8 ay sonra;
"Chan hyung!"
Kapıyı bile tıklatmadan odaya giren Jisung ile beraber Chan, daldığı bilgisayar ekranından gözlerini ayırmış ve sinirli bir şekilde ona bakmaya başlamıştı. Saatlerdir şirketteydi ve stüdyodan dışarı adımını atmamıştı yoğunluğu yüzünden.
Changbin, Chan ve Jisung kimden çıktığı belli olmayan bir kararla "3RACHA" adlı bir grup altında beraber çalışmaya başlamışlardı. Chan'ın zaten tanınıyor olmasının büyük bir katkısıyla geniş bir hayran kitlesine ulaşmışlar ve çoktan bir sürü şarkı yazıp yayınlamışlardı. Chan, şirket işlerinden arta kalan zamanında stüdyoya giriyor ve şuan olduğu gibi 3RACHA için olan şarkılarla ilgileniyordu. Yakında ise ilk konserlerini verecekleri için daha büyük bir baskı altına girmişlerdi ve son zamanlarda şirkette çıkan kareograf sorunu da Chan'ı epey geriyordu. En yakın zaman da düzgün ve idollerinin içine sinebilecek bir kareograf bulması gerekecekti.
"Ne oluyor Jisung yine? Bu sefer kimin sevgili haberi çıktı?" Demişti Chan içinden sabır dilerken. Jisung, her gün odaya farklı bir haber ile dalıyordu ve artık buna alışmak zorunda kalmıştı. Hiç tanımadığı kişileri onun sayesinde ister istemez tanımaya başlamıştı artık.
"Sana bir şey göstermem gerek."
Chan, nefes nefese kalmış Jisung'u umursamadan bilgisayarıyla ilgilenmeye devam ettiğinde Jisung devam etmişti. "Hyung, cidden önemli. Konu bir canlı yayın ve senin bunu kaçırmaman gerekiyor." Demişti ayaklarını heyecanla yere vurarak.
Chan hışımla ayağa kalkmadan önce masanın üzerinde kalan telefonunu kontrol etmişti. Normalde gün içerisinde Felix ile sürekli konuşuyorlardı fakat yaklaşan yarışma yüzünden Felix'in sık sık yazmaya vakti olmuyordu. Hele de dün akşamdan beri hiç konuşmamışlardı ve Felix'in en son mesajının üzerinden neredeyse bir gün geçmek üzereydi.
"Eğer..." Dedi Chan kapıdan çıkıp Jisung'un peşinden ilerlerken. "...Eğer önemli bir şey değilse bu sefer boğacağım seni." Her seferinde Chan'ı böyle işinden alıkoyuyor ve gerçekten asla tanımadığı kişilerden hakkında binlerce dedikodu anlatıyordu. Hızlı konuştuğu için Chan çoğu şeyi anlamıyordu bile!
Asansöre binip beş kat aşağı indiklerinde şirketin girişine gelmişlerdi. Bu katta, genelde gündemdeki şeyleri gösteren büyük bir televizyon vardı. Aynı zamanda danışma ve bir kaç şey daha vardı çokta önemi olmayan.
Asansörün kapısı açıldığı anda heyecanlı bir şekilde konuşan adamın sesi duyulmaya başlamıştı. Chan İngilizce aksanı ile bir şeyler anlatan adamla meraklandığını hissetmiş ve ilk katta toplanan stajyerler ile idolleri görünce bu his iyice körüklenmişti. Derin bir nefes alarak indi asansörden.
"Jisung, ne şimdi bu?" Demişti televizyona dahi bakmadan. Jisung ise cevap vermemiş Chan'ı kolundan sürükleyip büyük televizyona daha fazla yakınlaşmalarını sağlamıştı. Hâlâ burada bulunmaktan rahatsız olup sadece etrafa bakarak kendisine selam verenlere karşılık veren Chan, şirketin içerisinde yankılanmaya başlayan şarkı ile gözlerini anında televizyona çevirmişti.
"Felix?"
Felix, televizyonda Hyunjin ve Minho ile beraber dans etmeye başlamıştı. Asıl Chan'ı gülümseten şey ise Chan'ın aylar önce çalınan ama bir şekilde hakkını savunup kendi tekrar yayınladığı 'Wow' şarkısı ile dans ediyordu. Bu, aylar önce verilen sözü hatırlatmıştı Chan'a.
Felix; siyah, kadife ve tüllü, tüllerinin arasından içini gösteren bir gömlek giyiyordu. Kısaltığı saçları ise kırmızı-pembe arası bir renge boyanmıştı. Bir aralar verdiği kiloları geri almış hatta vücut bile yapmıştı, buradan bile belli oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
freckled | chanlix
Fanfiction(Tamamlandı.) "Yolun biriyle sürekli kesiştiğinde; o kişinin, senin kaderin olduğunu söylerler. Gözle görülmeyen bir iple birbirinize bağlı olduğunuzu, ne kadar uzaklaşırsanız uzaklaşın sıkı bir düğüm gibi birbirinizden kopmayacağınızı söylerler." "...