Ellerinin üstüne ellerini koyup ağır bowling topunu kaldırmasına yardımcı oldu.
"Bir yerini sakatlamamak için bu şekilde almalısın." Diyen Felix'i net bir şekilde duyabiliyordu ama asıl odak noktası onun küçük elleriydi. Chan'ın büyük ellerinin üzerinde, sanki onu incitmemek istiyormuş gibi, hafif bir baskıyla duruyordu. Küçük bir çocuğun parmaklarına sahip gibi gözüküyordu.
"En hafif top ile başladık, en baştan öğrenmek istiyorsan minik adımlarla ilerlemeliyiz." Dedikten hemen sonra ellerini biraz daha çekip topun ağırlığını sadece Chan'ın hissetmesini sağladı. "Yan yana olan iki deliğe orta ve serçe parmağını yerleştir, alttaki delikte ise baş parmağın olacak." Chan, onu dinlediğini belirtmek için kafasını sallayıp aynı zamanda dediği gibi yerleştirmişti parmaklarını. Felix, hâlâ ağırlığa alışabilmesi için ellerini tam çekmiyordu. Aslında Chan gibi sürekli spor yapan birinin bunun üstesinden geleceğini biliyordu ama yine de ondan uzaklaştırmamıştı bedenini ısrarla. Ona bowling öğretirken yönlendirmek amacı ile yakın durmak istiyordu ve isteğinin sebebini bilememek onu çıldırtıyordu.
"Bir lobutu gözüne kestirmelisin öncelikle."
Chan, bir süre dizilmiş lobutlara baktıktan sonra en ortada duranı hedeflemişti kendine. Eliyle onu işaret ederken kafasını -hemen biraz arkasında kalan- Felix'e çevirdi. Burun buruna geldiklerinde bunu beklemedikleri için ikisi de şaşırmış ve birbirlerinden gözlerini kaçırmışlardı aceleyle. Bunu yaptıklarında bir köşeden onları izleyip gülen arkadaşlarının farkında değillerdi.
İkı saat önce Felix, yakın bir arkadaşını arayarak bir kaç saatliğine bir bowling odasını kapattırmıştı. Chan'ın olabildiğince rahat edebilmesi için de farklı bir arabayla, güzelce gizlenerek gelmişlerdi buraya kadar.
Yolda Seungmin'i de biraz bekledikten sonra üçer kişilik iki grup oluşturmuşlardı. Hyunjin, Minho ve Felix beraber, Chan, Seungmin ve Jisung'a karşı yarışmışlardı.
Kazanan başından beri belliydi aslında çünkü Chan kesinlikle bunu oynamakta berbattı.
Lise zamanlarında arkadaşları sürekli oyun odalarına giderken o ders çalışmış, üniversite de kütüphane ve evden başka bir yere gitmemiş sayılırdı. Ünü artmaya başladığı zaman ise rahatça gezebilme şansı tamamen bitmişti. Bu nedenle bowling ya da herhangi bir oyunu öğrenip eğlenmeye vakti olmamıştı.
Takımının kaybetmesine neden olduğunda Felix, buraya gelmeden önce onu eğlendireceğini söylediği için hemen bir teklifte bulunmuştu. Bugün buradan ona bu oyunu oynamayı öğrettikten sonra ayrılacaktı.
Arkadaşları bir kenarda onları izlerken sabırla bütün kuralları Chan'a anlatmış, topların numaralarıyla ve bir kaç terimle ilgili bilgi vermişti. Şimdi ise ilk atışını yapabilmesi için ona yardımcı olmaya devam ediyordu.
"Aralarında inanılmaz bir çekim var." Diyen Seungmin ile Hyunjin uzun zamandır bunu bekliyormuş gibi atılmıştı konuya. "Yan yana öylece dururken bile büyüleyici ve uyumlu gözüküyorlar." Diye mırıldandı. Hepsi, bu söylediğini senkronize bir şekilde başlarıyla onaylamıştı. Masadaki sessizliği sürdürerek iki genç çocuğu dikkatle izlemeye devam ettiler.
"Biraz hızlı adımlarla faul çizgisine kadar yürü." Dedikten sonra ondan bir kaç adım uzaklaştı Felix. "Sonrasında tüm gücünle topu hedeflediğin lobuta doğru fırlat."
Chan, dizili lobutlara gergin bir şekilde baktıktan sonra kafasında arkadaşlarının topu nasıl attığını canlandırmaya çalıştı. Duruşlarını hatırlamaya çalışıyordu onlar gibi atabilmek için. Kendisi hariç hepsi, bu oyunda çok başarılılardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
freckled | chanlix
Fanfiction(Tamamlandı.) "Yolun biriyle sürekli kesiştiğinde; o kişinin, senin kaderin olduğunu söylerler. Gözle görülmeyen bir iple birbirinize bağlı olduğunuzu, ne kadar uzaklaşırsanız uzaklaşın sıkı bir düğüm gibi birbirinizden kopmayacağınızı söylerler." "...