Sadece Arkadaşız/Texting

Saat

Yorgunlukla banka otururken "Çok güzel yerlerdi," dedim.

"Öyleydi de çok yoruldum. Ayaklarım ağrıyor," dedi Cansel.

"Of, benim de." diye sızlandım ve geriye yaslandım.

Hava kararmış, bir çay bahçesine oturmuştur.

Yanımıza orta yaşlarda bir adam geldi ve "Gençler nasılsınız?" diye sordu.

"İyiyiz Necip Abi, sen?" diye sordu Batuğ.

"Ne olsun gençler, bugün yanınızda yeni kişiler görüyorum," dedi.

"Okuldan arkadaşlarımız Balım ve Cansel." diye bizi tanıtan Batuğ ile Necip Abi dedikleri adam "Hoş geldiniz hanımlar," dedi.

Cansel ile aynı anda "Hoş bulduk," dedik.

"Ee ne içersiniz gençler?" diye sordu Necip Abi.

Egemen bize döndü ve "Buranın limonatasını öneririm," dedi.

"O zaman ben bir limonata alayım." diyen Cansel ile "Ben de limonata alayım," dedim.

Batuğ, Egemen'e baktıktan sonra "Bizde limonata alalım," dedi. 

"Hemen gençler." diyerek giden Necip Abi'nin ardından "Burası çok hoşmuş," dedim. 

"Evet öyledir. Her sınav haftası kesinlikle buraya geliriz," dedi Egemen. 

"Hem sessiz hem de istediğimiz saate kadar durabiliyoruz." diye Egemen'in dediğine takviye yaptı Batuğ. 

"İyiymiş. Sıcak bir ortam." diye onlara katıldı Cansel. 

Açık havanın verdiği rahatlık ile gökyüzüne baktım ve "Bugün hava erken karardı," dedim. 

"Aslında normal saatinde karardı." diyen Batuğ ile saatime baktım. Daha yediydi.

"Saat daha yedi," dedim. 

Batuğ saatine baktıktan sonra "Saat sekiz buçuk," dedi.

Hiddetle "Ne!" diye bağırdım.

"Saat kaçtaydı?" diye Barın'ın konserini soran Cansel'e "Sekizdeydi," dedim. 

Batuğ "Bir yere mi gidecektin?" diye sordu merakla.

"Bir arkadaşın yanına gidecektim," dedim. 

"Seni bırakmamı ister misin?" diye soran Batuğ'a "Kendim giderim, böyle sizi de ekiyorum. Kusura bakmayın," dedim. 

"Ne kusuru. Sen işine bak." diyen Egemen ile "Teşekkürler ve görüşürüz," dedim ve çay bahçesinden büyük adımlar ile kalktım. 

Umarım konser bitmeden yetişebilirdim.