chapter : 2

4.4K 480 644
                                    

2| inlemelerin çok güzeldi Yang!

—MARİNA - oh no!

_____________________________________

"Ya bittim diyorum neden anlamıyorsunuz?" Başımı masaya koyarak derin bir nefes aldım.

"Moralin bozulsun istemem ama, Yeji de okulun en popüler kızı yani.." Kafamı kaldırarak dolu gözlerimle Felix'e baktım.

"Hyung biliyorum! İşte o yüzden bittim, ya duyduysa.. Belki sevgilisini affeder, ama ya beni suçlarsa.. ne yaparım ben, her şey mahvolur." Burnumu çekerek, karşımd ki insanlara baktım. Felix dudaklarını içe kıvırarak bana eğildi ve saçlarımı okşadı.

"Mahvolmaz İnnie, hallederiz. Hem biz senin yanındayız bir şekilde devam edersin." Kafamı tekrar masaya gömerek derin bir nefes aldım.

"Ben gidip kahve makinesinden bir kahve alayım, uyuyamadım zaten." Ayağa kalkarak, makineye doğru yürüdüm. Bugün acı bir kahve alarak kendimi cezalandıracaktım evet, evet. O kadar içmemeli ve uçkuruma sahip çıkmalıydım. Salak, Jeongin!

Dudaklarımı büzerek, makineyi tuşladım. O sırada bir el kolumu dürttü. Yanıma dönerek birinci sınıf çocuğa baktım sorarcasına. Ama o hiç bir şey demeden elime bir kağıt uzattı. Ben ona bakarken o kağıdı ittirerek kaşlarını kaldırdı,

"Hyunjin gönderdi." Ben kağıdı alırken o hızlıca arkasını dönerek koşturmaya başlamıştı bile. Not da çıkışta bir sınıfta beni bekleyeceğini ve gelmem gerektiği yazıyordu. Ha bir de çok önemli yazmıştı.

Acı kahvemi alarak, yavaşça Felix ve Changbin'in yanına doğru yürüdüm. Açıkçası şu an kalbim güm güm atıyordu.

Resmen kalbim ağzımdaydı ve ben hissediyordum. Yutkunmaya çalışarak karton bardağı masaya bıraktım. Felix kafasını bana dikip kaşlarını kaldırırken, kaşlarımı çatarak masaya oturdum.

"Ben bile sınıfta kaldığımda bu kadar karalara bağlamadım Jeongin,"
Kollarımı önümde bağlayarak kafamı kaldırdım, o sınıfta kalmamıştı bir. O sadece zayıf korecesi yüzünden tekrara kalmıştı, yani aptallığından değil. Ama ben, asıl ben. Tamamen aptallık.

"Yeji'yi görmedim bugün hiç." Jisung arkasına yaslanırken, telefonu masaya bırakmıştı.

"Cidden kötü hissediyorum, nasıl geçecek bu?" Felix eğilerek kolunu omzuna atmış ve beni kendine çekmişti. Kafamı göğsüne koyarak biraz daha sokuldum.

"Jeongin senin bir suçun yok ki, hepimiz biliyoruz sen çok iyi bir insansın. Herkes hata yapar, zamanla geçer o duygu."

"Suçluluk duyuyorum.. Ama gerçekten iyi bir insan olsam bunu kıza açıklamam ve anlatmam gerekirdi. Ben ise sadece yerime sinerek onun öğrenmemesini umuyorum."  Bencildim, kesinlikle doğruydu. Söylemeliydim işte, yoksa her gün böyle hissederdim. Ama belki Hyunjin için bu önemli bile değildi. Bilmiyordum ki ne o insanları, ne de aralarında ki ilişkiyi.

Sadece aynı lisedeydik ve Hyunjin ile arkadaşları dehşet yakışıklı, havalı olmaları sayesinde popülerdi. Bir nevi dikkat çekici insanlardı. Şu ana kadar kaç kızla çıktılar bilemem ama, sanki okulun bütün yakışıklıları özenle seçilmiş ve arkadaş olmuş gibilerdi. Öyle ki çoğu kız onlara aşık olmuştu zaten böyle popüler olmuşlardı, bir nokta da herkes onları tanımaya başlamıştı. Daha sonra her kızı kabul etmemiş ve reddetmişlerdi, "sana karşı bir şey hissetmiyorum." diyerek. Bu yaptıkları da kız avcıları olmadığını göstermiş daha çok havalı olmuşlardı insanların gözünde. Ha bir de ulaşılmaz işte. Onlar kızlara bile düşmeyen, herkesle çıkmayan ama herkesin tanıdığı ve istediği tiplerdi işte. Kibirli olduklarını söyleyemezdim çünkü biri gelip bana açılsa onu tanımadığım ve sevmediğim için reddederdim, bu normaldi.

you get me so high || hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin