da gelmesin."
Jimin Hyung stresliydi. Hem maçlar yaklaştığı için hem de şüphesiz ben üç gündür ortamı daha da gerdiğim için. Haklı olduğum su götürmez bir gerçek olduğu için kimseninde sesi çıkamıyordu.
Kenardan suyu almak için eğilirken bana doğru gelen Jennie ve Taehyung'u gördüm.
Erken dönmüşlerdi.
İstisnasız tüm bakışlar bizim üzerimize dönmüştü. Olayları bilmeyen yoktu.
Sudan küçük bir yudum alırken havluyu boynuma attım.
Telefonumdan saate bakıp Jennie'nin söze girmesini bekledim.
"Telefonları açmadın. Annenin ne kadar ağladığından haberin var mı senin? Benim bile içim acıdı."
"Umrumda olsaydı eminim ki en azından babamın telefonunu açardım."
"Jungkook kadın yeni doğurdu ve sana ihtiyacı var. Oğlum diye sayıklayıp durdu. Birlikte geri dönelim. Yanında kalalım bir hafta. Sonrasında geri geleceğiz zaten. Bir hafta çok uzun bir süre değil." Dedi Jennie.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maniac ~Taekook
FanfictionJungkook'un annesi, sevgilisi Taehyung'un babasından hamile kalır. Bununla birlikte Jungkook kendisinden ayrılan Taehyung'a ise takıntılı hale gelmeye başlar. Yan çiftler; Yoonmin Jensoo