Hastalığım ilerliyordu ve biz berabereydik. Uzatmalardaydık. Herkes nefes nefeseydi.
Mecburen düşen tempom yüzünden bir maçı kaybetmiştik ve ben verdiğimiz molada beş dakikadır kendime gelmeye çalışıyordum.
"Jungkook uzatmalarda oynayamazsın. Ateşin var."
"Şu saatten sonra kaybedemeyiz." Dedim Koç Min'in formamı sıyırarak vücudumda gezdirdiği ıslak beze irkilerek.
Taehyung önüme geçerek diğer takımın beni görmesine engel olurken onun da endişeli bakışları yüzümdeydi.
Sacları terlemiş ve alnına yapışmıştı. Geçen maç el bileğimi de burkmuştum ve o da deli gibi sızlıyordu.
Gerçekten berbat durumdaydım.
Yutkunarak kafamı çevirdim. Taehyung terleyen saçlarımı geriye taradı. Kenardan suyu alıp açarken ensemden tutup kaldırdı ve göğsüne yasladı beni.
Bu hareketlerini garipsemiyordum. O her zaman beni koruyup kollayan biri olmuştu. Etrafından çok etkilenerek beni dışlamasına bir şey diyemezdim. Hatasının farkına varmasını beklemekten başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Arkadaş ortamını az çok biliyordum. Bogum ve diğerleri... Benden hoşlanmazlardı ve bu yüzden onu da dolduruşa getiriyorlardı.
Onun açısından bakınca her şey onun içinde zordu. Yine de ben bunları onun için düşünebiliyorken o bencillik yapıp beni düşünemiyordu.
Dudaklarıma dayadığı şişeden su içtim. Derin bir nefes alıp verirken eli yarıştırıcı bir şekilde okşadı belimi.
"Oynama. Kaybedeceğiz her şekilde. Mahvoldun. Tempomuzu yakalayamayacağız."
"Kaybedilmeyecek. Sakin ol. İyiyim." Dedim sağ elime birden yüklenerek kalkmaya çalışırken.
Acıyla inleyerek elimi yerden çekerken Taehyung tuttu beni.
"Bileğini mi burktun? Ne zaman?" Diye sordu elimi elleri arasına alırken panikle.
"Hayır biran acıdı sadece. Sorun yok. Maç başlayacak. Kalkalım. Diğerlerine moral konuşması yap. Suyumu bitirip geliyorum." Dedim.
Kafasını sallayarak titrek bir nefes aldı ve beni bırakıp kalktı.
"Jimin beni öldürecek. Gel buraya. Oynama daha fazla. Bileğini saralım."
"Koç Min oynayacağım ve kazanacağız." Dedim o bileğimi sıkıca sararken.
"Bende kazanmak istiyorum. Bu yüzden sana izin vermem bencilce mi olur?"
"Sizin sözünü dinlemeyeceğimi bilerek vicdanınızı rahatlatın."
Sahaya koşarak ilerledim. Taehyung kaşlarını çatarak bileğime bakarken bir şey denmesine izin vermeden maç başladı.
"Joon."
Topu hızlıca ona paslarken bileğimin acısıyla gözlerimi sımsıkı yumdum.
Sonrasında topu yalnızca sağ elimde sektirirken karşı takım bunun farkında olduğu için sol tarafımı tutuyordu topu atamamam için.
Ağlayacak raddeye gelmiştim resmen. Neyseki öndeydik de hala umut vardı. Geride olsaydık muhtemelen ağlayarak şu sahanın ortasına otururdum.
Karşımdaki kişiyi geçer geçmez topu Taehyung'a atmıştım ve son basketi atmasına izin vermiştim.
Aniden ayağıma takılan çelmeyle s elimin üzerine sertçe düşerken ağzımdan kaçan çığlıkla takım bizim kazanmamıza sevinemeden benim başıma toplanmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maniac ~Taekook
FanfictionJungkook'un annesi, sevgilisi Taehyung'un babasından hamile kalır. Bununla birlikte Jungkook kendisinden ayrılan Taehyung'a ise takıntılı hale gelmeye başlar. Yan çiftler; Yoonmin Jensoo