0.1

2K 169 184
                                    


Taksicinin telefonundan gideceğim yerin konumunu açtıktan sonra ona geri uzattım. Tekrar arkama yaslanırken kucağımdaki ağzına kadar dolu olan sırt çantamı yanıma koydum. Çok fazla ağırdı, valizime sığmayan her şeyi onun içine doldurmuştum. Gereksiz şeyleri bile aldığıma emindim aslında, eşyalarımı toplarken kafamın yerinde olduğunu söyleyemezdim.

Uzun yollarda şarkı dinlerdim ve gideceğim ev ile kendi evimin arası neredeyse bir saatlik mesafeydi. Ama çantamdan kulaklıklarımı bulmakla uğraşmak istemiyordum. Zaten günlerdir başım ağrıyordu ve gürültüye katlanamazdım. Bu yüzden sadece yolu izlemeye başladım. Hiç geçmediğim yollardan gidecektik, ilgimi çekeceğine emindim.

Taksici "Telefonunuz çalıyor." Diyene kadar yolu izlemeye çok fazla odaklandığımı fark etmemiştim. Hava yağmurlu olduğu için giyindiğim gri kapüşonlu hırkamın cebinden aceleyle çıkardım telefonumu. Kimin aradığını bakmasam bile tahmin edebiliyordum. "Efendim Binnie?"

"Oh, sonunda açabildin! Vardın mı eve?"

Nerede olduğumuza bakıp anlamadığımda önümde duran taksicinin telefonuna çevirdim bakışlarımı. Yolu yarılamıştık çoktan. Trafiğe kalmazsak kısa bir sürede varacağız gibi gözüküyordu. "Az kaldı. Bir sorun yok, değil mi?"

"Hayır hayır, sadece dediklerimi unutma Felix. Chan biraz garip biridir. Sosyal medya da olduğu gibi değil. Lütfen ben geri dönene kadar birbirinizi öldürmeyin." Bunu son bir haftadır çok sık söylüyordu. Dün gece eşyalarımı toplarken yine gelmiş ve bana neler yapmam gerektiğini anlamıştı. "Chan benim menajeri olacağım ilk kişi değil ve son da olmayacak. Ne kadar garip biri olursa olsun bu benim işim. Yani onu öldürmeyeceğim, endişelenme."

Derin bir iç çektiğini duydum. Bu endişesini anlayabiliyordum. Yıllardır beraber çalışıyorlardı ve kısa bir süreliğine de olsa arkadaşının başka bir menajerle çalışacak olması onu geriyordu. İkisi yakın oldukları için birbirlerini anlayabiliyorlardı ama Changbin benim kurallara fazla kafayı takan biri olduğumu düşünüyordu. Asıl anlamayan taraf oydu. Daha önce yine kısa süreli olarak bu işi yapmıştım, bir kaç ayın bana bir zararı olacağını düşünmüyordum. "Endişelenme, çok konuşan biri değilim. Odamdan çıkmam bile ben. Sadece onu uyaracağım yeri geldiğinde, diğerlerine yaptığım gibi kurallara uyması için zorlamayacağım. Tamam mı?"

Pekâlâ, kesinlikle bu onun içini rahatlatmak için söylenen bir yalandı.

Changbin bir kaç şey daha söylerek bana attığı listeye bakmamı ve yarın şirkete uğramamı söylemiş, kapatmıştı telefonu. İkna olmadığını farkındaydım ama beni sürekli kontrol etmesini istemiyordum. Tabii ki de Chan'ı düzgün davranması için zorlayacaktım çünkü sonuçları onun zararına olmayacaktı. Şirket beni çağırıp benden bir açıklama isteyecekti. Bunun yaşanmasını istemiyordum, zaten o şirkete sürekli gitmek isteyeceğim son şeydi. Eğer sinirlenirsem işi bırakırdım -çünkü ne paraya ne de bu işe ihtiyacım vardı- ama Changbin'in hatrına yapıyordum bunu.

Yaklaşık üç dört ay önce benimle buluşmak istemişti. Sık sık görüşememiştik son zamanlarda ve özlediği için çağırdığını düşünmüştüm. Annesinin tedavisi için yurt dışına çıkması gerektiğini söylemişti ve Chan ondan ayrılmakta zorlanacağı için benden menajerliğini yapmamı istemişti. O zamana kadar Chan'ın kim olduğunu bilmiyordum bile ama Min-ji Teyze için bunu kabul etmiştim. Daha önce de yine mecburiyetten üç ünlünün menajerliğini yapmıştım aslında. Ama en fazla beş ay sürmüştü. Changbin, bu işin bir yıldan az ya da fazla sürebileceğini söylerek beni büyük bir belirsizlikle bırakmıştı.

Bu kadar endişelenip o adamla anlaşamayacağımızı düşünmesi gözümü korkutuyordu. Hakkında bir araştırma yapmak istemiştim ama ünlülerin sosyal medyada göründüğü gibi olmadığını bilen en iyi kişiydim ben. O yüzden araştırarak zahmete girmemiştim, hakkında bildiğim tek şey aynı üniversitede okumuş, farklı yıllarda mezun olmuştuk. Zaman geçtikçe onu sosyal medyadan daha iyi tanıyabileceğime emindim.

freckled | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin