Denizin bakışları altında ezilsemde dün gece bana dokunuşları aklımdan çıkmıyordu.Bu yüzümün tüm ortasına kırmızı tonlarında yayıldığını düşününce kafamı tabağa gömmek geliyordu içimden kahvaltı bitmiş babamla Mehmet amca hemen kendi yerlerini almış tavlaya başlıyorlardı kahve yapmak için mutfağa yönelmiştim elinde tabaklarla mutfağa gelen Denizi farketmemek için çaba sarfetmem malesef işe yaramamıştı. Kulağımda nefesini hissederken bu dahada imkansızlaşıyordu.
-Senin hala o eski hırçınlığını seviyorum seni gördüğüm ilk gün gibi
Dışardan gelen seslerle kurtulmuştum belkide bana öyle gelmişti çıktığımda gördüğüm manzara bunu bana en iyi şekilde göstericekti.
Gördüğümüz manzara banada Denize de yetmişti.Edizler toplanıp süpriz adı altında hayatlarımızı mahvetmeye gelecekleri kimin aklına gelirdi.
Tek tek herkesle şaşkınlığımızı atamasakta merhabalaştık taki elini bana uzatan kişinin o olduğunu bilene kadar o burdaydı hemde o kadar zamandan sonra hiç olmaması gereken yerde hemde hiç olmaması gereken an da.
-Merhaba Okyanus seni yeniden görmek ne güzel
Sesin sahibine dönemiyordum bu olamazdı hem ne alakası vardı imkânsızdı yinede kendimden ödün vermeden başımı diklestirip Merhaba senin için aynı şeyi söyleyemem ben dedim.
Herkes in ne oluyor bakışları altında gruptan Erhan nın kuzeni olduğunu öğrenmem uzun sürmemişti bu bir zamanlar beni hem var hem yok eden adamın burda olmaması gerekiyordu.
Ekinin Denizi çekiştirmesi bile umrumda değildi şuan Edizin sesi ile sıyrılabilmiştim.
Siz Okyanus ile tanışıyor musunuz?
Fısıltı ile malesef diyebilmiştim.
-Tabiki de dedi Erdem sen anlatmak ister misin diye bana döndüğünde eski olaylar fırtına gibi önümden geçiyor ve ben şuan ki durum için lanet okuyordum.
Eskiden arkadaştık diyebildim kendime geldiğimde
-O kadar mı sadece biz seninle arkadaştan daha yakındık hatırlarsan!
Bana sanki o anları unutmamam için tehdit eder bakışları üzerimde geziyordu Denizde durmuş ne olduğunu anlamak için gözlerini benden çekmiyordu göz göze geldiğimizde herseyi anlamaması için dua ediyordum.
-Deniz:Kimdi bu adam ve Okyanus un gözlerinde ilk defa korku görüyordum ne olmuş olabilirdi karşı tarafın imaları ne anlatmak istiyordu kafamda dönen sorular beni çıkmaza sokuyor Okyanus a baktıkça dahada çoğalıyordu benim öğrenmem gereken birsey hemde çok kötü birsey olduğunu hissediyordum Baharda gelip karşısında Erdemi gördüğünde gözünden dehşet saçıyor sanki onu öldürücek bakışlar atıyordu.
Beni biri kurtarmalı diye etrafıma bakındım Ekinin öylece durup Irmağın nişanlısı ile göz göze geldiğini ve şekilden şekile girdiğini farketmiştim burda sanki birden çok sırrın ortalığa saçılması an meselesiydi ve bunu isteyen en son kişi bile ben değildim.
Ortamı toplamak yine Bahar a düşmüştü
-Aaaa ayakta birbirine bakmak için mi geldi herkes buraya hadi oturun soğuk birseyler getiriyorum
Masada hem çok sıcak hemde aynı anda çok soğuk rüzgarlar esiyordu zorda olsa izin isteyerek odama çıktım kaç adımda odama fırlamıştım farkında bile değildim kendimi bitkin halde yatağa bıraktım kapının sesini bile duymamıştım kendimi kendi göz yaşlarımla burda boğmak istiyordum Deniz yavaşça geldi yanıma oturdu birsey sormaması için yalvarıyordum anlamış gibi sadece oturdu yanıma hiç birşey konuşmadan
-Deniz :yukarı çıkarken kötü birsey olduğunun farkındaydım Okyanus resmen dağılmıştı ama duyacağım şeyler nedense beni korkutuyordu ve ben sormak bile istemiyordum beni belki öldürecek şeylerdi belki duyacaklarım ona sadece sarılmak ve her ne olduysa ona unutturmak için elimden geldiği herseyi yapmaya hazırdım sesim titrek çıkmasına rağmen daha iyi misin diye sordum
-Bilmiyorum Deniz
-Bana ne olduğunu anlatmak ister misin?diye sorsam da bunu cevaplamaması için dua ediyordum.Ona sarıldığımda titreyen ve ürkek bedeninin benle bir alakası olmadığının farkındaydım çünkü ben ona her dokunduğumda o bana hep hazırdı bu başka bir kızdı ve benim canım buna hiç olmadığı kadar sıkılmıştı
Kendimi Denize bıraktım günlerce hatta aylarca böyle kalabilirdim o benim huzurumdu kendimi buldugum tek limandı daha da sokuldum ona içine girip orda kaybolmak istedim göz yaşlarım bitene kadar ağladım taki bedenimden çıksın ağlayacak tek bir damla bile kalmaması için içimde Denizin birsey sormaması hem iyi hem çok kötüydü
-Daha iyi misin
-Evet kusura bakma senide alıkoydum arkadaşlarından hadi git ben iyiyim
-Hayır gitmiyorum sen bana dönüp bakana kadar
-Şuan çok çirkin oldum bakamam burnumda kırmızı hem
-Hadi ama diyip avuclarının arasına aldı yüzümü ben sanki utanılacak birsey yapmış gibi yüzüne bakamıyordum
-Sen yanlış birsey yapmamışsındır ben sana güveniyorum her neyse bu şey geçecek Okyanus tamam mı bunu söylerken kendim bile inanmıyordum tek bildiğim karşımdaki bu kıza sonsuz inanmaktı dudaklarına yumuşak dokunuşlarla öpücük konduruyor onu rahatlatıyordum ama ben ben nedense daha kötü oluyordum kendime çektim sıkıca sarıldım beline içime almak onu saklamak korumak istedim
Denizin kollarında kendimi huzura bırakıp öpüşlerine teslim oldum daha sertleşmişti öpüşleri dili içimi kavuruyordu sanki sadece lütfen benim ol der yalvarır gibiydi adeta seninim der gibi dahada yoğun cevap verdim ona ağzımın içinde dillerimiz buluşuyor ve birbirine işkence ediyor gibiydi ben bu sefer yarım kalmaması için yavaşça üzerine yattım beni bir hareketi ile altına almıştı gözlerime hem korku hem hırsla bakıyordu ve ben biliyordum onunda her defasında söylediği gibi ben ona aittim dudakları boynuma doğru ilerlediğinde ağzından çıkan iniltilere engel olamıyor şaşırıyordum kasıklarımda sertliğini hissediyordum o kadar baskı yapıyordu ki sanki bana sen benimsin diye ispat etmek istercesine elleri göğüslerimle buluştuğunda Deniz hiç olmadığı kadar sertti gözlerinden o hırsı görmemek imkansızdı avucları canımı acıtsa bile biliyordum ki o korkuyordu benim ona ait olmadığım düşüncesi onu bu hale getirmişti.
-Deniz lütfen canım acıyor
-Benimde lütfen konuşma şuan buna ihtiyacım var
-Deniz ben ne olduğunu sana anlatmak istiyorum
-Hayır şuan duymaya hazır değilim sadece seni yaşamak istiyorum ve ne olduysa umrumda degil bunu derken bile kendimi kandırıyordum şuan onun canını çok yaktıgımın farkında bile değildim kendimle savaş veriyor ve onun bana ait olduğunu kendime ispat etmek istiyordum
Kulağıma dolan sesi ile kendimi toparlamıştım
-Deniz ben sadece sana aitim sadece sana ve anlatmak kurtulmak istiyorum ama bil sadece sen ilksin ve öyle kalacak senin olmasamda tam olarak ben sana aitim kalbim sana ait her ne kadar seninki bana olmasada bedenimde sana ait dudaklarım sana hep hazır olan gözlerim sadece sana
-Duyduklarım içimi rahatlatmıştı dudaklarımdan dışarı dökülmesinin farkına bile varmadan ona bana ait bana ait.