29| Bütün gün seninle ilgilenmek, öpmek istiyorum.
_____________________________
Yüzüme bir öpücük kondurarak geri çekildi. Ben ise gözlerimi sımsıkı kapatarak kollarımı sıkılaştırmıştım. Kıkırtısının tatlı cazibesi ile gülümseyerek gözlerimi açtım.
Gözleri kısılmış, yanları kırışmıştı. Elini gözüme gelen saçlara götürüp ittikten sonra, tekrar eğilerek dudaklarıma tatlı bir öpücük kondurdu bu sefer. Dudaklarını getirmiş ve bir süre beklemiş, sonrasında seslice çekmişti. Ben ise öylece izliyordum yaptıklarını.
Aslında gayet farkındaydım. Şu an yaşadığımız anın bir garantisi yoktu. Çünkü Hyunjin'in bana söylediği sözlerin arkası boş kalıyordu. Ama bazen akışına bırakmalıydınız. Sadece onu seviyordum, ve sadece beni seviyordu. Bu yüzden buna odaklanarak daha fazla bir şeyleri berbat etmemeye çalışıyordum.
Anneme olan hıncımı ondan aldığımı ve bunun yanlış olduğunu biliyordum, o yüzden şu an onunla bu konumdaydım. Çünkü daha fazla ona karşı çıkar ve ağlamaya devam edersem kafayı yiyecektim. Çünkü zaten annemin yanına gidince neler olacağı belliydi.
Olacaklar, yaşanacak kavgalar. Hepsinin şimdiden farkındaydım ve çok stres hissediyordum.
Bu yüzden şu anlık sadece bırakıp Hyunjin ile güzel vakit geçirmeye odaklanıyordum. Çünkü o beni iyi hissettiriyordu. Birkaç saatliğine de olsa.
"Kalkacak mısın artık?" Kafamı iki yana salladım. Ve yanımdaki yastığa gömdüm yüzümü.
"Yatmak istiyorum!" mızmızlanarak kendimi yastığa bastırırlen, O da kollarını bükmüş ve yanıma uzanıp beni kolları arasına almıştı.
"Yatarız o zaman." diyerek itiraz etmeden üstümüze yorganı çektiğinde, yüzümü yorgandan çekerek yüzüne baktım.
Yorganı düzeltmeye odaklı gibi görünüyordu. Fakat düzelttikten sonra, ona baktığımın farkında olarak tekrar yüzüme eğilmişti.
"Çok ilgili gibisin." Dudaklarını yalayarak belimi okşamaya başlamıştı.
"Gibi değil öyleyim." Kaşlarımı kaldırarak ona baktım,
"Ya?"
"Hmhm," yüzünü boynuma getirerek dudaklarıyla minik buseler kondurup geri çekilmiş ve bu sefer aşağıdan bakmaya başlamıştı yüzüme.
"Bütün gün seninle ilgilenmek, öpmek istiyorum, sarılmak ve yüzünü okşamak istiyorum." Sonra derin bir nefes alarak gözlerini kapattı.
"Ve bunu öyle çok istiyorum ki günlerce sürse yetmezmiş gibi." Hafifçe gülümsedim.
çünküYukarı kayarak kendini yana attı, belimde olan eliyle ise beni kendine çekmişti. Ben ise beni kendine çekmesiyle, ellerimi yanına koyarak destek almış ve ona üstten bakmaya başlamıştım.
Yeni uyandığında bile mükemmel görünüyordu. Aslında şu an da saçları gerçekten çok dağınıktı. Şekli tamamen bozulmuştu. Ama onda hiç kötü durmuyor, aksine daha gzüel gözükmesini sağlıyordu.
Dudakları her zamanki gibi Pembe ve dolgundu. Ama şimdi birazda şişmişti. Gözleri ise tıpkı dudakları gibi şişmiş ama daha tatlı oluvermişti.
Derin bir nefes alarak onu incelemeyi bitirdim ve sağ elimi yüzüne koyarak yanağını okşadım. Anlık yaşamak bana çok acı veriyordu. Fakat en çok Hyunjin'den kaynaklıydı o acı.
Belki de mantığımı kullanıp Hyunjin'e hiç yaklaşmasaydım, hiç üzülmez ve hiç kırılmazdım.
Ama duygularımı kullanıp, anlık yaşamak istemeseydim de hiç böyle güzel hissetmez ve bu güzelliğin farkına varamazdım.
Dudaklarımı dudaklarıma bastırırak yavaş bir öpüşme başlattım. Dolgun dudakları tıpkı onum gibi şişmiş olan dudaklarım arasında dolanıyordu.
Hafif öpücüğü bile can yakıcıydı ki, işi ciddiye bindirip ağzına yolladığım dilimi emmeye başladığında gerçek kimliğini göstermişti. Gerçek, can yakıcı Hwang kimliğini.
Az önceki gibi elleri belime dolanmıştı. Bacaklarımı iki yana açarak kucağına tırmandım ve kasıklarına oturdum.
Sadece güzelliğinin tadını çıkartmaya çalışıyordum. Çünkü diğer türlü ağlamaktan başka bir bok yapamayacağım aşikârdı.
Fakat hareketlerimiz öncekilerin aksine tamamiyle yavaş ve nazikti. O parmaklarıyla belimi okşuyor ben ise dudaklarımla dudaklarını okşuyordum.
Öpüşme gittikçe uzarken, son vermek adına kendimi oturduğum kasıklarına bastırdım. O kafasını hafifçe geri çekip inlerken izin vermeyip öpmeye devam etmiştim. Ve sonrasında kendimi ona sürterek, olayın yönünü belirlemiştim.
Bir çırpıda altında kalmıştım. Kolları belimi değil, yatakta kafamın iki yanını bulmuştu.
Dudakları ise bu sefer dudaklarımda değil boynumdaydı. Fakat öpücükleri hâlâ aynıydı. Hafif ve narindi. Nazik davranıyordu bana bugün. Ben ise ağlamak yerine tadını çıkarıyordum.
Annem birkaç ay sonra ölecekti, abim şu an muhtemelen çıldırmış durumdaydı ve babam tekrar bir şeyler içip abime dert oluyordu. Ve tüm bunlar olurken ben, Hyunjin'in altında yatıyordum.
Dudaklarını boynumdan çekerek duraksadı,
"Neden kendini kasıyorsun?" Burnunu boynuma sürterek derin bir nefes aldı.
"Yanlış bir şey mi yaptım?" kafamı iki yana salladım.
"Hayır yapmadın." gözlerimi yumarak ellerimi ensesine getirdim.
"Sadece biraz daha hızlı davran." Yalanlarımı art arda dizerek, onun göğüs ucumu parmaklarıyla sıkıştırmasını ensesindeki saçları çekiştirerek izlemiştim.
Biraz daha aşağı inmiş ve sonunda kasıklarımda durmuştu.
Elini pijamasına atmak üzereyken durmuş ve yüzüme bakmıştı.
"İstersen durabiliriz, buna devam etmek zorunda falan değiliz sadece uyuru-" Yutkunarak gözlerimi kapattım.
"Saçmalama Hyunjin, yap şunu." o ise derin bir nefes almış ve, ellerini pijamamdan çekmişti. Bir anda tekrar yüzünü yüzümün yakınında hissettim.
"İyi değilsin, kes şunu." Diyerek kendini tekrar yanıma atmış ve beni kendine çekmişti.
Ben ise sesizce ona sokulup yüzümü göğsüne kapatmıştım.
"Sadece unutmak istiyorum."
"Jeongin, bebeğim.." sakin sesiyle beni yatıştırmaya çalışıyordu. Ama aptallıklar silsilelerimin ikimizde farkındaydık. Burada olmam, beni onun avutması, ön sevişme yapmamız ama şimdi ağlayacak olmam. Hepsi aptallığımım parçasıydı.
"Uyumak mı istiyorsun?" dudaklarını aralayıp söyleyeceği şeyden vazgeçtikten sonra kapatmış ve bu sefer dudakları arasından bu kelimeler çıkmıştı.
Kafamı aşağı yukarı salladım.
"Uyuruz o hâlde." diyerek sıcacık sesiyle konuşmuş kollarını sıkılaştırmış ve yorganın altına sokmuştu bizi tekrar. Ben ise gözümden akan birkaç yaşla gözlerimi kapatarak uyumayı denemiştim.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you get me so high || hyunin
FanfictionSeni kalbime kazıdım, vücudunu ezberime alırken.