Omzumu dürten bir el ile uyandım. "Daron vardık. Kalk bakalım." Peter karşımda dikilmiş, kalkmamı bekliyordu. Bense yolculuk boyunca kulaklığımı takmış, dışarıya izlerken uyuyakalmıştım. Kalktım ve otobüsten indim. Herkes eşyalarını toplamış, yola koyulmaya hazırlardı. Kat ile çantalarımızı aldıktan sonra Amara ile Peter'ın yanına geldik. Bay Elton ise hiç vakit kaybetmeden söze girdi. "Evet çocuklar. Kısa bir yürüyüşün ardından kamp yapacağımız yere varacağız. Sizi çok yürütmeyeceğim." dedi ve onu takip etmemiz gerektiğini belirten bir işaret yaptı. Herkes peşine düşmeye başladı. Ben ise zorla ayaklarımı sürüklüyordum. Bana kalsa Bay Elton'ı bir kaşık suda boğardım. Kat kulağıma eğilerek sessizce konuştu. "Ne yapacağız?" Bir süre anlamsız bakışlarla ona baktım. Gözleriyle Bay Elton'ı işaret edince anladım. "Bilmiyorum, olayları akışına bırakacağız ama gözümüzü de dört açmalıyız." dedim. Başıyla onayladı. Bende etrafı gözlemlemeye başladım. Burası şehirden fazlasıyla uzakta ormanlık bir araziydi. Yanlış hatırlamıyorsam burada birçok yabani hayvan vardı. Haince bir sırıtışın ardından sesimi yükselterek konuşmaya başladım. "Bay Elton, bildiğim kadarıyla burada birçok yabani hayvan yaşıyor. Neden kamp kurmak için böyle tehlikeli bir bölgeyi seçtiniz?" diye sordum. Kampa gelen kızların birçoğundan kargaşa sesleri yükselmeye başladı. Yabani hayvan kelimesini duyar duymaz çığlık atmaya hazır bir halleri vardı. Bay Elton bana döndü ve bilgiç bir ifadeyle konuşmaya başladı. "Yanlış biliyorsun Daron. Burası güvenli bir bölge. Öyle olmasa zaten burayı seçmezdim." dedi ve önüne dönerek yürümeye devam etti.
Çok geçmeden kamp yapacağımız yere varmıştık. Ormanın bu küçük kısmı düzdü ve çadır kurmaya uygundu. Her bir çadır iki kişilikti. Ben Peter ile, Kat ise Amara ile kalacaktı. Peter ile çadırı kurmaya başladık. Zaten çadır kolay kurulabilen bir şekilde ayarlanmıştı. Demirleri doğru takıp çadırın içine yerleştirdik ve çadırımız hazırdı. Biz çıktığımızda Amara çoktan çadırı kurmuş, eşyalarını yerleştirmiş ve bize döndüğünde ellerini çırpar bir vaziyette gülüyordu. Gözlerim Bay Elton'ı aramaya başladı. Tek başına kalacak olduğu çadırını kurmakla meşguldü. Madem o bize bu geziyi zehir edecekti, o zaman bu oyun tek taraflı olmayacaktı. Bay Elton çadırın merkezi sayılabilecek bir demiri takarken odaklandım. Bir cismi; elini uzatarak kontrol etmek çok kolayken, sadece zihinle kontrol etmek biraz daha odaklanma gerektiriyordu. Dikkatimi demire verdiğimde demir yere düştü ve Bay Elton'ın şimdiye kadar yerleştirmiş olduğu tüm demirler yere düştü. Haliyle çadır da yere yığıldı. Öğrencilerin çoğu Bay Elton'ın bu haline kahkalar atarken, ben köşede sinsi sinsi gülüyordum. Kat yanıma geldi ve tek kaşını kaldırarak bana baktı. Eğildim ve sessizce "Madem oyun istiyor, bırak istediği olsun." dedim. O da benle birlikte gülmeye başladı. Yaklaşık on beş dakika sonra ise Bay Elton çadırını kurmuş, bana ise kızgın bir bakış fırlatmıştı. Ardından gitti ve çadırını kuramayan birkaç kişiye yardım etti.
Herkesin kendi evinden getirdiği sandviçler yenildikten sonra ormanda keşif yapmak üzere Bay Elton tarafından gruplara ayrıldık. Ben, Katherine, Peter ve okuldan pek de samimi olmadığım iki kız aynı gruptaydık. Yola koyulduk ve diğerlerinden farklı olarak biraz daha ormanın aşağısına doğru yürümeye başladık. Etrafta çok fazla ağaç vardı ve uzağı görmek neredeyse imkânsızdı. Zar zor bir şekilde yürümeye devam ettik. Bir iki adım atmışken başımı yukarı kaldırdım. Yukarıda uzun ve kalın bir dal, ağacın üstündeydi. Fakat asıl önemli olan şey ise dal kesilmişti. Yani düşmeye hazırdı ve de öyle oldu. Dal hepimizin üzerine doğru düşmeye başladı. Tam çarpacağı sırada istemsizce gözümü kırptım. Gözümü açtığımda ise hala yürümeye devam ediyorduk. O an kafama dank etti. Görüş gördüğümü anladığım gibi "Durun!" diye bağırdım. Bağırmamla herkes durdu. Aradan geçen iki saniye ile birlikte on metre ilerimize büyük bir dal parçası düştü. Aynı görüşte gördüğüm gibi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇIĞA ÇIKMIŞ
FantasíaNormal bir hayat istediğinizde evren size tam tersini sunar. Tek istediğim sıradan bir hayattı. Fakat 17. yaş günümde namludan çıkan o kurşun ile işler değişti. En son hatırladığım bir grup gölge yaratıktı. Şuan ise karşımdaki gölge yaratık görünmey...