32. Bölüm 🌼

5.5K 282 12
                                    



"Şimdi bazı şeyler suskunlukla geçiştireceğim."

Franz Kafka



-

"Hiç şüphesi olmasın. Neyi öneriyorsa tersini seçeneğime emin olabilir..."

Benim cümlelerimden sonra yeşil gözlü çocuk bana göz kırparak arkasını dönmüştü bu sırada elinde tuttuğu bir kağıdı bilerek yere atarak koşmaya başlamıştı. O gittikten sonra yere eğilip kağıdı aldım. Okuyacağım sırada annemin gelmesiyle birlikte arabaya bindiğimizde annem arabayı sürmeye başlamıştı. Bir kaç dakikalık yolculuktan sonra bir kuaförün önünde durmuştuk. Soran bakışlarım anneme çevrildiğinde suçlulukla gülümseyerek inememi işaret etmişti. Derin bir nefes alarak başımı sağa sola salladığımda arabadan inmiştim.

"Yorucu bir günden sonra kuaföre gelmek mi anne?" Annem gözlerini devirdiğinde konuşmama devam etmiştim. "Ben şuan yatağımda yatmanın hayallerini kurarken gerçekten buraya gelmeyi bir küfr sayıyorum anne!"

"Son günlerimi mutlu geçirmek istedim sadece..." İçim burkulurken bakışlarımı anneme çevirmiştim. Gözleri dolu dolu olmuştu. "Gidelim öyleyse. Başka zamana artık. Hadi bin arabaya."

"Anne... Öyle demek istemedim ben. Özür dilerim.seninle vakit geçirmeyi ne kadar çok sevdiğimi sende biliyorsun." Hafifçe başını salladığında gülümseyerek ellerimi boynune doladım. "Seni çok seviyorum anne. Hadi gel içeri girelim." Annemden ayrıldığımda koluna girmiştim. Birlikte içeri girdiğimizde bir kadın bizimle ilgilenmeye başlamıştı.

"Hoş geldiniz Melek hanım. Şöyle alalım sizi isterseniz." Annemle birlikte kadının gösterdiği sandalyelere oturduğumuzda iki kız hemen bizimle ilgilenmeye başlamıştı. Kız önce el tırnaklarımı güzelce törpüleyip bakımını yaptı. Ardından ise fazla belli olmayan lila renginde bir oje sürdü. Ojeli tırnaklarıma beyaz ojeyle küçük papatyalar yaptığında gülümsemiştim. Aklıma gelen yeşil gözlü çocuk kalp ritmimin değişmesini sağlamıştı. Bana ne olduğunu bilmiyordum fakat sorgulamak istemiyordum.

Yaklaşık bir saat sonra işimiz bittiğinde ayaklanmıştık. Ellerimin bakımı bittikten sonra saçlarım da yapılmıştı.

Annemin ısrarları sonucu kuafördeki giyinme odasında yeni aldığımız elbiseyi de giymiştim.

Giyinme odasından çıktığımda annem elinde bir çift topuklu ayakkabı tutuyordu. Ayakkabıları gördüğüm an gözlerim korkuyla açıldığında annem göz yaşlarını silerek gülümsüyordu. Elindeki ayakkabıları önüme koyduğunda sırf annemin hatırına küçük pufa oturarak giydim. Karşıdaki boy aynasında kendimi süzdüğümde üzerimde sadece yorgunluk görüyordum.

"Çok güzel oldun kızım. Çok..." Annemin konuşmasından sonra gülümseyerek yanağına bir öpücük kondurdum. Üzerimi değiştirmek üzere yeniden giyinme odasına girecektim ki annem buna engel oldu. "Böyle kalsan olmaz mı? Eve gidince değiştirirsin." Hafifçe kaşlarım çatıldığında annemi kırmamak için gülümseyerek başımı salladım.

"Peki anne. Sen nasıl istersen." Öyle güzel bakıyordu ki annem bana her dediğini yapasım geliyordu. Çok seviyordum. "Ben arabaya geçsem olur mu anne?" Annem başını sallayarak konuşmaya başladı.

"Tabi kızım. Geliyorum bende birazdan." Başımı sallayarak kuaförden çıktım. Arabaya bindiğimde telefonumu alarak saate baktım. Neredeyse akşam olmuştu. Aklıma gelenle telefon kılıfının arkasına koyduğum Ali Rızanın gönderdiği mektubu ve yeşil gözlü çocuğun bıraktığı notu aldım. Önce Ali Rızanın mektubunu açarak okumaya başladım.

Mucize | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin