'Merhaba' dedi arkamda duran David. Sesindeki cızırtılardan tanımıştım onu. Böyle bir ses kimsede olamazdı. Tebessüm ettiği sesinden belliydi. Arkamı döndüm. Onunla aramda kalan santimetreleri sayabilirdim. Ama bu umrumda değildi. Ona yumruğu geçirdim.
'Bunca zaman bekledin ve şimdi mi?' Dedim. Yanağını tutup güldü. Kendine geldiğinde ona sıkıca sarıldım. Çok özlemiştim onu.
'Larin sana durumu anlatmış. Şey ben... Ah!' Belini tuttu. Canı yanıyordu.
'Yere yat' dedim ve benim dememe kalmadan o zaten acıdan yere düştü. Belini açtım.
'Nasıl olurda melez özelliklerin bunu geçirmez?' Dedim. Yarasına dokunmamla acı içinde yine bağırdı. Ona yardım etmeliydim. Kendimi ısırdım ve yarasına kanımı bastırdım. 'Biraz bekle, 5 dakikaya geçmesi gerekli.' Dedim. Kafasını salladı. Konuşamıyordu bile. Yaklaşık 10 dakika geçti. O yerde yatıyor ben ise yarasına bakıyordum. 'Kapanıyor' dedim rahatlayarak. Gülümsedi ve sırtüstü yattı.
'Hayatımı kurtardın. 2. defa' dedi gülerek.
'Biraz öyle mi oldu?' Dedim gülmesine karşılık vererek. Kollarını kaldırdı ve bende ona sarıldım. Onun yanına yattım ve yıldızları incelemeye başladık.
'Her gün, her saniye bu an için bekledim. Hep seni düşündüm. Babam, bir canavar gibi hareket ediyor. Korkuyor. H.O.S.T'u kaybetmekten.' Dedi.
'Şu an bunları unut' dedim. Ve yıldızlara bakmaya ve başka konulardan konuşmaya devam ettik. Yani benim ne olduğumdan ve birbirimiz olmadan neler düşündüğümüzden. Ta ki.. Ormandan gelen çıtırtıya kadar.
'Bu da neydi?' Dedim ona ayaklanarak.
'Bakmamızda fayda var' dedi David ve ayağı kalkıp önümden ormana yürümeye başladı. Biz yürüdükçe hırıltı sesleri arttı. En sonunda gecenin karanlığında sayabildiğim 10 kişi bize bakıyordu. Kurt oldukları gözlerinden belliydi. Parlıyorlardı. Sürünün alfası olduğunu düşündüğüm kişi öne çıktı ve boğazını temizledi.
'Siz nesiniz? Arkadaşımdan çaldığın özelliği geri ver bayan sivri dişli yoksa sonunuz kötü olur!' Dedi. O kimdi ki bana böyle bir şey diyordu?
'Bak sanırım kim olduğumu bilmiyorsun fakat sana şöyle söyleyebilirim ki ben senin o her yerinden çıkan tüyleri tek tek sana yedirebilecek bir kişiyim.'
'Arkadaşımdan çaldığın özelliği ona geri ver!' Diye yineledi. Ancak ben bir kahkaha ile onlara bakışımı sertleştirdim. 'Madem öyle, saldırın çocuklar!' Dedi alfa. Kurtlar üstümüze atladığında David 4ünü almıştı geriye kalan 4ü ise bana kalmıştı. Gücü çalınan ve alfa kenarda bekliyorlardı. Dördü birden üzerime geliyordu ancak ben Elizabeth'tim. Kurt pençelerimi ve vampir dişlerimi çıkarttım. Boynumu kıtırdattım ve birinin yüzüne bir çizik attım. Vampir hızımı kullanarak bir diğerine tekme atıp boynunu kırdım. Çizik attığımla beraber 3ü birden yine üstüme doğru koştular. Birini karnından ittirdim. Ağaca doğru koştum ve ağaçtan zıplayıp ters takla atarken diğerinin kafasına tekmeyi geçirdim. Son olarak yüzüne çizik attığım kaldı. Ona doğru koştum ve kalbini tek bir darbede söküp aldım. Dizlerinin üstüne çöktü ve en sonunda da yere yığıldı. David'de işini bitirmek üzereydi ki alfa bana doğru koşmaya başladı. Dişleri hepsinden daha keskin ve koşuşu da bir o kadar hızlıydı. Üzerime atladı ve pençeleriyle boynuma çizikler attı. Kanıyordu ama umrumda değildi. Yumruk attığı anda eğildim ve bacağına tekme attım. Yere düştü. Aynı anda ayağı kalktık ve tam boynumla omzum arasında bir yere yumruk attı ve başım dönmeye başladı. Bir eliyle boynumu sıkarken bir elini de kalbimi sökmek için kaldırdı. Tam elini kalbime sokacaktı ki gözlerimin tam önüne bir kalp geldi. Bu alfanın kalbiydi. David onu öldürmüştü. Alfanın cansız bedeni üstüme düştü. Geriye sadece özelliğini çaldığım kurt kalmıştı. Ona doğru yürüdüm.
'Seni öldürmeden önce buradan git ve bir daha asla karşıma çıkma. Yoksa bir sonraki kalp seninki olur.' Dedim. Çocuk koşarak uzaklaştı.
'Kendini bu kadar ilerletebileceğini düşünmemiştim açıkçası' dedi öldürdüğüm bedenlere bakarak.
'Ben her zaman kendimi ilerletirim.' Dedim David'e bakarak.
'Bugün benim için çok yorucuydu. Gitmeliyim' dedi. Kafamı eğdim.
'Bizde kal' dedim.
'Nasıl yani?' Dedi kulaklarına inanamayarak.
'Bizde kal işte. Hem.. Slenderman de seni özlemiştir.' Dedim omuzlarımı kaldırarak.
'Öyle ise ilk varan kazanır.' Dedi David ve koşmaya başladı.
'Hey ama bu haksızlık!' Dedim ve bende koşmaya başladım. David'den hemen sonra evin oradaydım.
'Hile yaptın!' Dedim onun omzuna vurarak.
'Oraya vurma' dedi. Nasıl bir işkenceydi ki bu! Artık bitmeliydi! Odama çıktık. Slenderman büyük olasılıkla uyumuştu. Saat gece 2 idi. Yatağıma zıpladım.
'Şey ben... Görmek istiyorum.' Dedim.
'Neyi?' Dedi.
'İzleri' dedim sakince. Montunu ve ardından tişörtünü sakince çıkardı. Her 3 parmakta bir çizik ve morarmalar vardı. Yataktan kalktım ve ona yaklaştım.
'Ben.. Üzgünüm. Hepsi benim suçum.' Dedim yaralara dokunarak. Eliyle çenemi tuttu ve ona bakmamı sağladı.
'Senin suçun olan hiçbir şey yok Eli. Seni seviyorum.' Dedi ve dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Yatağa yattık ve ben uyumaya başladım. O ise bana sarılmış tavana bakıyordu.
**************
Ertesi gün uyandığımda David hala beni izliyordu.
'Seni kahvaltıya götürmeme ne dersin?' Dedi David. Gülümsedim.
'Daha yeni uyandım. Sanada günaydın' dedim imalı imalı. Yataktan kalktı ve tişörtünü giyindi.
'Sana göstermek istediğim bir yer var' dedim yataktan fırlayarak. Hemen tuvalete koştum ve elimi yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktım. David'in elinden tutup yan odaya götürdüm onu. Kapının kolunu çevirdim ve kapıyı sonuna kadar ittirdim. David gördüklerine inanamamıştı.
'Burası harika!' Dedi içeri adımını dikkatlice atarken.
....
Biraz kavgalı dövüşlü bir bölüm istemiştiniz, alın size kavgalı dövüşlü bir bölüm! 'İÇİMDEKİ YAZAR'ı okumayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slenderman Geri Dönüyor #wattys2017
Mystery / ThrillerHepiniz Slender Man'in çocukların iç organlarını yiyen bir katil olduğunu bilirsiniz. Asırlardır görünmeyen Slender aslında başından beri bizimledir ama şimdi gözükmek istemiştir.....