Sadece Arkadaşız/Texting

Güneş Saçlı Kız

Sıra Barın'a geldiğinde heyecanla ona baktım.

İlk yarışmacı tam dört puan kazanmıştı. Barın umarım onu geçmeyi başarır.

Göz göze geldiğimizde gülümseyerek ona  hafif el salladım.

Bu hareketim onu gülümsetirken Batuğ'un da dikkatini çekmişti.

Birinci jüri üyesi ,Okan Bey, "Ünlü sayılırsın. Yine de bize kendinden bahseder misin?" diye sordu.

Sanırım Okan Bey modellik işinden bahsediyordu.

"Tabii. Ben Barın Karasoy. Yirmi yaşındayım. Konservatuar üçüncü sınıf öğrenciyim. Modellik yapıyorum. İstanbulluyum." diye kendini tanıttı Barın.

İkinci jüri üyesi ,Sibel Hanım, "Sahneye yakışan bir gençsin. Daha önce hiç sahne aldın mı?" diye sordu.

Barın "Arkadaşlarım ile kafe gibi yerlerde sahne alıyoruz." diye cevap verdi.

"Bugün bize hangi şarkıyı söyleyeceksin?" diye sordu Okan Bey.

"Kendi yazdığım, arkadaşlarım ile bestelediğim bir şarkıyı söyleyeceğim." diyen Barın ile üçüncü jüri üyesi ,Hande Hanım, "Bilinmeyen bir şarkı ile sahneye çıkmak riskli değil mi?" diye sordu.

Barın kendinden emin bir ses tonunda "Bu riske değeceğini düşünüyorum," dedi.

"Kimsenin bilmediği bir şarkı senin için yanlış bir seçim olduğunu düşünüyorum." diye fikrini belirten Sibel Hanım ile endişelenmiştim.

"İlyas Yalçıntaş'ın da farklı bir programa bilinmeyen şarkı ile çıkıp ün kazandığını unutmamak gerek," dedi Okan Bey.

"Şarkıdan sonra tekrar konuşuruz. Bize söyleyeceğin şarkının adı ne?" diye sordu Hande Hanım.

"Güneş Saçlı Kız." diyen Barın ile şaşkınlıkla ayağa kalkmıştım ki çoğu kişinin dikkatini çektiğimi fark ederek geri yerime oturdum.

Cansel'e baktığımda "Esmer Şekeri," dedim.

"Barın'mış." diyen Cansel'e cevap vermeden Batuğ'a döndüm.

"Bir sorun mu var?" diye sordu Batuğ.

"Aramızdaki ilişkiden pek bahsetmek istemiyorum. Yani, yanlış anlama ama çok heyecan yapıyorum. Daha sonra konuşuruz, derken neyden bahsediyordun?" diye sordum.

"Senden hoşlandığımı fark ettiğini ve konuşmak için hazır olmadığını söyledim ama artık hazırım. Bence yarışmadan sonra konuşabiliriz." diyen Batuğ ile ofladım.

Her şey boka sarmıştı. Aferin bize! Yine bir bok beceremedik!