●
●
●"Bir yalana inanmış olmak sizi aptal yapmaz, çünkü saf olmak karaktersiz olmaktan çok daha iyidir."
Victor Hugo
●
●
●-
Gözlerim hırsla kısılırken hızlı adımlarla başka bir atın ahırının önüne geldim. Kapısını açıp dışarı çıkardığımda hızla üzerine binerek ormana doğru sürmeye başladım.
Atı daha da hızlandırdığımda ağaçların arasından neredeyse uçarak geçiyorduk. Sonunda dünkü düzlüğe geldiğimde atı durdurarak üzerinden indim. Atın ipini bir ağaca bağladıktan sonra bağırmaya başlamıştım.
"Ali Rıza?! Nerdesin lan şerefsiz?!" Bağırmam sonlara doğru şiddetlenirken ağaçların arasından bir kahkaha sesi duyulmuştu.
Ali Rıza'nın kahkahası...
Adımlarımı oraya yönlendirdiğimde Ali Rıza aģaçların arasından çıkarak tam karşımda durmuştu.
"Umut! Bu habersiz ziyaretini neye borçluyuz?" Şafağı öldürmesine rağmen hala nasıl bu kadar rahat olduğunu sorguluyordum.
"Sen iğrenç pisliğin tekisin!" Benim konuşmamla Ali Rıza yeniden kahkaha atmıştı tiksinç gözlerle ona bakarken o zar zor kendini durdurarak konuşmaya başladı.
"Ah Umut! Gerçekten bunlar çok güzel iltifatlar. Mahçup oluyorum senin karşında." Bir adım daha bana yaklaşarak sır verircesine konuştu. "İltifat almak beni utandırıyor da." Dudaklarım tiksinircesine büzüldüğünde bir can almasına rağmen nasıl bu kadar rahat olduğunu düşünüyordum.
"Adi pislik! Ne istiyorsun benden, ne?!" Omzunu silkerek bana doğru eğildi.
"Daha öncede söylediğim gibi... Senden değil, babandan istiyorum." Omuzlarım çökerken güçsüz sesimle mırıldanırcasına sordum.
"Ne? Ne istiyorsun babamdan?" Merhamet... Gözlerinde gördüğüm duygu varla yok arasıydı. Sadece saliselik olarak yaşanmıştı. Varlığından bile şüpheliydim.
"Yok olma-" Lafını tamamlamadan durduğunda gözlerini benden çekerek arkasını döndü. Yeniden konuşmaya başladığında sessizce onu dinliyordum. "Her şeyini kaybetmesini istiyorum." Ellerini arkasında bağlamıştı. Onun konuşmasından sonra yine güçsüz sesimle konuşmuştum.
"Neden? Ne yaptı babam sana? Niye bu kadar kin biriktirdin ona?" İnip kalkan omuzlarından dolayı derin bir nefes aldığını anlamıştım.
"O benim ailemi elimden aldı. Benim şanımı, şöhretimi yerle bir etti. Benim kızım ölürken onun ki yaşadı. Benim acımı umursamadan senin için parti verdi. Ailem bile beni umursamadan partiye gidip eğlendiler. Ve ben o gün kendime bir söz verdim." İntikamla kısılan gözleri bana çevrildiğinde konuşmasına devam etti.
"Faruk Doğanın beş parasız ve değersiz kaldığını görmeden ölmeyeceğim."
Ali Rızanın sözlerinden sonra arkamı dönerek atın ipini çözdüm. Ata binip Ali Rızanın yanına sürdüğümde derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.
"Canın yanmış. Üzülmüşsün. Yalnız kalmışsın. Ama bunların hiçbiri sana Şafağı ya da bir başkasını öldürme hakkını vermez. Sadece şunu söylemek istiyorum ki..." Ellerimin arasında ki ipi sıkarak konuşmama devam ettim. "...Umarım bir gün doğru yolu bulursun."
Atı hareketlendirmek için ipini salladığımda Ali Rıza yumruğunu sıkarak ağaçların arasında kaybolmuştu. Bende atla birlikte ağaçların arasından geçerken bir kaç dakika içinde çiftliğe varmıştım.
-
Merhabalar.
Nasılsınız?
Bu bölümü geçiş bölümü olarak düşünebilirmisiniz papatyalar?
Kendinize iyi bakın!
Gelecek bölümde görüşmek üzere :)
09.08.2021 - 29.06.2022
A'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize | Tamamlandı
ChickLit"Umutlarıma tutunarak mucizeler yarattım." - Dışardaki yağmur sesi biraz olsun dindiğinde elimdeki mumu çekmecenin üzerine koydum. Gözlerim yavaştan kapanmaya başlayınca gözümden bir damla yaş yanağıma süzüldü. Sonra ise dudaklarımdan hayatımı tamam...