Bölüm-12

119 14 2
                                    

Benim babam. Benim annem. Hayat bazen o kadar acımasız davranıyor ki insana kendini acı çektirilmeye seçilmiş gibi hissediyorsun. Neden ben diye düşündüğün oluyor. Hem annem hem babam gözlerimin önünde cansız bedenleriyle yatıyorlar. Ikisinin de cansız bedenini görmek ne kadar korkunç. Ya da onların benim yüzümden ölmeleri. Suçluyum. Bu konuda hiç olmadığı kadar suçluyum. Atlatabilecek kadar güçlü olmak zorunda hissediyorum. Peki neden? Işte orasını gerçekten bilmiyorum. Canım acıyor. Kalbimin ortasında garip bir ağırlık var ve ben orda hapsolmuşum. Beynimin içinde çığlıklar atıyorlar. Yaşamam için bir sebep yokmuş gibi. Ve biliyorum onların benim üzülmemi istemediklerini. Ama onlarsız yapmak bana daha çok acı veriyor. Bazen yanlarına gitme isteği oluşmuyor değil içimde. Ama bana bunları çektirenlere cezalarını vermeden pes etmeyeceğim. Gerekirse ölmek bile olsa ucunda Hakan'a bunu ödeticem. Hayatı boyunca kaskatı yaşamış olduğu hayatını acı çektirerek elinden alıcam. Sonucu ne olursa olsun bunu yapıcam. Bunları düşünürken göz kapaklarım ağırlaştı ve uykunun kollarına kendimi bıraktım.
"Sakın kendini üzme kızım senin hiçbir suçun yok. Kendine acı verme canını yakma biz annenle burada iyiyiz bizi düşünme kendine iyi bak bizler seni görüyoruz ve mutlu olmanı istiyoruz. Pes etme sen güçlü bir kızsın seni çok seviyoruz bunu unutma."
"Baba bırakma beni nolur. Uzaklaşna benden gitme nolur. Hayıırr! "
Babaa!!!!!!!  Rüya kabus artık ne denebilirse. Onları gördüm. Annemi ve babamı. Özledim sizleri. Hem de çok özledim.
*****
Aras'ın ağzından:
Acı çekmesine dayanamıyorum. Hakan neden böyle bir şey yaptı anlamıyorum. Kahretsin! Elimden hiçbir şey gelmemesi canımı sıkıyor. O boğulurken ben burda sadece teselli vererek durmak istemiyorum. Kendine bir şey yapacak diye korkuyorum. Kendine zarar vermek isteyecek diye korkuyorum. Onu kaybetmekten korkuyorum. Tam hayata tutunacağım biri olmuşken kaybetmek istemiyorum. Onun üzgün olmasını sevmiyorum. Bende ailemi kaybettiğimde 1 ay kimseyle konuşmamıştım. O benden daha güçlü ama içten içe canının yandığını hissedebiliyorum. Böyle olmaması gerekirdi. Bunları yaşamak için çok masum.

Başak'ın ağzından:
Neden biz?  Ailesini gözler önünde kaybedecek olanlar neden biz? Biz bu kadar kötü müydük? Bunları yaşayacak kadar ne kötülük yaptık?  Hele ki Irmak. O bu kadar acıyı çekmesini iyiliğine mi borçlu. Bir bütün olmayı başardık sayılır. Emir ben Aras ve Irmak. Birbirimizin hayatları benzer. Hepimiz ailesini kaybetmiş ama birbirine aile olmuş insanlarız. Sımsıkı tutunursak hayata yıkılmayız.  Bunun için beraber hareket edebilmeliyiz. Irmak'a destek olarak buna başlayabiliriz.

Emir'in ağzından:
Ne bu kızların hayattan çektiği. Irmak nasıl dayanabilir bu kadar acıya. Nasıl altından kalkar. Bunları düşünürken Başak içeriye girdi. Irmak için  ne kadar üzülsem de Başak da aynı şeyleri yaşadı. Bu şekilde düşuncelere dalmışken odanın kapısı açıldı. Gelen Başak'tı. "Gelebilir miyim? "
"Soru mu bu tabiki gel" yatakta doğruldum. Oturur pozisyona geldim ve o da yanıma oturdu. "Sence nasıl dayanacak"
"Intikam almadan pes edeceğini sanmam Irmak güçlü bir kız ve elinden geleni yapacaktır" Başak tam konuşacakken
"Aaaaahhhh"  çığlık sesi ve birkaç kırılma sesi duyduk konuşmayı bozan bu çığlık sesi Irmak'tan geliyordu. Daha ne olduğunu anlamadan odadan çıktık ve yan odaya gittik. Irmak birkaç vazo kırmış ve elini kesmişti. O günki krizlerinden birini geçiriyordu. Ama bu biraz daha şiddetli olmalıydı. Aras ve Başak yanına gitmeye çalışsa da bağırarak onları kendinden uzaklaştırdı. Kötüydü. Hem de çok kötü konuşmaya çalışsak da elinde tuttuğu vazo kırıklarıyla avcunu kan kaplamıştı. Canı acıyor olmalıydı. Elindeki kesiklerle kalbindeki acıyı azaltmaya çalışıyordu. Onu sakinleştirmemiz gerekiyordu. Aklıma bir şey geldi. Ona tanıştığımız ilk günü hatırlatabilirdim. Komik bir tanışma olmuştu.
"Irmak hatırlıyor musun tanıştığımız ilk günü? "
Işe yaramıyordu.
"Hani çarpıştığımızda bana dediğini hatırlıyorsun dimi?
Sanki biraz durulmuştu. Ahh kimi kandırıyorum. Hiçbir değişiklik yok. "Önüne baksana seni gidi pislik orangutan kılıklı hayvan kafalı öküz az centilmen olsana kafamı kırıyodun" aynı anda söylemiştik. Sakinleşmişti kendine biraz da olsa gelmişti. Daha sonra Aras yanına yaklaştı ve kırıkları alarak Irmak'la odadan çıkacağı sırada Irmak birden yere yığıldı. Başak'la hemen yanına koştuk. Aras Irmak'ı kucağına aldığında biz de aynı hızla arabaya gittik. Hızla en yakın hastaneye sürdüm arabayı. Sedyeye yatırıp bir odaya aldılar ve dışarıda beklememizi söylediler. Hiçbirmiz yerimizde duramıyorduk. Yarım saat sonra doktor girdiği odadan çıktı ve bizimle konuşmak istediğini söyledi. "Bakın çocuklar arkadaşınız intihar etmeye kalkışmış. Birkaç ilaç içmiş ve zehirlenmiş. Fakat korkmanıza gerek yok zamanında müdahele edildi. Midesi yıkandı ve şuan iyi. Geçmis olsun"
"Peki görebilir miyiz? " bu soruyu yönelten Başak'tı. Aslında hepimiz merak ediyorduk bu sorunun cevabını. "Siz neyi oluyosunuz bakalım küçük hanımın"
"En yakın arkadaşıyım"
"Beyler? " bu adam neyin peşinde ve neden Aras'a bakıyo. Aras da anlamış olmalı ki birden hepimizin şaşkınlıkla baktığı bir şey söyledi.
"Sözlüm Irmak benim sözlüm bu iki arkadaşta sözlü bir sorun mu vardı doktor bey"
"Hayır sadece Aras diye sayıklayan bir hanımefendi var da bu Aras hanginiz merak ettim. " Aras'a baktım ve başıyla onayladıktan sonra bir sorun olmadığını anladım. Daha sonra doktor tekrar geçmiş olsun dedi ve biz de Irmak hanımın yanına girdik. Içeriye girmeden önce Irmak'ın üzerine gitmeme kararı aldık ve yanına gittik. Yeni uyanmıştı. Hiç bir şey söylemedik 10 dakika boyunca Başak Irmak'la konuşmak istediğini söyleyince biz beyler odadan çıktık. Hastanenin bahçesine çıkıp konuşmaya başladık.
"Neden böyle bir şey yapma ihtiyacı duydu ki ona zarar gelseydi napardım ben neden hiç düşünmüyo ki bizi off Emir off abi kafayı sıyırıcam. Bu kız beni deli ediyo napıcam bilmiyorum."
"Abi şimdi ona destek olmalısın eğer sende kendini salarsan hiçbir şeyin üstesinden gelemezsiniz toparla kendini Aras onun sana bize ihtiyacı var"
"Haklısın hadi gidelim yeter bu kadar konuştukları sözlümü merak ediyorum"dedi ve ikimizde gülerek içeriye girdik. Odanın kapısından girmeden önce içeriden gelen seslerle keyiflerin yerinde olduğuna sevindik. Kapıyı çalıp içeri girdikten sonra Irmak'la selamlaştıktan sonra Başak'la beraber dışarıya çıktık. Çifte kumruları yalnız bırakmak lazım.

Bölüm sonu arkadaşlar beğenirsiniz inşallah yorumlarınızı bekliyorum.
:)

Geçmişe Karşı (Tamamlandı✔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin