☠Bölüm 17☠

16 2 0
                                    

JEFİ

Sabah uyandığımda dudağımdaki yaranın acısı geçmişti ama içimdeki derin sızı hala orada duruyordu. İrem, anlamıyordu ama bana ilk defa yalan söylemişti ve bu beni kırmıştı. Sebebi ne olursa olsun bunu kabullenemiyordum. Üstelik olanlar beni öyle bir hale getirmişti ki patlamaya hazır bir bomba gibiydim. Şuanda aklımda olan tek şey kuleye gidip bütün sinirimi yolcularla dövüşte atmaktı.
 
Duş aldıktan sonra aşağıya indim ve Aras’ı yüzü gülümsemeyle ikiye ayrılmış bir şekilde mesajlaşırken buldum. Bacaklarını sehpanın üstüne uzatmıştı. Yanına oturup göz ucuyla mesajı yolladığı kişiye baktım. Gerçi buna gerek yoktu. Azra’nın olduğundan emindim. Beni yenibfark etmiş gibi hızla bana döndü. Şimdi suratındaki şapşal ifade gitmiş beni kınayan bir ifade gelmişti.
 
“Azra, İrem’i araman gerektiğini söylüyor. Hatta ahmaklığı bırakıp özür dilemen gerektiğini de.”
 
Bakışlarım biran da değişti ve kaşımı kaldırıp Aras’a en sert ses tonumu kullandım. “Özür dileyecek bir şey yapmadım ben, Aras.” Hızla ayağa kalkıp kendime sütsüz ve şekersiz bir kahve yapmaya koyuldum. Ama maalesef ki geri geldiğimde Aras, yüzünü asmış hala beni süzüyordu.
 
“Ciddi misin sen?” diye sordu bana. Sanki gökdelenin tepesine çıkmışımda oradan atlayacakmışım gibi bakıyordu.
 
“Hangi konuda, kardeşim?”
 
“Salak herif!” diye fırladı ayağa. “O kızın bir suçu yoktu. O fotoğrafların hepsi de tüm spor hocalarının yaptığı türden şeylerdendi. Bunun cezasını o kıza kesemezsin. Hele şuanda peşimizde psikopat büyücüler cirit atıyorken hiç!”
 
Gülümseyerek ona baktım. “Sakin ol şampiyon. Kimseye ceza kestiğim falan yok benim. O durumu böyle algılıyorsa da benim problemim değil.” Değil miydi gerçekten? Bu cümle benim canımı daha da çok acıtmıştı.
 
Tam ağzını açmış bana sövecekti ki telefonu çaldı ve o hoparlöre açıp cevap verdi. “Efendim, sevgilim.” Bu sevgilim kelimesini bana bakarak ve bastırarak söylemişti. Bende omuz silktim ve kahvemden büyük bir yudum aldım.

“İrem’le birazdan spora gideceğiz. O duş almaya çıktı ve dedi ki Aras’a söyle değişik bir durum var mıymış?”
 
“Hayır, değişik bir durum yok. Mengüer’den de bir ses çıkmadı. Göker’le konuştum en son o da bugün bütün günümüzü esir alacak gibi duruyor.” Benim için gerekli olanda buydu zaten. Kafamı dağıtacak bir şey.
 
“ah!” diye iç geçirdi Azra. Sonra bir hışırtı duyuldu. “Lanet olsun.”
 
Aras gözlerini kıstı. “Bir şey mi oldu?”
 
“Salak Buke’nin salak eşyaları. Her neyse... Kulede dersin kaçta biter?”
 
“Herhangi bir fikrim yok. Neden sordun?”
 
“İrem’e söz verdim, spordan sonra birkaç işler varmış onları halledeceğiz. Sanırım onun kafasını dağıtmaya ihtiyacı var.” Bir hışırtı daha duyuldu sonra bir çığlık. “Şey, ah. Allah’ım. Lanet olsun sana Buke!” derin bir nefes aldı. “Şey, hayatım aslında izin almam gerekiyor. Kızlar tutturdular akşam bara gidip dağıtalım diye bende…” o sırada bir kütürtü koptu ve Aras kahkaha attı.
 
“Azra, sen iyi misin? Orada neler dönüyor?”
 
“Buke, dönüyor ne olacak! İrem’in dolabını alt üst etmiş. Ne aradığını bilmiyorduk ama Jefi’nin bluzunu bulunca kendinden geçti. Ah bunu sakın Jefi’ye söyleme. Bende şuanda o bluzu üstünden çıkarmaya çalışıyorum ama…” bir kütürtü daha duyduk. “Bu kız cidden kafayı yemiş. İrem’in buna delireceğini söylüyorum ama umurunda olmadığını dolaptan bulduğu ilk şeyi giydiğini söyleyeceğini söylüyor.”
 
Aras bana baktı. Evet, o salak kızın bluzumu giymesinden dolayı rahatsız olmuştum ama İrem’in kıskanmasını görmek için oraya gitmemek için kendimi se zor tutmuyor değildim. “Nereye gideceksiniz akşam?”
 
“Bilmiyorum, hayatım. Buke’ye ayak uyduracağız ama umarım hepimiz saldırıya uğramadan eve dönebiliriz. Buke’nin yanında getirdiği kıyafetleri görsen gözlerine inanamazsın... BUKE! ÇIKAR ŞUNU! Aras, sana akşam mesaj atar nereye gideceğimizi söylerim. İrem, banyodan çıktı. Evi başımıza yıkması an meselesi. Araya girmeliyim. Görüşürüz.”
 
Kahvemin son yudumunu içip Aras’a baktım. Başımda dikilmiş öyle bana bakıyordu. “Ne var?”
 
“Hazırsan çıkalım.” Deyip başka bir şey demeden çıktı evden. Bende tam peşinden giderken yerdeki kırık telefonumu fark ettim. Olduğum yerde bir sure donup kaldım. Ama hızla kendimi toparlayıp eğildim ve kırık telefonu içindeki hattıyla birlikte çöpe attım.

KEŞİŞLER (Karanlık Güçler Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin