Mucize | Tamamlandı

21. Bölüm🌼

●
●
●

"Gökkuşağına ulaşmak için yağmura katlanmak zorundasın..."

Dolly Parton

●
●
●

-

"Ben Ali Rıza Doğan. Kısacası Umut Doğan... ecelinim."

Duyduklarım beni şoka uğratırken bu kişinin küçükken beni kaçırıp üvey aileme veren kişi olup olmadığını sorguluyordum. Soyadı Doğandı. Babamın kuzeni olduğuna göre...

Gerçekten şuan beni kaçırıp öldürdüğünü iddia eden adamla karşı karşıyaydım. Gözlerim kocaman açılırken kaşlarımda aynı hızla havalanmıştı. Ali Rıza ise ciddi ifadesinden kurtularak alayla sırıtmaya başlamıştı. İstemsizce bir adım gerilerken Ali Rıza ise bu halime yalancı bir alınganlıkla konuşmaya başladı.

"Benden korktun mu yoksa? Aaa alınırım valla." Ben bir cevap veremezken o konuşmaya devam ediyordu. "Sana planımdan bahsediyim mi? Ya da bahsetmeyeyim sürprizim bozulmasın." Zorlukla yutkunarak Şafağın ipini daha sıkı tuttum.

"Benden ne istiyorsun?" Benim konuşmamdan sonra Ali Rıza başını omzuna eğerek konuşmaya başladı.

"Aa, senden bir şey istemiyorum Umut." Gözlerini hırsla kısarak alt dudağını dişledi. Bakışları yere inerken konuşmaya devam etmişti. "Faruk Doğan'dan istiyorum. Her şeyini kaybetsin istiyorum." Yere indirdiği gözlerini sakince gözlerime çevirdi. "Tabi bunun için senin yardımına ihtiyacım var." Tek kaşım havaya kalkarken sorarcasına konuştum.

"Sana neden yardım edeyim?" Alayla gülerek 'Hadi ama!' dercesine bana baktı.

"Sen zeki bir kızsın Umut. Eğer benim tarafımda olursan kazanırsın. Bu kadar basit. Eğer diyorsan ben biricik babamla kalıp sonsuzluğa gömülmek istiyorum sen bilirsin. Seçim senin." Kaşlarım çatılırken başımı reddedercesine sağa sola salladım.

"Senin tarafında asla olmam. Senin gibi şeref yoksunu biriyle iş birliği yapacağıma ölürüm daha iyi." Şeref yoksunu kelimesine baskı yaparak bir adıma ilerlemiştim. "Buraya bunun için geldiysen boşuna gelmişsin. Ailemi asla bırakmayacağım. Bizi ayıramayacaksın." Ali Rıza alaycı ifadesinden sıyrılarak ciddi ifadesine döndüğünde tek kaşını kaldırarak konuşmaya başladı.

"Öyle mi Umut Doğan? Gerçekten sizi alt edemeyeceğimi mi düşüyorsun?" Alayla gülerek Şafağın üzerine bindim.

"Elinden geleni ardına koyma Ali Rıza... Doğan." Şafağın ipini salladığımda Ali Rıza geriye doğru gitmişti. Bende geldiğim yöne dönerek ilerlemeye başladım. Ali Rızanın arkamdan bir kaç kelime söylediğini duymuştum.

"Yalvaracaksın Umut. Aldığım her bir can için yalvaracaksın..." Sırıtmam büyürken umursamayarak hızla ilerlemeye başladım. Hatırladığım kadarıyla geldiğimiz yolları aşarken daha önce görmediğim yerlere gelmiştim. Sanırım kaybolmuştum.

Şafağı durdurup etrafıma bakmaya başladım. Fakat nerede olduğumu bilmiyordum. Daha önce buralardan geçmediğime emindim. Şafağın üzerinden inerek etrafta gözlerimi gezdirdim. Ağaçların arasında biri vardı ama yüzünü tam olarak göremiyordum. Elimi kaldırarak konuşmaya başladım. "Merhaba! Yardım edebilir misiniz? Kayboldum da..." Adam bir kaç adım atarak ağaçların arasından çıktı. Aslında Kaan yaşlarında genç bir çocuktu. Boyu tahminimce 1.85 civarıydı. Kumral, yeşil gözlüdü. Sert ifadesine rağmen iyi birine benziyordu.