chapter : 24

2.1K 266 124
                                    

24| lütfen gitme.

Lauv (feat. BTS) - Who

_____________________________

Konuşmamıştık.

Ondan sonraki gün ve sonrasında da konuşmamıştık.

Sanırım ikimizinde cesareti yoktu. Çünkü bir şekilde ikimizde kaçıyorduk. Ben her tenefüs ya kütüphaneye ya da çalışma odasına kaçıyordum. Öğle yemeğine inmiyordum, onunla karşılaşacak casareti edinmektense aç kalmayı tercih ediyordum.

Chaeryeong, Yeji, Minho.. Hepsinin dediklerini anlamaya çalışırken kafayı yiyecek gibi olmuştum. Karmaşık bir problem gibiydiler. Tek farkları; porblemi uğraşarak çözebiliyordunuz ama onların sabiti eksikti.

Kısaca bilmediğim bir nokta vardı. Ben dışında herkes biliyordu, ama ben anlayamıyordum. Eğer bilseydim muhtemelen her taşı yerine oturturdum.

Ve maalesef ki Minho haklıydı. Hyunjin'le iletişim kurmamız gerekiyordu, üç gündür ne o ne de ben bunu denememiştik. Gerçi Hyunjin bunu istiyor mu, ona da emin değildim. Sadece biraz zaman vermekti istediğim.

Ya da sadece korkmuştum.

Derin bir nefes alarak telefonumu elime aldım.Yurdun bahçesindeydim, saat daha henüz dokuz olmuştu ve ben burada öylece oturuyordum. Garip bir şekilde çok bunalmış ve nefes alamıyor gibi hissetmiştim.  Kimsecikler yoktu, herkes ya kafede, ya kütüphanede, ya da çalışma odasındaydı. Soğuk hava da burada kalan tek kişi bendim. Ama burada olmamda hiçbir işe yaramamıştı. Çünkü bunaldığım şey düşüncelerimdi.

Derin bir nefes aldım, sanırım soğuk hava ciğerlerime işliyordu şu an. Fakat bir nebze olsun cesaret edinmemi sağlamıştı. Eninde sonunda olacaktı, uzatmaya gerek yoktu.

Jeongin
Hyunjin?
21:03

Yanaklarımı şişirerek yazmasını bekledim. Oturduğum bankta ayaklarımı sallayıp duruyordum. Kulaklığımda çalan bir kaç şarkı geçmişti ki, gelen mesaj ile ekranım aydınlandı.

Hyunjin
Efendim?
21:21

Jeongin
konuşmamız gerekiyor

Hyunjin
Neredesin?

Jeongin
Yurttayım

Hyunjin
Geliyorum

Gözlerini büyüterek hızla oturduğum banktan indim. Açıkçası bunu beklemiyordum sadece mesajlaşırız sanmıştım. Ya da 'tamam yarın bla blada konuşuruz' gibi bir şeyler. Ama bir anda geliyorum demişti.

Hızla odama çıkmak için asansöre bindim. Şu an aşırı heyecanlıydım. İtiraf edemesende birçok şey olmuştu. Benim ondan hoşlanmam uzun süredir alışkın olduğum, kabullenmek konusunda hâlâ kaygılarım olduğu bir durumdu. Fakat bu onu bilmiyordu. Onu duyduğumu bilmediği gibi.

Yaptığı her şey beni heyecanlandırıyordu. Fakat iki saniye geçmeden gerçekler yüzüme çarpıyordu ve ben öylece kalıyordum. Realist yaklaşmak her zaman önemlidir diye düşünmüştüm ama, aklıma öylesine gelmesi bile bende endişe uyandırır hâle gelmişti.

Yavaşça yutkundum.

Hayır Jeongin, şu an bunların sırası değil.

Ne konuşacağını düşün..

O gün orada söylediklerim için özür dilemeliydim. O ne kadar suçluysa bende öyleydim. Her seferinde ona kızıyor, binbir türlü şey kuruyordum. Onu asla dinlemeden. Hoş ben dinlesem bile anlatacağı mâlumdu.

İçeri girerek odanın içindeki aynadan kendime baktım. Altımda ekoseli kırmızı bir pijama vardı, üstümde ise beyaz bol bir tişört. Şu an gerçekten berbat görünüyor sayılabiliridim. Ama üstümü değiştirmem de tuhaf görünürdü.

you get me so high || hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin