"Kanka sen beni burada bekle. Ben hemen işimi halledip geleyim." diyen Cansel'e "Çantanı bana ver istersen. Tutayım," dedim.
Cansel "İyi akıl ettin," dedi ve çantasını elime verip öğrenci işlerindeki kadının ofisine girdi.
Bu kızın çantasında ne var? Evde ne bulduysa çantasına koydu herhalde.
Cansel'i beklerken telefonumu açtım. Bilinmeyenden mesajlar vardı. Gülümseyerek sohbete girdim.
"Günaydın Güneş Saçlım."
"Daha uyanmadın mı?"
"Güne erken başlamak gerekir."
"Güneş Saçlım."
"Balım ve Bal'ım."
"Uyansan mı?"
"Yol yorgunluğun daha geçmedi mi?"
"Özledim."
Mesajları okuduktan sonra gülümseyerek "Öğlen birde uyandım." yazdım.
Esmer Şekeri aktif olurken "Ondan sonra da arkadaşım geldi. Telefona bakma fırsatım olmadan evden çıktım." yazıp yolladım.
"Olsun Güneş Saçlım."
"Acaba sana açıldığımda şansım olur mu?"
"Sevgili istemiyorum demiştin ama belki fikrin değişmiştir."
Bir elimde Cansel'in çantası olduğu için tek elle yazıyordum ve bu gerçekten zordu.
Ses kaydı açtım ve konuşmaya başladım.
"Bir elim dolu diye mesaj yazmakta zorlandım, bu ses kaydı bu yüzden. Neyse, ben asıl konuya geçeyim," dedim ve derin bir nefes verdim.
"Ne hissettiğini anlayamam ama seni böyle defalarca reddetmenin seni üzdüğünü biliyorum. Beni de üzüyor. Sana dediğim gibi sevgili aramıyorum ve üniversite bitmeden hayatıma birisini almayı düşünmüyorum. Bu tek senin için değil," dedim ve ses kaydını yolladım.
Onu ne kadar üzeceğini bilsem de bir ses kaydı daha açtım ve "Sadece arkadaşız." deyip yolladım.
Esmer Şekeri sesleri dinledikten sonra "Sesin çok güzel Güneş Saçlım." yazdı.
Onu reddetmemi, arkadaşız demem hakkında bir şey dememişti.
Sadece sesimi övmüştü. Bu çocuk gerçekten iyi biriydi. Üzülmeyi gerçekten hak etmeyen biriydi.
Bir ses kaydı daha açtım ve "Kim olduğunu söylemiyorsun ama merak ediyorum. Kaçıncı sınıfsın?" diye sordum.
"Üçüncü sınıfım Güneş Saçlım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Arkadaşız/Texting
ChickLitÜniversiteyi kazanarak gittiği yeni şehirde kimden olduğunu bilmediği mesajlar almaya başlayan Balım'ın hikayesi...