Gözlerimi açtığımda saat sabahın sekizini gösteriyordu. Her ne kadar gözlerimi kapatıp uyumak istesemde okula gitmediğim onca zamanın ardından okula gitmek zorundaydım. Katherine hastaneden taburcu olalı üç gün olmuştu ve bu süre zarfı içerisinde tüm günümü onun yanında geçiyordum. En sonunda beni zorla okula göndermek için evime yolladı. Yüzümde bir gülümseme belirdi ve yüzümü yıkamaya gittim. Yüzümü yıkadıktan sonra aynadaki yeşil gözlere baktım. Bana olanlar, Katherine'a olanlar, bu kısa süre zarfı içerisindeki değişimler. Hepsi gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti. Kendime gelip üstüme yeşil bir t-shirt ve altıma bir kot geçirdikten sonra aşağıya indim. Çoktan kahvaltıya başlamış olan ailemle günaydınlaştıktan sonra yerime oturdum ve tabağıma yiyeceklerden az az aldım. Kahvaltıdan sonra evden ayrıldım ve yalnız başıma okula yürümeye başladım. Kat her ne kadar okula gelmek istemesede okula gitmeyip evde kalması ve dinlenmesi için üstün ikna kabiliyetimi kullandım. Tamam belki birkaç öpücükle hile yapmış olabilirim. Gülümseyerek okulun olduğu caddeye döndüm.
Okula vardığımda dolabımdan tarih kitabımı alarak sınıfıma doğru ilerledim. Benim sınıfa girmemin ardından Profesör Felix içeri girdi ve derse başladı. Hiçbir zaman sevemediğim tarihi bu derste de dinlemeyerek pencereden dışarıyı izledim. Okul sınırları dışarısında son hız geçen arabalar, işe yetişmek için koşuşturan insanlar, havadaki hafif rüzgar... Profesör Felix'in boğazını temizlemesi ile düşüncelerimden sıyrıldım ve sınıftaki bana bakan gözlerle profesöre döndüm. "Evet Daron seni bekliyoruz." dediğinde yutkundum. Daha ne sorduğunu bilmezken nasıl cevaplayacağımı düşünüyordum ki şans benden yanaydı. Okulun hoparlörlerinden anonsun yapılması ile herkes pür dikkat konuşmayı dinledi. "Bildiğiniz üzere her sene yapılan Okul Şenliği yarın başlıyor. Herkesi şenliğe bekliyoruz." Doğru ya! Her sene bu vakitlerde şenlik yapılırdı. Okula gelemediğim süre içerisinde duyurusu yapılmış olmalıydı. Konuşma bittiğinde herkeste bir sevinç havası oluştu. Bazıları okulun tatil edinmesine seviniyordu, bazıları ise şenliği uzun süredir beklediklerinden dolayı seviniyorlardı. Dikkati dağılan Profesör Felix bana sorduğu soruyu unuttu ve dersi anlatmaya devam etti. Bende rahat bir nefes aldım.
Diğer derslerin ardından okul bitti ve bende yola koyuldum. Fakat bu sefer eve değil Katherine'a gidiyordum. Annesi gündüz çalışıyordu ve daha babasının mesleğini bilmiyordum ama işe gittiğinde günlerce hatta daha uzun süre gelmiyordu. Kapıyı çalalı iki dakika oldu,abartmıyorum gerçekten de iki dakika olmuştu, ardından kapı açıldı ve karşımda Kat duruyordu. Yarım yamalak düzelttiği saçından ve acele giydiği kıyafetlerinden neden iki dakika kapıyı açmadığını anladım ve gülmeye başladım. O da benimle birlikte gülüyordu. İçeriye geçtiğimde gözüm televizyona ilişti. Ekranda bir film vardı ve filmde sevgili olduklarını anladığım oyunculardan erkek oyuncu kanlar içinde ölüyordu. Sevgilisi rolünü oynayan kız oyuncu ise başında ağlıyordu. Başımı kanepeye çevirdiğimde ise kanepede büzüşmüş peçeteler gördüm ve tek kaşımı kaldırarak Kat'e baktım. Utandığında yanakları anında kızarıyordu, aynı şuanda olduğu gibi ve bana sarılarak başını omzumda gizledi. Başını öptüm ve bir müddet öyle kaldık. Başını kaldırıp bana baktığında "Aç mısın?" diyerek gülümsedi. Bende gülümsemesine karşılık vererek "Yumurta kırmak dışında bir şeyler yapabiliyorsan neden olmasın?" dedim. Koluma hafif bir yumruk atarak içeriye geçti. Bende etrafı incelemeye başladım. Evleri tek katlıydı ve geniş bir salonu vardı. Televizyonun tam karşısında iki kişilik, yumuşak görünen kırmızı bir koltuk vardı. Duvarın köşesindeki vitrine yaklaştım ve fotoğrafları elime aldım. Bunlar Kat'in ve ailesinin fotoğraflarıydı. İlkinde Kat küçük kırmızı bir çocuktu ve üstünde mor tatlı bir kıyafet vardı. İkinci fotoğrafta aynı kıyafetlerle Kat vardı. Muhtemelen aynı gün çekilmişti. Fakat korku tünelinden çıktığı ve korku tünelinden koktuğu belli olan fotoğrafta yüzü dehşet içindeydi. Kendimi tutamayarak kahkaha attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇIĞA ÇIKMIŞ
FantastikNormal bir hayat istediğinizde evren size tam tersini sunar. Tek istediğim sıradan bir hayattı. Fakat 17. yaş günümde namludan çıkan o kurşun ile işler değişti. En son hatırladığım bir grup gölge yaratıktı. Şuan ise karşımdaki gölge yaratık görünmey...