chapter : 4

3.9K 420 252
                                    

4 | Bugün evime gel

Madison Neer - Baby

_____________________________________

Gülümseyerek potaya giren topa baktım. Bana ufak bir neşe kazandıran sayı ile arkamı dönerek Seungmin'e sarılmıştım. Ufak temas sayesinde gülerek geri çekildiğimizde, ikimizde kenara doğru yürümeye başlamıştık.

Yerdeki su şişesini alarak kendimi yere attığımda, Seungmin suyunu içerken kaşlarını çatarak karşıya bakmıştı. Ben de onun gibi kafamı çevirdiğimde, basketbol takımındaki birkaç kişiyi görmüştüm. Bahsettiğim bir kaç kişi ise; Hyunjin, Changbin, Minho ve Chan hyung oluyordu.

Seungmin'in gözleri Chan hyungu bulduğu gibi gevşemişti. Kafasını duvara yaslayarak gülümseye başladı.

"Chan hyungun, Hyunjinler ile bu kadar yakın olduğunu bilmiyordum." Seungmin kafasını ufak bir haraket ile bana çevirdi.

"Çok yakın değillerdi aslında ama, bu sene takım sayesinde yakınlaşmışlar." kafamı sallayarak bacaklarımı uzattım ve onun gibi kafamı duvara yasladım. Hyunjin'in ödevini yaparak sabahlamımın üzerinden 1 hafta geçmek üzereydi. Bu bir hafta içerisinde, Edebiyat ve Fizik projesini de ben yapmıştım.

Aslına bakarsanız bu tamamen yanlış ve saçma geliyordu. Sonuçta o ödevler onun az da olsa bir miktar bir şeyler öğrenmesi için vardı. Fakat Hyunjin okulda basketbol takımında olması dışında, okul dışında da bir yüzme kulübüne gidiyordu. Ve doğal olarak yorulduğuna emindim. Bu yüzden üstelemeden, muhtemelen ona zor geldiği için yapmadığı ödevlerini yapmıştım. Kendi çapımda ona iyilik, onun fikrince ona itaat ediyordum.

Boynumu yana atarak gözlerimi diktiğim köşeden çektim. Gözlerimi Hyunjin'e çevirdiğinde onun da bu taraf baktığını gördüm. Changbin, Chan'a doğru hararetli bir şeyler anlatıyordu. Ortalarında oturan Minho krakerini yiyor hyunjin ise sadece durarak buraya bakıyordu. Gözü falan dalmış olmalıydı.

5 dakikanın ardından tekrar ayağa kalkarak oyuna dönmüştüm.

Kendimi oyuna son derece kaptırdığımdan deli gibi terlemiştim, doğal olarak giydiğim ince tshirt üstüme yapışıyordu. Rahatsız edici olduğundan, ve fazla sıcak, üstümdeki tshirti biraz ferahlamak adına altından tutup kaldırarak sallamaya başladım.

Seungmin potaya bir top sokmayı başardığında, bir anda zıplamaya başlamıştı. Yerinde zıplayarak ellerini çıprtı ve 'yes be' der gibi bir hareket yapıyor ve olabilecek en sevimli şeye benziyordu.

Gülerek ona baktıktan sonra, tekrar eski yerime geçtim. Biraz eğilerek ellerimi dizlerime yasladım ve tshirtimin önünü dişlerimle tutarak içime üflemeyi denedim. Fena hâlde yanıyordum. Fakat bana göre oldukça normal o hareketi yaparken Hyunjin ile tekrar göz göze gelmiştim. Kafasını eğerek bana bakmaya devam etti ve dili ile alt dudağını sıyırdı yavaşça.

Kaşlarımı çatarak önüme döndüm ve karşımdaki kişiyi engellemeyi denedim. Evet denedim. Ama ne derler bilirsiniz; denemek başarmanın yarısıdır. Ya da öyle bir şeyler.

"Hey, devam etseydin engellerdin ya!"

"Üzgünüm, yoruldum." tshirtimü altından kıvırarak karnımı açarken, tekrar kenara yürüyerek telefonumu elime aldım. Dersin bitmesine daha 15 dakika vardı. Tekrar suyumu içerek geri dönecekken telefonuma bir mesaj geldi.

Hwang Hyunjin:
soyunma odasına gel.

Jeongin:
Ödevlerini buradan da söyleyebilirsin Hyunjin?

you get me so high || hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin