☠Bölüm 8☠

13 5 0
                                    

                                           Jefi

Gözlerimi açtığımda kuruyan dudaklarımla ve bileklerimdeki uyuşuklukla yüzümü buruşturdum. Alnımın ortasında da bir gerginlik hissediyordum. Elimi alnıma götürmek için kıpırdattığımda bir şangırtıyla kollarım yerinden çıkacakmışçasına sarsıldı. Gözlerimi daha da açtığımda bir hücrede ve duvardaki zincirlerle bileklerimin kelepçelendiğini gördüm. Üstümdeki beyaz saten gömleğimde ise kurumuş kan lekeleri vardı. Sanırım çocukları bulayım derken kendimde kayıplara karışmıştım.
 
Ellerim havada asılı kaldığı için ciddi anlamda uyuşmuş sızlıyordu. Kıpırdandım. Dizlerimin üstüne doğrulup duvardan destek alarak ayağa kalktım. Kollarımdaki kanların aşağıya akması gerekiyordu. Sırtımı buz duvara yasladım. Kafamı parmaklıklara çevirince ağzı kulaklarına varmış sırıtan tipsiz bir adamla göz göze geldim.
 
“Ne o? Göbeğimde top mu hoplatıyorum da pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun?” dedim alaycı tavrımı takınarak. Gerçi takınmama gerek var mıydı ki? Zaten öyleydim.
 
“Göbeğinde ne hoplatabiliyorsun bilmem ben ama birazdan hoplatılacak olan sensin, Jefi Varol.”
 
“Ciddi misin?” dedim sırıtarak. “Sabırsızlıkla bekliyorum.”
 
“Şu halinde bile ukala olabiliyorsun ya şaşırıyorum doğrusu.” Ellerini parmaklığa dayayıp daha da yaklaşabilirmiş gibi alnını yasladı.
 
Sırtımı duvara tamamen dayayıp ayaklarımı öne doğru uzattım ve sağ bacağımı sallamaya başladım. Bu hareketim ona ukalaca gelebilirdi ama tamamen ayaklarım uyuşmaya başladığı içindi. “Daha da şaşırmanı sağlayabilirim.”
 
Adamın suratındaki gülümseme daha da büyüdü. Bir ara ağzının kenarlarından yırtılacağını sandım. “Çok eğlenceli birisin. Umarım İrem’de seni eğlenceli buluyordur.”
 
“Onun adını ağzına alma sakın.” Dedim sakince ama aklıma İrem gelince kalbime bir acı saplandı. Kim bilir kaç saattir buradaydım ve bu onu eminim ki deliye çevirmişti.
 
“Aslına bakarsan ağzının tadını çok iyi biliyorsun. O kızda insanın aklını alacak bir şeyler var. Özelliklede beyaz tenli ve siyah…”
 
Hızla olduğum yerden doğruldum ama lanet olasıca zincirler beni sertçe geriye çekti. Öfkeden nefesim hızlanmıştı ve göğsüm deli gibi kalkıp iniyordu. “Gebertirim seni aşağılık herif!”
 
Adam benim öfkemle adeta katil olmama sebep olacak şekilde kahkahalar eşliğinde dalga geçti. “Ne o, Jefi? Kıskandın mı?” Tek kaşımı kaldırıp bakışlarımı adama diktim. Farkında olmadan iki elimi de yumruk yapıp sıkmıştım. Adam bu halimden daha keyif alır gibiydi. Yere eğilip saman rengi bir zarf aldı. İçinden bir fotoğraf çıkarıp parmaklıklara dayadı. Fotoğrafı görünce midem alt üst oldu. Çünkü fotoğrafta İrem’in spor salonundan çıkıp arabaya doğru yürürken ki hali vardı. Saçlarını yukarıdan toplamıştı ve o anda onun yanında olmayı istedim. Birileri onu böyle sapıkça izlerken burada tıkılıp kalamazdım.
 
“Sen sormadan ben açıklayayım.” Dedi adam fotoğrafı incelerken. Tekrar yerimden fırladım ama acı haykırışla küfür etmekten başka bir işe yaramadı. Adam, fotoğrafı elinde sallayıp bana döndü. “Aslında niyetim onu spor yaparken görüntületmekti.” Sırıttı. “Anlarsın ya!”
 
Şimdi kırılacaktı dişlerim. Bu lanet adamı ne görmek ne de duymak istiyordum. Tek istediğim buradan çıkıp kafasını duvara vura vura öldürmekti. “Cık. Cık.” Zarftan bir fotoğraf daha çıkardı. “Bu kadar sus pus olmana şaşırdım doğrusu. Oysa ben birkaç ukalalık yaparsın, beni biraz daha eğlendirirsin diye düşünmüştüm.” Yeni çıkardığı fotoğrafa gülümseyerek baktı. “Ama belki bunu görürsen beni eğlendirebilirsin.” Hızla parmaklıklara dayadığı anda gözlerimi sımsıkı yumup geri açtım. Bu sefer İrem, Azraların apartmanın duvarına sırtını dayamış tek ayağını da duvara yaslamıştı. Ellerini de beyaz kaşe montunun ceplerine sokmuş yüzündeki gülümsemeyle Azra ile konuşuyordu.
 
“Bitti mi?” diye sordum dişimin arasından. Bileklerimin kopacağını dahi bilsem buradan üstüne fırlamam an meselesiydi.
 
“Ah, hayır. Bunlardan daha çok var. Ama istiyorsan seçenekleri sıralayarak sana seçim hakkı verebilirim.”
 
“Sadede gel seni orospu çocuğu!”
 
“Bakıyorum çok acelecisin. Demek ki istediğini hemen alan züppelerdensin. Ama burada kuralları sen değil, ben koyuyorum.” Cebinden telefonunu çıkarıp birisini aradı. “O yüzden sabretmek zorundasın.” Karşıdaki telefon açılınca bana bakıp sırıttı. “Hazır mısınız?” dedi ve karşıdan gelen cevapla telefonu kapatıp geri koydu. Çıkardığı fotoğrafları zarfa koyup gözden kayboldu.

KEŞİŞLER (Karanlık Güçler Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin