0.7

1.1K 107 91
                                    

  Önüme daha yeni konulan bardağı kafama dikip içindeki içkiyi bitirirken Hyunjin'in şaşkınlıkla beni izlediğini biliyordum. Normalde bana ağır geldiği için yavaş yavaş ve az içerdim ama neredeyse ikinci şişemi bitirmek üzereydim. En kötüsü ise hâlâ sarhoş olmamıştım. Bu amacıma ulaşamadığım anlamına geliyordu yani.

  "Neyin var senin lanet herif? Bütün içkilerimi bitirmek üzeresin!" Homurdandığında -sabahtan beri bir şeylere laf ediyordu zaten- gözlerimi devirdim. Belki de kafamı dağıtmak için Hyunjin'in bana görüşemediğimiz günlerde ne yaptığını anlatmasını dinlemeliydim. Çünkü onu dinlemediğim zaman illa ki dikkatimi çekecek bir şey yapıyordu, kendi sıkılana kadar da asla susmuyordu. Onu susturabilecek tek şey Minho'ydu ve maalesef ki şuan burada değildi. Hâlâ stüdyoda dans ediyor olmalıydı.

  Minho'nun sinirinden korktuğu için onun yanında susan Hyunjin, benim ona kıyamadığımı bildiği için sabahtan beri susmamıştı. Buraya kafa dinlemek için gelmiştim, bunu biliyordu, fakat yarım saat önce evden kaçmama sebep olacaktı çenesi yüzünden. Bir şey olmadığını söylememe rağmen bana bir sürü tehdit savurmuştu ve ben içkimi yudumlayıp önüme konulan abur cuburları yerken onu dinliyormuş gibi davranmıştım.

  İçkimi yenilemeyeceğini anladığımda derin bir nefes alıp eğilerek şişeye uzanmaya çalıştım. Ama Hyunjin, benden önce davranarak şişeyi daha uzağa koydu ve bu suratımın -mümkünmüş gibi- daha çok asılmasına sebep oldu. "Ver şunu ya..."

   "Bana sadece bir neden söyle. Sen çok dağınık olduğum için asla benim evime gelmezdin. Neler oluyor?"

Onun bir aptal olduğunu düşünerek sabahtan beri bir şey olmadığını söylemiştim. Şuan ise anlamıştım ki sadece aptal taklidi yapıyordu saatlerdir. Çok dertlerimi paylaşan biri değildim, genelde odamda oturup kendi kendime çözmeye çalışırdım. Bu sefer durum farklıydı ve acilen sarhoş olmam gerektiği için çıkmıştım evden. Chan'ın evinde içemezdim, sarhoş olursam ne yapacağımı bilmiyordum onun yanında. Bu yüzden resmen evden kaçmıştım ve kendi evimin anahtarlarını almayı akıl etmediğim için şuan buradaydım. Hâlâ sarhoş olmadığımı düşünürsek buraya gelmem de boşunaydı zaten.

"Sadece içip otururken sızmayı planlıyorum. Ben iki bardakta sarhoş olurdum, neden olmadım?" Ona cevap vermekten çok kendimle konuşuyormuş gibiydim. Mantıklı bir açıklama bulamıyordum kendimce çünkü sebebi yoktu.

  "Çünkü sen hep keyfi olarak içersin, şuan bir derdin için olduğu çok belli." Karşımda oturmayı kesip ayaklandığında yanıma geleceğini anlayıp koltukta biraz kenara kaymıştım. O ise beni yanıltarak halısı olmayan zemine uzanmıştı ve tavanla bakışmaya başlamıştı. "Anlat işte, rahatlarsın."

  Kendimi psikoloğum ile yaptığım konuşmalardan birinde gibi hissetmiştim. Pek bir farkı da yoktu aslında, Hyunjin bizim ağlanma köşemiz sayılırdı. Ne zaman bir şey yaşasak soluğu onun evinde alırdık, yani en azından Minho yapardı. Ben bunu sadece üç kez yapmıştım. Sabaha kadar içer, uyandığımızda bir şey olmamış gibi devam ederdik eskiden. Bazen oturup birlikte ağlardık, hiç derdi olmayan Hyunjin bizden daha fazla ağlardı. İşte benim tam olarak öyle bir güne ihtiyacım vardı.

  "Uyuyamıyorum." Dedikten sonra iyice yayıldığım koltuktan kalkıp onun yana doğru uzattığı kolunun üzerine yatmak için yere uzandım bende. Hyunjin'den kısaydım ve şuan yanında iyice küçülmüştüm sanki. İçimde dönen şeyler bana böyle hissettirmişti en azından. "En son iki gece önce onunla uyudum ve şuan uyuyamıyorum." Dedikten sonra kafamı sağa döndürüp onun tavanı izleyen suratına baktım. "Hyunjin, ben neden uyuyamıyorum?"

  "O kim?"

  "Sen de mi tanımıyorsun? İlk başta ben de tanımıyordum." Dediğimde bana dönüp yüzünü buruşturarak baktı. "Sen sarhoş olmuşsun, biliyorsun değil mi?" Bir kaç saniye düşünüp kendimi test etmiştim. Gayette hafızam yerli yerindeydi, başım dönmüyordu, kusmak istemiyordum ve masanın üzerine çıkıp dans edesim yoktu. Bunları genelde sarhoş olduğumda yapardım. "Değilim, uykum var."

freckled | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin