Draco Malfoy İle Hayal Et ~ Yasak Aşk

BÖLÜM 2

Herkes odalarına yerleştikten sonra Dumbledore'nin konuşması için Ortak salonda toplanmıştık. Teddy ve Harry kendi Binalarının masasındaydı ben de önce kendi masama geçtim daha sonra yanlarına uğrayacaktım. Yanımda Pansy Theo ve Blaise oturuyordu.

Yn: bu sizin zekası çok gelişmiş arkadaşınız nerede?

Onlar cevap veremeden karşımda oturan Blaise gözü ile başımın üstünü işaret etti.

Draco: şimdi öyle mi olduk hanımefendi.

Yn: evet öyle olduk beyefendi.

Yanıma oturup koluyla boynuma sarıldı. Ben de yumuşamamaya çalışsam bile kendime engel olamayıp gülümsedim.

Yn: sürekli sinirleniyorsun Dray

Draco: genetik biz de bunlar güzelim.

Yn: başlarım güzeline Bizi kırmıcaksın.

Pansy: evet başkalarımı anlıyoruz ama biz senin kardeşiniz.

Blaise: kardeş deme lazım olur.

İkiside anırmaya başladığında bardağımdaki suyu Blaise'in yüzüne fırlattım ve gülüşmelere ben de katıldım. Gülülmelerimiz İnce ama sinir bozucu bir sesle bozuldu. Hepimiz sesin geldiği yöne baktım. Evet sıra asla bitmek bilmeyen Dumledore'nin konuşmasına gelmişti.

AB: sevgili öğrencilerim. Hogwarts Cadılık ve Büyücülük okulunun yeni yılına hoşgeldiniz. Umarım sizleri güzel ve başarı dolu bir yıl bekliyordur.

Etrafta gereksiz bir alkış koptuğunda etrafa garip garip baktım.

AD: bu sene aramıza katılan 1. Sınıflar hariç bir öğrencimiz daha var.
Normalde yaşı sınıfına göre 1 yıl ufak olmasına rağmen Kendisinin bu sene 6. Senesi. Jack Albert Martin.

Dumbledore'nin çağırmasıyla içeri hafif uzun saçlı yakışıklı bir çocuk girdi.

Yn: Merlin aşkına! Bu nasıl bir insan böyle.

Ben ona bakarken yanımda oturan Theo ağzımı kapattı.

Theo: salyan akıyor Yn kafayı mı yedin.

Pansy: asıl siz kafayı mı yediniz şuna bak.
Yn: ben buna yürüsem.

Draco: eee

Yn: sübyancı olur muyum küçükmüş ya.

Pansy: nolucak koşarken belli olmaz.

Draco: hayal kurmaya devam Et Yn hanım anca hayalinizde çünkü.

Yn: nedenmiş o Malfoy.

Draco: çocuğun hayıra benzer bir tipi yok üzer bu seni. Yolda bulmadık seni yollara atalım Potter.

Yn: sen git bu lafları Astoria'ya anlat Malfoy. Bana sökmez çünkü.

Draco: sen hala o konuda mı kaldın Cidden?

Yn: hemen unutmalı mıydım? Odan varken odamı Kızı yatağa atmak için kullanman. Düşüncesi bile iğrenç.

Draco: benim odam sandım.

Yn: harika bahane. Ben gidiyorum.

Theo: nereye?

Yn: ikizimin yanına.
Kalkıp başlarında dikildim.

Draco: bazen düşünüyorum nasıl ikiz olabilirsiniz diye sonra diyorum ikiside gayet sinir bozucu olabiliyor.

Kafamı iki yana sallayıp sinirle oradan ayrıldım ve İleride oturan Ron ile Harry'nin arasına oturdum.
Oturmamla Hermione bana delici bakışlar atmaya başladı.

Yn: ne yapıyormuş benim Portakallı keklerim.

Harry: şu yeni gelen çocuğum binasını açıklamalarımı bekliyoruz.

Yn: of çok yakışıklı dimi.
Harry sinirle bana döndü.

Harry: daha yaşın kaç senin aptal aptal konuşma.

Ron: karışmasana kıza.

Yn: işte seninle ikiz olmam gerekirken bu dengesize denk geldim.

Hermione: tamam susun açıklıyorlar.

Beni zorla susturan Hermione'ye göz devirip önüme döndüm. Mcgonagall çocuğun kafasına seçmen şapkayı yerleştirdi.

Seçmen şapka: Hmm ilginç. Dışarıdan gayet sakin ılımlı duruyorsun Lakin içinde Yatan Bir şeyler var gün ışığına çıkmayı bekleyen. Hmm. SLYTHERİN!

Bizim masadan bir alkış koptu ve çocuk oraya doğru ilerlemeye başladı. Ben de bir şey demeden Harry'nin yanından kalkıp çocuğun yanına gittim.

Yn: Merhaba. Tebrik ederim. Ben Yn / Yn Potter.

Jack: ben Jack Martin memnun oldum.

Yn: ben de 6. Sınıfım Martin. İstersen sana okulu gezmende yardımcı olabilirim. Yani tabi istersen.

Fazla mı saçmalıyordum bilmiyorum ama onun da hoşuma gitmişti sanırım. Gülümseyerek baktı.

Jack: tabiki çok isterim ama şu iki çocuk umarım beni öldürmez.

Bakışlarının olduğu yerlere baktım bir taraftan Harry bir taraftan Draco bana ölümcül bakışlar atıyordu.

Yn: ordaki ikizim biraz fazla korumacı. Ordaki çok yakın arkadaşım yapısı her zaman serttir.

Jack: anladım. Teşekkür ederim tekrardan.

Yn: Rica ederim. Ben şimdi gideyim yemekten sonra görüşürüz Martin.

Jack: görüşürüz Potter.

Gülümseyip yanından kalktım ve hala ölümcül bakıl atan Draco'nun yanına oturdum.

Pansy: SEN MANYAKSIN DELİRMİŞSİN NE KONUŞTUNUZ?

Yn: sakin ol sadece okulu gezdirmeyi teklif ettim. Sonuçta bizim binamızda.

Draco: koskoca okulda sana kaldı elin adamını gezdirmek Yn.

Yn: noldu Draco kıskandın mı? Merak etme senin yatağına atmam onu.

Draco dediklerime iyice sinirlenmiş olacakki boynundaki damarı patlayacak kadar şişmeye başlamıştı.

Draco: BAZEN BENİ DELİRTİYORSUN POTTER.

Yn: ZATEN DELİSİN. ve Bana sakın herkesin içinde bağırma. Duydun mu beni?

O masada belkide Draco'ya kafa tutabilen bir tek ben vardım. Aramız hepsinden çok iyiydi ama herkesten çok kavga ediyorduk. Sanırım biraz toxic bir arkadaşlığımız vardı ama bu arkadaşlık bizi birbirimize bağlıyordu.
Draco sinirle elindeki bardağı yere fırlatıp ordan kalkıp gitmeye kalktı.

Yn: anca kaç Malfoy tek yaptığın bu çünkü.

Draco: dua et benim için çok değerlisin yoksa canına okurdum.

Gözleri seğirerek oradan çıktı. Onun için değerliydim. Bu his o kadar güzeldiki. Heleki Draco tarafından olanı...

Eksiklerim varsa lütfen belirtin. 800 e yalın kelimeye çıktım sizce az mı yoksa fazla mı yoksa ideal mi? Şu an pek okunma yol yeniyim sonuçta ama okundukça fikirlerinizi merak ediyorum canlar💚