16| ona bana dokunduğun gibi mi dokunuyorsun?
Bts (Suga) - seesaw
_____________________________________
kafamı biraz oynatarak kıpırdandığım da, otobüsün anonsunu duymam ile kafamı kaldırdım. Hyunjin dediği gibi benimle otobüse binmişti. Ve sanırım şu an saat dokuz yaklaşıyordu. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığımda o da gözlerini bana indirmişti.
"Diğer durakta ineceğiz." Önüne döndüğünde, ben de onun gibi dönmüştüm. Uykuluydum ve şu an düşünemiyordum. Omuzumda olan parmakları kıpırdandığında elimi parmaklarının üzerine getirdim. O parmaklarımızı birbirine geçirirken ben tekrar başımı omzuna koymuştum.
Omuzuna ilk yaslandığımda daha rahat olmam açısından kolunu omuzuma sarmıştı. Üzerine koyduğum elimi kavradığında kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Ellerimizi birbirine geçirdiğinde sesimi çıkarmadan, kafam omzunda ve gözlerim açık beklemeye devam ettim.
İneceğimiz yer geldiğince o ellerimizi ayırmadan kolunu omzundan yanımı indirmiş ve ayaklanmıştı. Çantamı düzelterek bende peşinden ayakladım. İkimizde otobüsün kapısında tutunurken ona doğru döndüm.
"Sen de inecek misin?" kafamı ona çevirdiğimde başıyla onayladı beni. Uykum yüzünden sersemlemiştim ama, Hyunjin hiç inmeden direkt evine gidebilirdi.
"Evine gitmeyecek misin?" Gözlerimi büyüterek ona baktığımda hafifçe gülümsemişti. "Yurduna gitmiyoruz."
"Ne?'' kafamı dışarı çevirerek, etrafı incelemeye çalıştım. Ellerimiz hâlâ birbirine kenetliydi ve bu garipti. O gülümseyerek başını eğmiş ve kıkırdamıştı bense şaşkın şaşkın ona bakıyordum.
Ben daha ne olduğunu anlayamamışken otobüs durmuştu ve Hyunjin benden önce inerek beni çekiştirmişti. Arkasından inerek ona bakmaya devam ettim. O ise giden otobüsün ardından ellerimizi ayırdı.
Vücudunu tamamen bana çevirerek yüzüme baktı. Ben hâlâ salak gibi bakıyordum çünkü uykum vardı ve otobüste cidden uyumuştum, bu yüzden hâlâ ayılamamıştım. O elini saçıma attığında kaşlarımı kaldırdım. Saçlarımı düzelterek gülümsediğinde, ortaya çıkan minik gamzesine çekilmişti gözlerim. Gözlerini saçlarımdan çekerek yüzüme odakladı.
"Tatlı duruyorsun." nedensiz iltifatı yerine sanırım utanarak istemsizce gözlerimi kapatarak gülümsediğimde, elini yanağıma getirmişti. Gözlerimi açarak ona ve bulunduğumuz yere baktım.
"Hava çok karanlık." kafasını salladı ve ellerini yüzümden indirerek tekrar elimi tuttu. "Korkuyor musun?" kaşlarımı çatarak yanına ulaştım,
"Hayır, sadece karanlık bazen rahatsız edici olabiliyor." yürümeye başladığında, nerede olduğumuzu tam şu an anlayabilmiştim. Han nehrinin yakınlarındaydık. Fakat otobüs bir sokak arkasından geçtiğinden ve karanlık olduğundan anlayamamıştım.
Kış ayı geçmişti ama ilkbahar da olsa hava geceleri soğuk oluyordu. Bu yüzden biraz irkilerek onu takip etmeye devam ettim.
Çimenliklerde yer yer oturan ve çoğunlukla balık tutan insanlar vardı. Daha az insanın olduğu bir yere doğru ilerleyerek bir ağacın altına oturarak beni de yanına çekmişti. Arkasını yaslanarak manzarayı izlemeye başladığında bende onun gibi arkama yaslanmış ve ellerini iki yanıma koyarak destek almıştım.
"Neden buraya geldik?" omuzlarını silkerek dudaklarını büzmüştü. Tanımadığım bir yerde indiğimizde en fazla onun evinde oluruz sanmıştım. Çünkü bilmiyorum, neden Han nehrine gelmiştik ki?
![](https://img.wattpad.com/cover/268218850-288-k872289.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you get me so high || hyunin
FanfictionSeni kalbime kazıdım, vücudunu ezberime alırken.