Medya: dehşet bir Luna ❤️ Neville cıyım.
Neville: sana kaç kez daha diyeceğim o toprak o çiçeğe uygun değil. Onunki bu.
Yn: ya ben nereden bileyim ben senin gibi ezberleyemiyorum bunları.
Bitki bilim sınıfındaydık. Dersin başlamasına daha 20 dakika vardı. Yavaş yavaş öğrenciler geliyordu. Neville ile birkilerin saksılarını değiştiriyorduk. O kadar çok bitki ve toprak çeşidi vardı ki hiçbirini aklımda tutamıyordum.
Neville: onu bunu boşverde demek patladınız he.
Yn: hiç sorma Neville ya.
Neville: benim bildiğimi hala bilmiyorlar değil mi? Öğrenirlerse sıkıntı olur.
Yn: söyler miyim hiç ben minik kuşum. Hem sana bir şey yapamazlar. Döverim.
Utanarak Gülümsedi. Neville gerçekten harika bir arkadaştı. Asla sırra ihanet etmezdi. Sevdiklerine çok değer verirdi.
Biz saksılarla uğraşırken Crabbe ve Goyle yanımızdan geçmeye çalıştı. Goyle geçerken omzunu Neville vurdu ve hafif fısıldar şekilde "ezik" dedi. Bu ikisi gerçekten sinirimi çok bozuyordu. Hemen arkalarındaki alçak sandalyeye çıktım. Boyum onlara göre kısaydı. İkisinin de kulaklarından tutup çekiştirmeye başladım. İkiside acıyla yüzünü buruşturup elimi tuttular. Bana bir şey yapmaya cesaret edemeyeceklerini biliyordum. Herhangi bir şey yapsalar Draco onları doğduklarına pişman ederdi.
Yn: Size kaç kere daha diyeceğim. Kimseye özellikle BENİM ARKADAŞLARIMA bulaşmayın diye. Koparayım mı kulaklarınızı?
Sinirle onlara gürlüyordum.
Crabbe: özür dileriz yn bırak kulağımızı.
Goyle: fark edemedik lütfen bırak.
Yn: kesin sesinizi. Bir daha görmeyeceğim.
İkisinin de kulaklarını bıraktım. O kadar sıkmıştımki yüzleri kıpkırmızı olmuştu. Sandalye alçak olmasına rağmen tam inecekken dengemi kaybettim ve o sıra biri ellerini belime sardı. Bu sefer tanıdık parfüm kokusu değildi. S!ktir! Belimi jack kavramıştı ve neredeyse yüzümüz birbirine değiyordu. Lütfen lütfen Draco burada olmasın dememe kalmadan Draco geldi.
Draco: tamam yeter bu kadar rezillik.
Beni sinirle Jack'in kollarından alıp yere indirdi.
Jack: ne rezilliği kız düşüyordu.
Jack her ne kadar sakinliğini korusada Draco hiç sakin durmuyordu.
Draco: sana mı kaldı lan tutmak!
İkiside yeterince gerilmişti. Tüm sınıf bize bakıyordu. Harry yanıma gelip ne olduğunu sordu.
Yn: Jack'i uzaklaştır sonra anlatacağım sana.
Harry hızla Jack'in tarafına geçip onu Draco'nun önünden kenara çekti. Draco'ya dönüp baktım. Sinirden gözleri seğiriyordu.
Yn: Dray sakin olur musun? Bak bir şey yok. Düşüyordum tuttu.
Dediklerimin hiçbiri ona etki etmemiş gibi hala gözlerimin şçine bakıyordu.
Draco: tutacak başka bir insanda mı yoktu?
Yn: Lütfen bunu sonra tartışalım.
Draco: her zaman bunu diyorsun ama yeter. Ben artık burada tartışacağım. Herkesin içinde.
Ve benim beklemediğim bir anda herkesin ortasında beni belimden tutup kendine çekti. Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bu sefer karşılık veremiyordum çünkü tüm sınıf oradaydı Harry de dahil. Karşılık vermediğimi fark edince belimdeki elini çekip beni bıraktı. Ve kızgın gözlerle bana baktı. Ne diyeceğimi bilmiyordumki Harry hemen dibimizde bitip Draco'nun yakasına yapışmıştı.
Harry: ne yaptığını sanıyorsun? Kardeşimle arkadaş olduğun yetmiyormuş gibi. Ne hakla ona dokunursun.
Draco Harry'nin ellerini sertçe itti. Ne yapacağımı bilemeyerek onları izliyordum.
Draco: ben onu seviyorum Potter. Gerçi senin anlamanı beklemiyorum. Sen sevgiden ne anlarsın daha ailen bile yo-
Lafını bitirmesine kalmadan Draco'nun yüzü yana düşmüştü. Ona o kadar sertçe tokat atmıştımki avucum içi bile sızlamıştı. Tokadın sesi etrafta yankılanmıştı. Tüm sınıf dik dik bize bakıyordu. Draco'ya vurma cesaretinde bulunan bir kızdım onların gözünde. Draco'nun Her şeyine boyun eğebilirdim, sessiz kalabilirdim ama ailem hakkında hiç kimse hiçbir şey diyemezdi.
Yn: haklısın MALFOY biz Potter'lar senin tarzın sevgiden anlamayız. Sen fark etmesen de bizi seven bir ailemiz, birbirimiz varız. Sevgisiz değiliz. Şimdi Kapat çeneni.
Harry'i kolundan tuttuğum gibi sınıftan dışarı çıktık. Harry de ben de tek kelime etmiyorduk. Arkamızda nasıl bir şey bıraktığımı az çok tahmin edebiliyordum. Onunla tanıştığımdan beri ilk defa bu kadar ağır konuşmuştu. İlk defa bu kadar büyük bir kavga etmiştik. Hala sinirimin etkisindeydim. Ortak salona geldiğimizde Harry'nin kolunu bıraktım ve ona sımsıkı sarıldım.
Yn: onun adına özür dilerim aslında öyle bir şey demezdi bilmiyorum. O sandığın kadar kötü biri değil. Neden böyle oldu anlamıyorum.
Ona sarılırken istemsizce gözlerim dolmuştu.
Harry: bırak özür dilemeyi sana bir daha dokunmaya kalkarsa onu öldürürüm. İyiliği beni ilgilendirmiyor. Sen sakın üzülme. O mavi gözlerini doldurma bitanem.
Ona burukça gülümsedim ve tekrar sarıldım. Ayrıldığımda ondan Dersteki hocalara söylemesini rica edip yatak odama gittim. Daha 2 dersim vardı ama benim gidecek halim yoktu. Yatağıma uzanıp gözümden yaşların akmasına izin verdim. Gerçekten ona vurmuş muydum? Peki ya dedikleri. Benim, bizim bir ailemiz vardı. Dora, Remus, Teddy, Harry... hepsi benim ailemdi. Draco'da ailemin bir parçasıydı ama yıkılmaya meyilli bir bina gibiydi. Bunu istemeyerek de olsa çok güzel beceriyordu.
Düşümcelerim o kadar ağır basmıştıki biraz uyumanın iyi geleceğini düşünerek gözlerimi kapattım ve karanlığın beni içine çekmesine izin verdim.Bu seferkini kısa yazdım bir sonrakinde uzun uzun anlatacağım şeyler var canlar. Umarım beğenir ve vote atarsınız.❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy İle Hayal Et ~ Yasak Aşk
FanfictionDraco'nun eli bacağıma değdiğinde istemsizce sınıfta duyulacak bir biçimde tuttuğum nefesi bıraktım. Mcgonagall: iyi misiniz Bayan Potter Yn: iyiyim profesör sanırım biraz boğuluyormuş gibi hissediyorum. İzninizle bahçeye çıkabilir miyim? Mcgonagall...