0.3

1.3K 137 90
                                    

Evin içerisinde duyulan yüksek müzik sesiyle başlamıştım sabaha. Yarın çok yoğun olmaya başlayacağımız için uykumu güzelce almak istemiştim ama bütün hayallerim suya düşmüştü. Sabahları büyük bir mutlulukla uyanıp güzelce kahvaltı yapan ben, güne sağlam bir küfür ederek başlamıştım.

Geceleri tişörtle yatmayı sevmediğim için üzerimde bir şey yoktu. Hiç istemesemde yataktan hızla kalkıp dün gece can sıkıntısı ile giyinme odasına yerleştirdiğim kıyafetlerime gitmek zorunda kalmıştım. Müzik sesi bütün evi inletiyor, odadan çıkar çıkmaz beynimi daha çok işgal ediyordu.

  Oflayıp içimden küfürlerime devam ederken rastgele mavi bir tişört geçirdim üzerime. Temiz bir kıyafeti uyandıktan sonra keyifle yapacağım bir duşun ardından giymek isterdim ama bugün planladığım gibi gitmiyordu. Ki işlerin planladığım gibi gitmemesi beni her zaman çok sinirlendirirdi.

  Ayaklarımı sürüyerek merdivenlerden ağır ağır inmiş, müzik sesinin daha çok duyulmaya başladığı mutfağa doğru ilerlemiştim. Chan'ın bu saatte delirdiğini düşünüyordum, güne böyle başlayabilmesi beni şaşırtmıştı.

  Mutfağa girdiğimde ocaktaki tavayla ilgilenirken bir yandan da çalan şarkıya eşlik etmek için dans eden bir Chan ile karşılaşmıştım. Mutfak çok güzel yemek kokuyordu ve sanırım biraz naneli duş jeli kokusu da vardı. Hoşuma gitmişti.

  Tezgahın üzerinde duran hoparlöre bağladığı telefonunu alıp şarkıyı durdum aceleyle. Gerçekten kafam patlayacak gibi hissediyordum, eziyet gibi gelmişti.

  Kesilen ses ile birlikte yaptığı hareketler durmuş ve arkasına -yani bana- dönmüştü. Şuan yüz ifadem nasıldı, bilmiyordum ama beni görür görmez minik bir kahkaha atmıştı. "Uyandığında çok şirin gözüküyorsun."

  Kaşlarımı çattım aniden. "Yani uyudğumu bilerek mi yaptın bu gürültüyü?"

  Dudağını büzüp gözlerini kıstı ve düşünüyormuş gibi davrandı bir iki saniye. "Yukarıdan o kadar duyulduğunu bilmiyordum. Hem mutfakta hem de yatak odanda bulunamam ki?" Dedikten sonra aramızdaki bir kaç adımlık mesafeyi kapatıp saçlarımı düzeltti. Gece saçlarımla o kadar çok oynardım ki şuan bok gibi görünüyordum büyük ihtimal. Korku filmine başrol olarak makyajsız alabilirlerdi beni sabahları uyandığımda.

  "Yapma şunu..." Diyerek ittirdim elini. "Sabah sabah bu ne enerji, kaçta kalktın sen?"

  Hâlâ elimde duran telefonunu alıp saate baktı. "Saat 6'da koşuya çıkmıştım geleli bir saatten fazla oldu." Dediğinde yüzümü buruşturdum istemsizce. Hangi manyak sabahın o saatinde uyumak yerine koşuya çıkardı ki? Sinirim geçmediği için "Pekâlâ..." diye mırıldandım sadece.

  Ocakta pişirdiği şeye baktım göz ucuyla. Sanırım omlet gibi bir şey yapıyordu ama daha farklı gözüküyordu. Tadının harika olduğuna emindim, kokusu bile acıktırmıştı beni. Sürekli yemek sipariş eden birinin kahvaltı hazırlamasını ve bunda çok becerikli olmasını biraz garipsemiştim. Daha yememiştim, becerikli olduğuna emindim ama.

   "Birazdan hazır olur." Dedi benim baktığım yemeğe bakarken. "Sen de o sırada bahçede ki masayı hazırla, lütfen."

☆☆☆

"Bugün için bir planın var mı?"

Yerleştirdiğim sonuncu tabakla birlikte bulaşık makinesinin kapağını kapatmıştım. Yardım etmesine izin vermediğim için buzdolabına yaslanıp beni izleyen Chan'a baktım. "Hayır, yarın yoğunum diye bugün tüm gün yatmayı planlıyorum."

   "Bir cafeye gitmeye ne dersin? Kahve içeriz ve daha da yakınlaşırız vaktimiz varken. Uzun süre birlikte olacağız sonuçta." Bir kaç saniye düşünmüştüm. Yanımda tanınan biriyle dışarıda bulunmaktan nefret ederdim. Hayranların yoğun ilgisi, habersiz çekilen fotoğraflar, en ufak harekette çıkan olaylar beni hep rahatsız ederdi. Ama bunu benimle samimi olmak için yaptığını düşününce reddetmek istememiştim. "Tamam, öğleden sonra çıkabiliriz o zaman."

freckled | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin