Ortak salonda işimiz bittikten sonra bana çok sinirlenen Draco'nun yanına gitmeye karar verdim. Tam kalkmışken Theo kolumdan tuttu.
Theo: nereye gidiyorsun daha karpuz kesicektik
Yn: bizim sarışının gönlünü almam lazım çok üstüne gittim.
Pansy: seni bazen anlamıyorum sen de çok kırıldın.
Yn: olsun benim içim el vermiyor.
Onlara el salladıktan sonra Slytherin ortak salonuna girdim. Yatakhane bölümüne çıktım. Draco ile odalarımız karşılıklıydı. O yüzden odasını anlık "kızın sarhoşluğu" her ne kadar midemi bulandırsa da kafasını karıştırmış olmalıydı. Kapıyı yavaşça tıklattım ama içeriden gelen ses yoktu. Bir kez daha denedim ve yine yoktu. Kapıyı yavaşça araladım ve içeri girdim.
Yn: Dray?
Gözlerimi odanın içinde gezdirdim ama yoktu. Tam onu aramak için çıkacakken omzuma bir el dokundu. Çığlığımla arkamı döndüğümde onun Draco olduğunu gördüm.
Yn: aklım çıktı ne yapıyorsun?
Draco: asıl sen odamda ne yapıyorsun?
Diyerek duvarın dibindeki minderlere çöktü ben de yanına oturdum.
Yn: bana kızgın mısın?
Draco: oradan öyle mi duruyor?
Yn: hadi ama Dray. Her zamanki hallerimiz işte. Uzatmanın bir anlamı yokki.
Draco: sürekli o günü yüzüme vurman ve başkasıyla birlikte olayı düşünmen sinirlerimi bozuyor.
Yn: hayatıma devam etmek zorundayım sen de öyle.
Bana yaklaştı. Aramızda neredeyse mesafe kalmayacak kadar dibime girdi. Gözlerimiz birbirimizin gözlerine kenetlenmişti. O kadar harika mavileri vardıki.
Draco: devam etmek istemiyorum. Başkalarıyla olmanı istemiyorum.
Yn: başkalarıyla olmak istemiyorum.
Büyüsüne kapılmış gibi daha da yaklaşırken kendimi bir anda geri çektim.
Yn: ama seninle de olmak istediğimi sanmıyorum.
Draco: geçen sene öyle demiyordun ama.
Evet geçen sene aramızdaki etkileşimin güzel olacağını düşünüp bir şeyler denemeye çalışmıştık ama bu arkadaşlığımızı bozup bize çok zarar veriyordu. Üstelik kimse öğrenmesin diyede ayrı bir efor sarf etmiştik. Sonucunda ise arkadaş kalmanın daha doğru olduğunu fark ettik.
Yn: Birbirimize ne kadar zarar verdiğimizi sen gördün. Hem üstelik kimse bilmiyorken ne kadar yorucuydu babanın veya Harry'nin bunları öğrendiğini düşünmek bile istemiyorum.
Draco: ikisinden de korkmuyorum Yn.
Sinirle ayağa kalktı.
Yn: ama ben babanın sana yapabileceklerinden korkuyorum.
Ben de peşinden kalkıp ona yaklaştım ve elimi yüzüne koydum. Baş parmağımla yanağını okşamaya başladım.
Yn: sana zarar gelmesine izin vermem , veremem.
Draco: bana bu şekilde daha çok zarar veriyorsun.
Yn: ne yapmamı bekliyorsun, oturup sana bir şey olmasını izleyemem.
Draco belimden kavrayıp beni kendine çekti.
Draco: eğer yanımda durursan...
Yüzünü yüzüme yaklaşırdı.
Draco: kimse bana zarar veremez güzelim.
İçimden her ne kadar güzelin miyim gerçekten? Diye bağırmak istesemde olduğum yerde öylece kaldım. Bana git gide yaklaştı. Nefeslerimiz birbirine değiyordu artık. Tam dudaklarımızın da temas edeceği sırada kapı çaldı. Draco duymamış gibi elini daha çok belime bastırdı. Ama ben kendimi onun elinden kurtarıp kapıyı açtım. Karşımda Pansy duruyordu.
Yn: canım arkadaşım Pansy hoşgeldin.
Arkamdan Draco sinirle yaklaştı.
Draco: noldu niye geldin?
Pansy: Yn'yi odasında bulamadım hemen buraya geldim.
Yn: ne olduki?
Pansy: Teddy kapıda seni bekliyor bir şey verecekmiş.
Yn: hemen geliyorum. Tam gidicekken Draco kolumdan tutup Kapıyı Pansy'nin suratına kapattı.
Yn: ne yapıyorsun Draco? Ayıp.
Draco: gönlümü hala alamamış olman da ayıp.
Yn: bir kez daha söylüyorum bana lütfen bu şekilde yaklaşma.
Draco: neden hızlı atan kalbine engel olamıyor musun?
Yn: evet olamıyorum mutlu musun? Mutlusundur. Yapma bunu YAPMA.
Sinirle yanından geçip kapıdan çıktım. O kadar sıcak basmıştıki anlatamam. Nasıl beni bu hale sokabiliyordu. Üstünden 1 sene geçmiş olmasıma rağmen. Düşüncelerimle ortak salonun kapısından çıktım Teddy kenarda beni bekliyordu.
Yn: ne oldu balım bir sorun yok değil mi?
Teddy: yok ya bunu düşürmüşsün. Sabah değerli demiştin. Ortak salonda yanına gelemedim unutmuşum.
Elindeki siyah yuvarlak taşı bana uzattı. Bu Draco ile gittiğimiz gölde bulduğumuz taşlardan bama verdiğiydi.
-FLASHBACK-
Draco ileride gölün kenarında bir şeyler yapıp yanıma yanaştı. Avucunu bana gösterdi. İki tane orta büyüklükte siyah taşlar vardı.
Yn: bunlar ne?
Draco: ikimizin özel taşı. Bunu her ne olursa olsun saklayalım. Birbirimiz için.
Yn: sevgimiz için...
-FLASHBACK BİTTİ-
Yn: teşekkür ederim Teddy.
Ona kocaman sarıldım.
Teddy: ben artık gideyim.
Yn: seninle geleyim mi bak dikkatli ol.
Teddy: artık bebek değilim Yn.
Yn: sen hala benim minik bebeğimsin Balım.
Uzaklaşırken ona arkadan seslendim. Tamamen gözden kaybolduğunu gördüğümde arkamı döndümki Tam arkamda Duran birinin göğsüne kafamı geçirdim. Tanıdık erkek parfümü burnumu sızlatınca.
Yn: benim senden kurtuluşum yok mu be adam.
Draco: o taşı hala saklıyorsun.
Yn: evet. Yoksa sen saklamıyor musun?
Biraz sinir biraz kırgınlıkla yüzüne baktım. Draco ise hiç istifini bozmadan parmağındaki yüzüklerden birini bana gösterdi. Özel taşımızı yüzüğüne koydurmuştu. Hemen yumuşadım.
Yn: çok güzel duruyor.
Draco: gerçekten atacağımı mı düşündün?
Yn: ya ne bileyim sonuçta o zaman ayrı bir ilişkimiz vardı şu an ayrı.
Draco: hiçbir farkı yok güzelim. Benim sana olan hislerim hala aynı.
Yn: Dray...
Draco: iyi tamam sustum. Sana iyi geceler.
Hüzünle arkasını dönüp içeri girdi. Peşinden ilerlediğimde arkasına bakmadan yatakhanelerin olduğu yere çıkmaya başladı. Onu kırıyordum belki ama ona zarar gelmesine asla izin veremezdim. Her ne olursa oldun ben bir Potter'dım babasının baş düşmanıydım. Benimle arkadaş olması bile adamı sinirlendirmeye yetiyordu. Bir de birbirimizi olan hislerimizi öğrense neler olurdu düşünmek bile istemiyorum.
Evet burada bitirdim. Yayınlamadan yazmadan duramıyorum ve üstelik iki hafta sonra sınavım var. Yks yerleri belli olmuş. Sımava girecek herkese şimdiden başarılar ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy İle Hayal Et ~ Yasak Aşk
Fiksi PenggemarDraco'nun eli bacağıma değdiğinde istemsizce sınıfta duyulacak bir biçimde tuttuğum nefesi bıraktım. Mcgonagall: iyi misiniz Bayan Potter Yn: iyiyim profesör sanırım biraz boğuluyormuş gibi hissediyorum. İzninizle bahçeye çıkabilir miyim? Mcgonagall...