19| Daha rahat görebilmem için neden üstündekini çıkartmıyorsun?
Chase atlantic - Okey / into it
!!!bölüm smut içeriyor, okumak istemeyenler belirttiğim kısımdan itibaren okumayarak sonraki bölüme geçebilir. <3
_____________________________
çantamı omuzlarımdan indirerek yere bırakmıştım. Okuldan yeni dönmüştüm. Ve dünün kızgınlığı hiçbirinde geçmemişti. Hyunjin -Minho'nun dediğine göre- sınıftan çıkmamıştı. Ben de sınıfına gitmek gibi bir şey yapmamıştım. Sanırım yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Minho ve Changbin ile küsmemişlerdi. Minho ona sinirli olduğunu ama küs olmadıklarını söylemişti yani.
Ve ayrıca tabiki tüm günüm; Jisung, Felix ve Seungmin'in muhteşem analizleri ve kafa ütülemeleriyle geçmişti. Dün kafede sadece beni değil onları da konuşmuştuk. Minho'nun Jisung'a asıldığını zaten biliyorduk. Fakat Changbin'in kurduğu şu sohbet grubu sayesinde Minho, Jisung'un numarasını almıştı. Jisung'un dediğine göre sürekli kedilerini ve saçma fotoğraflarını atıyormuş, ama tatlı olduğunu da eklemişti..
Felix ve Changbin ise, onların gerçekten arkadaş olduğunu sanmıştım. Zaten öyle konuşmuşlar, fakat geçen gün bir iddiaya girmişler. Felix kazandığı için ona ceza vermiş ve, cezası; Changbin'in kendisini öpmesiymiş. Yanaktan tabii. Fakat, yine de Felix sürekli ona yanağını uzatıyordu. Garip ama tatlılardı.
Okuldan geldiğimde genelde kirli hissediyordum, ve her zaman kısa bir duş alma gereği duyuyordum. Bugün biraz geciktiğim için yemeğe yetişebilmek için, yemek saatinden önce hemen kısa bir duş almalıydım.
Üzerimdeki ceketi çıkartarak hızlıca okul formamdan kurtulmuştum. Gömleğimin düğmelerini sonuna kadar açmayı bitirdiğimde kapım tıklatılmıştı. Büyük ihtimalle Beomgyu'du çünkü yan odamdaydı ve yakın olduğumuz için genelde benden bir şeyler isteyip duruyordu ya da sadece öylesine geliyordu. Eğer görevli biri olsa zaten kapıyı çalarken bunu söylüyordu, hatta haykırıyordu.
Bu yüzden gömleğimi düzeltmeye gerek duymadan, üstümden sıyırdığım gömleğin omzunu düzelterek kapıyı açtım. Şaşırdığımı belli eden bir yüz ifâdesiyle Hyunjin'e bakarken, o elleri pantolonun cebinde kapının pervazına yaslanmıştı. Yüz ifâdem gerçeği yansıtıyordu çünkü, onu görmek son beklediğim şey bile değildi. Hyunjin bu yurtta bile kalmıyordu.
Kaşlarımı çatarak ona baktığımda kafasını yana eğmişti, "Hyunjin?" derin bir nefes alarak yaslandığı yersen çekilmişti.
"Girebilir miyim?" Kafamı sallayarak kenara çekildim. Neden buradaydı, ve asıl nasıl buradaydı asla bilmiyordum. Ben göstermeden o zaten küçük olan odamın içinde küçük iki kişilik koltuğu bulmuş ve oturmuştu. Çantasını yere koyarak arkasına yaslanmıştı.
"Tüm gün seni görmedim." Eli ile gelmem için işaret yaptığında kaşlarımı çatarak ona doğru yürüdüm.
"Minho, sınıftan çıkmadığını söyledi." Elleri gömleğimin iki ucunu bulduğunda derin bir nefes verdim.
Yanlış bir zamanda gelmişti.
"Beni özlemedin mi?" Elleri gömleğimi tuttuğu için karnıma değerken, önünde durduğum ve oturduğum için alttan bakıyordu bana. Ve garip bir şekilde mükemmel duruyordu. "Ben özledim." Dediğinde elleri gömleğimin açık yakalarından içeri kaymış ve belimi kavramıştı. Beni kucağına doğru çektiğinde bir bacağım bükülürken, diğerini bacak aralarından sarkıtmış ve sağ dizine oturmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you get me so high || hyunin
Fiksi PenggemarSeni kalbime kazıdım, vücudunu ezberime alırken.