●
●
●"Her şeyin bittiğine inandığınız bir zaman olacaktır ; işte o yeni bir başlangıç olacaktır..."
Louis L'Amour
●
●
●-
Umut'tan (18 mart, 2017 - İlkbahar) :
Ilık esen rüzgar yüzüme vurup saçlarımı uçuruyordu. İlkbahar gelmesine rağmen rüzgardan kurtulamamıştık. Bunu umursamıyordum çünkü rüzgarları seviyordum. Hele ki böyle ılık esenini daha çok seviyordum.
Sakin adımlarla okula yürüyordum. Yanından geçtiğim dükkandan gelen kokularla gözlerimi kapattım. Burnuma dolan taze simit kokusu ve ilkbaharın getirdiği kokular birbirine karışıyor ve yüzümde bir gülümseme oluşturuyorlardı. Hemen gözlerimi açıp cebimdeki biriktirdiğim harçlığımla dükkana doğru adımladım. Kapıdan girdiğim anda duyduğum ses derince gülümsememe sebep olmuştu.
"Ooo Umutcum. Hoşgeldin kızım. Bayadır gelmiyorsun valla özlettin kendini." Halil amcam... Bu dükkanın sahibi. Bu küçük fırında kendince uğraşıyor ama uğraştığına da gerçekten değiyordu. Şimdiye kadar yediğim en güzel simitleri yapıyordu. Buraya geldiğimde yüzümde gülümseme eksik olmuyordu. Simitin o tadı ve Halil amcamın babacan tavrı. Babamdan görmediğim şevkati ve sevgiyi Halil amcamdan görüyordum. Ama ben biliyordum. İnanıyordum. Bir gün babam beni çok sevecekti. Düşüncelerimden sıyrılıp hayata döndüğümde Halil amcama cevap verdim.
"Hoşbuldum Halil amca. Bu aralar derslerim çok yoğun gelemiyorum ki amcam." Okul çıkışı için ek ders olarak resim dersi alıyordum. Bu da fazlasıyla yoğun olmam için yeterliydi bence. Gözlerimden fışkıran kalplerle simitlere bakarken ağzımın suyu akmadan Halil amcaya döndüm. "Halil amca bana şuradan iki simit versene. Fazla kızarmış olanından."
"Tabi kızım. Başka bir şey istermisin." Başımı reddercesine sallayıp kese kağıdına koyduğu simiti elinden aldım. Parayı uzatıp vereceğim sırada Halil amcam yeniden konuşmaya başladı. "Benden olsun kızım. Sen okuyorsun. Lazım olur para." Gözlerim dolarken Halil amcama sakince başımı salladım.
"Teşekkür ederim Halil amca. Kolay gelsin." Halil amcam 'ne demek' der gibi başını sallayıp konuşmaya başladı. "Sağol kızım." Kapıdan çıkarken arkamdan seslenmişti. Kapıyı tutup arkamı döndüm. "Sık sık gel. Özlettirme kendini."
"Tamam Halil amcam, gelirim." Yüzümdeki kocaman gülümseme ile dükkandan çıktım. Yine aynı sakinlikteki adımlarla elimde yediğim simitimle okula doğru yürümeye başladım.
Bir kaç dakikalık yürüyüşten sonra okula gelmiştim. Bitirdiğim simitlerin kese kağıdını yanımdaki çöp kutusuna atıp okulun girişine doğru attım adımlarımı. Kapıdan girdiğim anda bana dönen bakışlardan utanarak kafamı öne eğdim. Bir kaç saniye baktıktan sonra önlerine dönen insanlarla hızla sınıfa doğru adımladım. Sınıfa girdiğimde kafama gelen kağıttan yapılmış top ile yerimde durdum. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm tutkal Yade ile gözlerimi devirdim. Tutkal... Her gördüğü erkeğe yapıştığı için kendi içimde ona böyle diyordum.
"Hey bakın kim gelmiş. Hoşgeldin. Seni bekliyoduk bizde. Değil mi arkadaşlar?" Sınıfa dönüp bağırdığında sınıftan alkış sesleri ve 'Evet' nidaları dökülmüştü. Anlamayarak kaşlarımı çattığımda Yade arkasındaki arkadaşına eliyle işaret verdi. Arkasındaki kız elindeki kutuyu Yadeye uzattı. Yade kutuyu alıp yanıma doğru adımlarken aynı zamanda kutunun kapağını açıyordu. Önüme kadar geldiğinde kutuyu kaldırıp içindekileri başımdan aşağı boşalttı. Sıvı aynı zamanda katı madde vücudumda aşağıya iniyordu. Yade kakhaha atıp sınıfa döndüğünde sınıftan da kahkahalar yükselmeye başlamıştı. Yade ve diğerleri gülerken ben karşılarında savunmasızca duruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize | Tamamlandı
ChickLit"Umutlarıma tutunarak mucizeler yarattım." - Dışardaki yağmur sesi biraz olsun dindiğinde elimdeki mumu çekmecenin üzerine koydum. Gözlerim yavaştan kapanmaya başlayınca gözümden bir damla yaş yanağıma süzüldü. Sonra ise dudaklarımdan hayatımı tamam...