Günlüğün ilk sayfasını açıverdim hemen. 'Lilith Mornel' . Lilithin günlüğü! Tabii ya! Bir sayfa daha çevirdim. Bir şekil vardı. Altında yazan şey ise..
'Bu bir büyüdür. Eğer bir insansan sayfaları çevirmeye devam et. Bu herhangi bir canavarın günlüğümü okuyamaması için yapılmış bir büyüdür. Haydi! Devam et!'Yazıyordu. Yani Slenderman bu yüzden bunu saklamıştı. Yere oturdum ve duvara yaslandım. Sayfayı çevirdim.
'Sevgili Poly, (Günlüğüme bu adı verdim)
Bugün 20 Nisan 1958. Cehennemde miyim yoksa cenette mi bilmiyorum. Slenderman beni çok seviyor. Buraya kapatılalı 2 gün oldu. Beni dışarı çıkarmıyor. Hazır olduğumu düşünmüyormuş. 5. insan yiyişim ve artık bu müthiş tat dışında başka bir şey istemiyorum. Bir canavara dönüşüyorum. Ama babam Slenderman ve bende onu seviyorum. Eğer bir gün bu evden çıkabilirsem gerçekten kaçmayacağım. Ona bağlı gibiyim. Hem hep bana yemek getiriyor, beni hiç üzmüyor. O.. beni dövmüyor. Eski babam gibi değil yani. Slenderman ile ilk karşılaştığım günü hatırlıyorum da... Daha 8 yaşındaydım ve o gün bir araca kaza yaptırmıştım önüne atlayarak. Bana vurmak istemedi ve kenara kırdı. Turistlerdi. Arabaya astıkları bisiklet ve bavullardan belliydi. Araç kaza yaptığında ormana doğru koştum ve onu gördüm. Orada durup beni izliyordu. Korkmuştum. Ona doğru koştum. O da gerilemeye başladı. Ben koştukça o kaybolmaya başladı. Bunun bir büyü olduğunu düşünmüştüm. Bu yüzden de büyü konusunu araştırıp ilerletmiştim kendimi. İkinci görüşüm 12 yaşında arkadaşımdan dönerken olmuştu. Ona '4 senedir nerelerdeyin benim şans meleğim!' diye bağırdım. Yaptığı tek şey gülümsemek olmuştu. Yüzünü ilk defa görmüştüm. İlk gördüğüm gibi beyaz değildi. Bu bir insan yüzüydü. Ve gülümsüyordu. Tekrardan ağaçların içine gömüldü. Çoğu geceleri penceremin camına gelir beni izlerdi. O zamanları özledim. Aramızın iyi olmasını seviyordum. Bozulmasını da istemiyordum.'Bir insan yüzü mü! Neye benziyordu acaba! Hem niye bana göstermemişti ki yüzünü! Bunu bulduğumu ona söyleyemem ama. Kapı sesi duydum. Hemen çekmeceye yerleştirdim günlüğü. Ve suya vurmaya başladım. Slenderman odanın önünden geçti ve yukarı çıktı. Nereye gitmişti ki? Neden uğramamıştı yanıma?
'Slenderman! Ben buradayım!' Diye seslendim ona. Cevap yok. Yukarı çıktım. Gelen sesle adımlarım hızlandı. Onu görünce çok şaşırdım. Bir sürü boya malzemeleri almıştı.
'Evi düzenleyeceğiz Eli.' Dedi ve önüne döndü.
'Sana ne oldu?' Dedim boyaları açarken.
'Lilith'i görmeye gittim. O çaresizdi. Sadece duvara bakıyordu. Orada olduğumu bile hissedemedi.' Dedi. Sesi üzüntülü geliyordu. Şaşırmıştım.
'Bunu ona sen yapmadın mı? Öyleyse neden pişmansın?' Dedim anlamsızca. Sessiz kaldı. Bu pişmanım sessizliği miydi yoksa yapmadığım bir şey için pişmanım sessizliği mi? Bilemiyordum.
'Git ve aşağıda yemek ye gel' dedi sertçe. Tamam dedim. Aşağı indim. Günlüğü aldım. Kapıyı kilitledim ve günlüğü okumaya devam ettim.
'....'Biraz geç oldu ancak bilgisayar bozuldu falan üzgünüm:/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slenderman Geri Dönüyor #wattys2017
Mystery / ThrillerHepiniz Slender Man'in çocukların iç organlarını yiyen bir katil olduğunu bilirsiniz. Asırlardır görünmeyen Slender aslında başından beri bizimledir ama şimdi gözükmek istemiştir.....