•His•

408 27 10
                                    

Aklımda tek bir soru vardı. Tüm gece gözüme uyku girmemesinin sebebi olan bu gizemli kişi kimdi? Tüm gece düşünüp durdum, acaba daha önce gördüğüm biri miydi? Mesela okuldan biri olabilirdi. Tereddüt ediyordum, bir yandan da heyecanlanıyordum. Gece bir türlü uyuyamazken derin düşünceler arasında uyuyakalmış ve bunun aksine sabahın ilk saatlerinde uyanmıştım. Uyku mahmurluğu ile saate baktım, yediye geliyordu. Tekrar yattım ama uykum kaçmıştı bir kere. Bende üstümü değiştirip dışarı çıktım. Hava kapalıydı, başta şemsiye alıp almama konusunda kararsız kalsam da sonradan artık ömür boyu şemsiyeye ihtiyacım olmadığını fark edip sırıttım. Tabiki etrafımda insanlar yokken.. Her zaman gittiğim ormanlık alana gittim. Gece yağmur yağmış olmalı ki çimenler ıslaktı. Elimi hafiften çimenlere doğrulttum ve su damlaları kenara çekildi. Oturacağım yer kurumuş oldu ve bende yüzümde gururlu bir ifadeyle oturdum. Daha önce bunları yapmak neden aklıma gelmemişti ki..

Gözümü kapatmış, doğayı dinliyordum. İki kuşun karşılıklı cıvıldaşmaları, hafiften esen rüzgarın ağaçlarda yarattığı hışırtılar ve birden patlayan gök gürültüsü.. Başımı havaya kaldırmamla sağ gözümün ortasına bir yağmur damlası düştü. Acıyla gözümü tuttum. Yağmur damlası cidden acıtmıştı. Ayağa kalkıp yola koyuldum. Bu arada sağ elimi kasıp kendime odaklandım ve tabiki suya... Yağmur yağarken bana doğru gelen su damlaları yavaşça üstümde bir kubbe varmış gibi kenarlara doğru süzülüyordu. Böylece yol boyunca üstüme gelen tek yağmur damlası gözüme gelendi. (Gözüm öğlene kadar sızlamaya devam etti.)

Katherine

Gece, öğlene kadar yatma planları kurarak yatmıştım. Ta ki sabahın köründe kalkmamı sorun etmeyen annemin, uyanmam konusunda ısrarcı olan yüksek sesini duyana kadar. "Kat kahvaltı hazırladım tatlım. Ben işe gidiyorum, öptüm." Ardından gelen sessizlik ile başımı tekrar yastığıma gömdüm. Yaklaşık beş dakika yatağın içinde dönüp durdum çünkü bir türlü uykum gelmiyordu. Yarı uykuya dalmış, yarı uyanık haldeyken kapı açıldı. Gözlerimi ağır ağır açıyordum ki "Ne oldu an-" sözlerimi tamamlayamadan dilim tutuldu. Daha hakkında tek bir kelime bile bilmediğim bu kızı tanımak için baştan aşağı pembe giyinmiş olması yeterliydi. Kıyafeti, bilekliği, kolyesi, tokası.. Saçı dışında sanki pembe boya dolu bir havuza batırılmış gibiydi. Tabiki kumral tenini saymazsak. Gözleri saçıyla uyumlu bir şekilde açık kahverengiydi. Saçları karamel denenebilecek bir renkte, beline kadar upuzun ve dümdüzdü. Bir an için saçının mükemmelliğini kıskanmadım desem yalan olur.

Adını bilmediğim bu yabancı kız gelip bir anda bana sarıldı. O an içim gıdıklandı ve ona sarılmak o kadar doğru hissettirdi ki.. Kısa bir süre bana sarıldıktan sonra hemen kendini mahcup bir ifadeyle geriye çekti. "Kusura bakma kendimi tanıtmayı unuttum. O kadar heyecanlıyım ki, benim adım Mia. Sonunla seninle, Daron'ın kız arkadaşıyla tanıştığıma inanamıyorum. Bu anı uzun zamandır bekliyorum." Oldukça hevesli görünüyordu. Aklımdan, sormam gereken onlarca soru geçiyordu. Tam ağzımı açacağım sırada söze girdi. "Biliyorum sormak istediğin çok fazla şey var. Neden önce Daron'ı ve arkadaşlarını çağırmıyorsun? Hepsiyle tanışmak istiyorum. Onların da benimle tanışmak için sabırsızlandığını düşünüyorum." dedi. Ardından da otuz iki diş gülümsedi. 'Ya ne demezsin, özellikle de Peter sabırsızlıkla bekliyor.' diye düşündüm. Telefonu alıp Daron'ı aradım. Telefon bir kez çaldıktan sonra açıldı. "Alo Daron, acilen bize gelmen gerekiyor!"

Daron

Eve varıp üstümü değiştirdikten sonra kahvaltı yapıyordum ki Kat arayıp beni acilen çağırdı. Kat'in evine vardığım sırada kapıda Peter ve Amara vardı. Tek kaşımı kaldırdım ve Amara'ya baktım. O da omuz silkti ve kapıyı iki kez tıklattı. Merakım iyice artırıyordu. Kat neden üçümüzü de acilen çağırmıştı? Öğrenmek üzereydik.. Kapı açıldığında karşımda gergin bir halde duran Kat vardı. "O burada!" dedi. Göz ucuyla Amara ve Peter'ın birbirlerine baktıklarını gördüm. Bense hızla içeriye geçtim. Oturma odasına vardığımda karşımdaydı. Pembe not kağıtlarına yazılı gizemli notların sahibi; koltuğa oturmuş, tam karşımda bizi bekliyordu. Göz göze geldiğimizde bir garip oldum. Nedenini bilmiyordum ama birden ona ısınmıştım. Ona nefret duymam, kızmam gerekiyor sanmıştım ama tam aksine onu kızmamıştım. Sanki yıllardır arkadaşmışız gibi. Onun yüzünde gülümseme belirdi. Kat'e baktığımda yüzünde oluşan ifadenin benim yüzümdeki gibi olduğunu düşündüm. Kat de ona arkadaş canlısı olarak bakıyordu. Amara ve Peter için aynısını söyleyemeyeceğimi düşündüm. Özellikle de Peter... Amara kızın saçına hayran olmuş halde bakarken, Peter gözlerini kısmış halde kızın her hareketini inceliyordu. Kısa bir sessizliğin ardından kız söze girdi. "Sizi anlıyorum, size gizemli notlar bırakan birisi şuan karşınızda oturuyor. Sizi anlıyorum, gerçekten. Sadece bana ön yargı ile yaklaşmayın ve tüm hikayemi dinleyin lütfen. Bana hak vereceksiniz." dedi. Tuttuğumu fark ettiğim nefesimi verdim. Hepimiz ayaktaydık, kız hariç. Kız diyorum çünkü hâlâ adını bilmiyordum. İkili koltuğa geçtim ve Kat'in yanıma gelmesini bekledim. Gelip omzuma yaslandı. Biz hikayeyi dinlemek için hazırdık, öbür çiftimize döndüm. Amara Peter'ın elinden tutup zorla koltuğa oturttu. Eğer bu kız bizim arkadaş grubumuza katılırsa Peter ile çok kavga edeceğe benziyordu. Yinede kulağa eğlenceli geldi. Yüzümde tebessüm belirdi.

AÇIĞA ÇIKMIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin