31

10.2K 786 232
                                    

Jeon Jungkook

Taehyung bileğime doktorun verdiği kremle masaj yaparken ben telefonla uğraşıyordum.

Jimin ve Yoongi hyungun bizi izlediklerini bilsekte onların bizi takmadığı gibi biz de onları takmıyorduk.

"Haftaya cuma uçuyoruz." Dedi Jimin Hyung birden neşeyle ayağa kalkıp ranzanın üst katına tırmanırken.

Çenesini yatağa yaslayıp bize bakarken barıştığımızdan beri yüzündeki gülümsemesiyle etrafımızda gezinip duruyordu.

"Çok uzun zamandır oynamıyorum." Dedim bileğimde gözlerimi gezdirirken.

"Bir şey olmaz. Ya oynarsın ya da 18 tur koşarsın." Diyip kıkırdadı ve yataktan atladı.

Göz devirirken kendimi biraz Taehyung'a doğru kaydırdım.

"Öpsene beni."

Bileğimi sarmasını durdurup gözlerini bana çevirdi. Ardından sarmaya devam etti.

İşini bitirmesini beklerken sabırsızdım. Beklemek sıkıcıydı.

Sargıyı sabitledikten sonra yüzüme eğilerek dudaklarımızı birleştirdi yavaşça.

Hareketleri tuhaf geliyordu. Eskisine oranla çok tuhaf. İncitmekten korkar gibi bir hali vardı. Ayrıca kendini geri tutuyordu. Gerçi bir günde düzelmesini bekleyemezdim. Yine de düzelsin diye ona yol açıyordum.

Jimin hyung kendi kendine şarkı mırıldanırken Yoongi Hyung uyuyordu.

Dudaklarımdan ayrılıp gözlerime baktı. Ellerimi yüzüne çıkardım. Göz yaşlarını sakince silerken derin bir nefes çektim içime.

Ardından geri verirken boynuna kollarımı dolayıp onu göğsüme çektim.

"Ağlama." Diye mırıldandım saçlarına doğru.

Kolları belime dolanırken yüzünü tamamen kapattı. Biraz yukarı çıkıp yüzünü boynuma yerleştirdi. Göz yaşlarının usulca boynuma akışını hissetmek iyi gelmiyordu.

Saçlarında parmaklarımı gezdirirken bunu özlediğimi farkettim. Düşündüğümden çok daha özlemiştim hem de.

"Yarın sabah erkenden döneceğiz." Dedi Jimin Hyung sonunda bitirdiği şarkısıyla yatağına yerleşirken.

"Arabayla mı otobüsle mi?" Diye sordum.

"Yine bizle gelirsiniz siz."

Evet bu fena olmazdı. Yugyeom ve Bogum'la aynı otobüste olmak istediğimi sanmıyordum.

Çalan telefonumla irkilirken Taehyung hala üzerimde yatıyorken arayan kişiye baktım.

Annemdi. Gecenin 2'sinde arıyor olmasının nedenini merak ederek doğruldum.

"Geleceğim." Dediğim gibi altından kalkıp ranzadan atladım. Kenardan ceketime uzanıp terlikleri giyerek dışarı çıktım.

Kapıyı kapatırken çalan telefonumu açtım.

"Bu saatte..." diye başlarken ağlayan sesi sözümü böldü.

"Gidiyorum. Yurt dışına. Ben dayanamıyorum ve bıktım." Dedi.

"Sorun ne?" Diye sordum ceketimi giyinirken.

Mutlu olmasını zaten beklemiyordum. Herkesi bu kadar üzdükten sonra mutlu olabilmesine imkan yoktu.

"Hiç kimsenin sevgisi gerçek degil ve ben sahteliklere dayanamıyorum. Baban beni kabul etmiyor. Taehyung'un babası yüzüme bakmıyor. Bir de annesiyle uğraşmak zorunda kalıyorum."

Maniac ~TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin