3 gün sonra........
Hergün çaresizce aramızdaki cam yığınını yok sayıp ömrümün geri kalanına bakıyordum yüzü hafif pembeleşmeye başlamış adım adım bana geri dönüşünü seyrediyordum.
OKYANUS
Göz kapaklarım bedenime ağır geliyor bedenim uyuşmuş sanki ruhum zorla ona tekrar girmek için çaba sarfediyordu kulağımda sesini tanıdığım bir tını beliriyordu sanki içimde sol yanımda yer eden birinin tanıdık sesi gibi
Uyan sevgilim uyan artık uyan
Bensiz o rüyadan
Al ellerimi anlatsınlar nedenini
O hain yalnızlığımın
Gözyaşlarımı ve yanlışlarımından
Sensiz kurtulamadığımı
Uyan sevgilim uyan artık uyan
O bensiz rüyadan
Gün batıyorken duvarımda gölgen biran
Ne olur uyan
Sözler sürekli içime işliyor beni benden söküp almak istercesine kendine çekiyordu bana gel dön diyen hıçkırıklar yükseliyor gözlerim perdeleri aralamak istercesine göz kapaklarımı güçlüklede olsa aralayabilmiştim.
Deniz kıpırdanmaları farkedip yüzünü kaldırdığında gözleri o okyanusları aralamak ve sonsuza dek bakmak için dahada yakınlaştı Okyanus neler olduğunu anlamak için yavaşça hareket edip gözleri ile etrafı süzüyor tam birşeyler söylemek için dudaklarını aralasada ağzında duran şeylerden bunun pek mümkün olmadığını anladı göz yaşları yanaklarından akıp giderken sevdiği adam tarafından her damla yakalandı her ne kadar kendisininkileri özgür bıraksada
Deniz yavaşça dışarı çıktı Dr a haber vermek için yüreği kanatlanıp gökyüzüne çoktan ulaşmıştı.
-Merhaba küçük balina hepimizi çok korkuttun nerde olduğunu biliyor musun başını sallayabilirsin
Okyanus kısa bi an düşünüp hatırlayınca onay verdi
-Kendini daha iyi hissediyorsan ağzındakini uslu bir kız olduğunu düşünerek çıkartıyorum
Okyanus kısa bir nefes düzensizliği yaşasada derin nefesler kendini normal solunuma bırakmıştı.
-Eeee anlat bakalım öteki taraf güzel miydi? bu kadar çok gitmek istediğine göre
Kafasını hafifçe eğip neler olduğunu hatırlayınca mahçup olmuştu gözlerini kaçırırken camla buluştuğunda onu izleyenleri görünce dahada berbat bi hale bürünmüş hıçkırıklar yavaşça yükselmişti.
-Şitttt küçük balina seni bu duruma ağla diye getirmedim yok ben orayı çok sevdim diyorsan gönderelim seni yani
Hafifçe tebessüm edebilmişti sessizce içeri tek tek girenleri sanki asırlardır görmemiş yüzlerini unutmuş tekrar hafızasına kazımak için tekrar tekrar baktı hep aynı yerde son buluyor hep aynı yerde mühürleniyordu kendi gözlerine benzeyen eşşiz denizde karşısında bitik halde gözleri kan canağı olan adamda
-Evet ziyaret bu kadar biraz dinlenmesi gerek
Sessizce odadan çıkıp aşağıya inmiştik günlerdir kimse ne yemiş ne içmişti tüm herkes masaya oturdu ve bunların sorumlusu Erdem de sırası gelecekti onunda
-Erdem:Yaaa içecek birsey yok mu?
-Bahar:Var olmaz mı kezzap var içer misin ya sen ne pişkin adamsın kalk git şurdan
Daha fazla kendimi tutmayıp yakasından tuttuğum gibi dışarı çıkarmıştım
-Sen sen şimdi burdan gidiyorsun
-Seni ilgilendirmez hem Okyanus u görmeden gitmem hem sen kimsin oğlum
-Bana bak yüzüne beni unutamıycak şekilde imzamı bırakmamı istemiyorsan siktir git
Kendimi daha fazla frenliyemeden suratının ortasını dağıtmış üzerine çıkıp hıncımı alana kadar yumrukluyordum sesleri duymuyor sadece içimden öfke çıkıp gidene kadar devam ediyordum
-O benim anladın mı bana ait ve sen bir daha onun sakın sakın adını ağzına almıycaksın şimdi gidiyorsun
-Bahar: Deniz yeeeteer bırak tamam Okyanus seni çağırıyor lütfen hemen
Bütün öfkem sevdiğim kadının adını duyunca gitmiş sadece ona koşmuştum kapısına geldiğimde içeri girmeye gücüm yoktu bu hale gelirken nasıl savunmasız kaldığım onu koruyamadığım aklımdan çıkmıyordu derin bir nefes alıp sessizce içeri girip yavaşça yanına oturup titreyen ellerimin arasına aldım narin parmaklarını yavaşça dünyayı açıyordu sanki bana gözleri yerine
-Denizzzz
-Burdayım canım burdayım yorma kendini korktum cadı sana onca yarım cümlem varken tamamlayamadan benden gitmenden ölesiye Şitttt sakın ağlama çirkin oluyorsun bu halde ben bile almam seni hem sulu gözlü bir anne mi diyeceğim çocuklarımıza
Zorlukla da olsa tebessüm edebilmiştim nefesimdeki baskı bunu engellesede göz yaşlarım istemsizce beni terk ediyor kendine yol arar gibi süzülüyordu
-Ben ben özür dilerim sizi korkuttum aptalca birseydi anlık neden yaptım ki bunu
-Bize bunu yapmanın cezasını düşündüm küçük hanım şimdi nikah memuru getirip seni nüfusuma alacağım
-Küçükte olsa kıkırdayıp bu nasıl ceza böyle ya olmaz çirkinim böyle hem kime gostericeğim ben bu haldeki fotoğraflarımı
-Cezada bu ya zaten şimdi burda dudaklarını kendime hapsederdim ama beni almak zorundasın dersin istemem bu kadar çirkin gelin ben
Utançtan yüzüme sıcak basmıştı
-Tamam bak şimdi oldu rengin çok soluk duruyordu şimdi pembe oldun deyip yavaşça alnıma ömrümün en derin öpücüğünü bıraktı
-Çıkmam lazım prenses dinlen biraz yoksa kendimi tutamayıp kucağıma yatıracağım seni
Kapıya çıktığım da Dr la burun buruna gelmiştim bu adamın bakışları beni rahatsız ediyordu kaç dakikadır ordaydı neden bizi izliyordu
-Serkan:gizemli küçük hanımı görmek için tayinimi erteleyip iyileşmesini bekleyip öyle gidecektim kapıda gördüğüm manzara beni karmaşık duygulara bırakmıştı kimdi bu adam belki sevgilisi belki nişanlısı aralarında ki bağı kıskanmıştım Yinede gözümü içerideki kızdan alamıyordum yanlıştı biliyorum