Gözlerimin karanlığa alışması bir kaç dakika sürdü. Etrafı zar zor da olsa görebilecek hale geldiğimde etrafımda tam bir tur attım. Burası evin mutfağı olmalıydı. Sessizce kapıyı açarak diğer odaya geçtim. Her taraf zifiri karanlıktı. Bu yüzden eşyaları net seçemiyordum. Odanın köşesinde kitaplık olduğunu tahmin ettiğim yöne doğru ilerledim. Yerden bir metre yükseklikte olan kare şeklindeki masanın köşesine çarpsam da dengemi sağladım. Kitaplığa vardığımda artık daha net görebiliyordum. Rafta sadece bir kitap vardı. Eski ve kalın olduğu anlaşılan kitabı elime aldım. Kitap kapağında bir anahtar resmi vardı. Ne yazı ne de başka bir şey bulunuyordu. Elimi kapağa götürdüm ama ben daha kapağı açamadan ayak sesleri kulağıma ilişti. Sesleri duyar duymaz hızla arkama döndüm ve dönerken kitap yere düştü. Kitabın yere sertçe çarpışıyla birlikte ayak sesleri de hızlanmaya başladı. Bununla birlikte nefes alış verişlerim de hızlanmıştı. Bir kaç adım geriye gittim. Sırtım boş olan kitaplığa çarptı ve hemen ardından da kapı tokmağı dönerek açıldı.
Kat karşımda tüm güzelliği ile duruyordu. "Nasıl olmuşum?" diye sordu. Bir süre boş gözlerle ona baktım. Ardından etrafı yokladım. Kat'in evinde, salonda, kırmızı koltukta oturuyordum. En son sabah okula giderken onu almaya gelmiştim ve o hazırlanıyordu. Fakat sonra olanlar... Elini yanağıma koyarak "İyi misin?" diye sordu. Gözlerinin içine bakarak gülümsedim. "İyiyim." dedim. Yanağıma öpücük kondurarak ayağa kalktı. "Hadi ne gördün görüşünde?" diye ısrar edince pes ederek söylemeye karar verdim. "Pekala; öncelikle görüş mü emin değilim. Karanlık bir evdeydim. Kitaplıkta; üstünde sadece anahtar resmi olan bir kitap vardı. Fakat kitabı açamadan ayak sesleri duydum ve tam kapının açılacağı sırada kendimi burada oturur halde buldum." en sonunda gülümsemiştim. Başını sorgularcasına yana eğdi. Böyle iken çok tatlı ve çocuksu görünüyordu. Hafiften çatılmış kaşları ve sorgular yüz ifadesine karşılık "Soruna gelirsek çok güzelsin." dedim ve yüz hatları gevşeyerek gülümsedi. Evden çıkarak okula doğru yürümeye başladık. Köşeye vardığımızda Kat bana döndü. "Kevin ortalarda görünmüyor. O nasıl?" diye sordu. Durduk yere bunu sorması ilginçti. Tam ağzımı açacakken Kevin kenardan belirip gelmiş ve kolunu omzuma atmıştı. "İti an çomağı hazırla. Evet Kevin ne istiyorsun?" diye sordum. Emindim ki bana işi düşmüştü. "Pekala Daron(Bana bazen abi bazen Daron derdi. Yaş farkının iki yaş olması yüzünden nasıl hitap edeceğini ona bırakmıştım.) seninle bir kaç ortak dersi olan bir kız var." dedi Kevin hafiften kızarmaya başladı. Tabiki beni o sıra gülme krizi tutmuştu ve yürüyemeyip yandaki duvara yaslandım. Bir kaç dakika içinde kendime geldim ve kendime geldiğimde gülmekten gözümden yaş gelmişti. "Uzaktan çöpçatan gibi mi görünüyorum?" diye sordum. Kat omzumu dürttü ve araya girdi. "Sen onu boşver Kevin. Kim bu kız? Ben sana yardımcı olabilirim." dedi.Kevin'ın gözünde bir umut ışığı parlayınca ben bile şaşırmıştım. "Dediğim gibi sizin yaşınızda. Hakkında çok şey bilmiyorum ama adı Tracy." dedi. Kat ile göz göze geldim. Benden daha fazla şoka uğramıştı. Bunun Tracy ile olan kavgasından ötürü olduğunu düşündüm. Kısa bir an bakışmaya devam ettik. Kevin'a Tracy'nin kötü tarafta olan bir Origan olduğunu söylersek hayal kırıklığına uğrayacaktı. Şu sıralar sevdiklerimi üzmekten çok sevindirmeliydim. Bu yüzden şimdilik Kevin'a bir şey söylememeye karar verdim. Kat'e baktım. Muhtemelen Kat benimle aynı şeyleri düşünüyordu ve kısa bir baş hareketi ile düşüncelerimi onayladı. Yüzüme haince bir gülümseme yerleştirerek "Sana kolay gelsin Kat." dedim. Kat kısa bir an bana baktıktan sonra Kevin'a döndü. "Kevin o kızı tanıdığım pek de söylenemez. O yüzden şuanlık bir sey söylemem zor." dedi. Kevin'in yüzü asılmıştı. Kısa bir an sessizliğin ardından okula yürümeye devam ettik.
Her zamanki gibi bir matematik dersinin bitmesiyle sınıfın kapısına doğru ilerledim. Bu sefer bir değişiklik yaparak diğerlerinin yerine dışarıya çıkmaya karar verdim. Güneş tüm bahçeyi ısıtırken bir ağacın altındaki banka oturdum ve kulaklığımı taktım. Telefonumda müziği oynatmaya başladım ve arkama yaslanarak etrafıma bakındım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇIĞA ÇIKMIŞ
FantasiaNormal bir hayat istediğinizde evren size tam tersini sunar. Tek istediğim sıradan bir hayattı. Fakat 17. yaş günümde namludan çıkan o kurşun ile işler değişti. En son hatırladığım bir grup gölge yaratıktı. Şuan ise karşımdaki gölge yaratık görünmey...