Bölüm-35

38 5 0
                                    

Sabah uyandıktan sonra Irmak'a kahvaltı hazırldım. Onu uyandırmak için odaya gittiğimde yoktu.

"Irmaaaak!!" bir kaç kez seslendim ama ses vermiyordu. Aradım ve telefonu evdeydi. Telefonunun altında da küçük bir not vardı.

"Beni merak etme. Kabristana gidiyorum."

Keşke beni de bekleseydi. Hızla üzerimi değiştirdim. Mutfakta çayın altını kapatıp yola çıktım. Hamileydi. Ve iyi bir hamilelik geçirmiyordu. Yanında olmalıydım.

*********

Irmak'ın ağzından:

Onlsr benim öz anne ve babam. Her ne kadar biyolojik ailem olmasalar da onlar beni büyüten, kendi kızları gibi seven ailem.

Anne olmak sadece onu doğurmaktan 9 ay karnımda taşıdım demekten ibaret değildir. Anne olmak çocuğunu tüm kötülüklerden koruyan, ona sevgisini sonuna kadar kullanan, dertlerini dinleyen, sorunları olduğunda ona aşmasında yardım eden, sıcacık kollarında onu huzura erdiren olmalı.

Baba mı?

Sadece olmak için var olmamalı. Gerektiğinde ağırlığını ortaya koysada aslında yumuşacık bir kalbi olan, çocuklarını sevdiğini onlara hissettiren, güven hissi veren.. Babam dediğinde kendisini güçlü hisseden çocuklar olmalı. Baba demek sadece baba olmak değildir.

İşte onlar da benim öz ailem. Herşeyim. Şimdi yanımda değiller. Ama onlar bana her zaman destek oldular. Beni yalnız bırakmadılar. Şimdi bir torunları olacak. Belki de bizi bırakıp anneanne ve dedesinin yanına gidecek. Annem ve babam burda olsaydı keşke. Bana yaşattıkları için Hakan'ı hiç affetmeyeceğim.

Dua okuduktan sonra ayaklandım. Bu sırada Aras yanıma geldi. Ayakta olduğum için hemen sarıldı.

"İyi misin?"

"İyiyim iyiyim. Eve gidelim mi artık."

"Tamam hadi gel."

Hayatım boyunca mutlu bir aile isterken bir sürü acı çektim. Ailemi gözlerimin önünde kaybettim. Çok büyük bir ameliyat geçirdim. Canım her seferinde çok yandı ama bana Aras'ı Başak'ı Emir'i kazandırdı. Benim ailem onlar oldu. Kaan Abi ne olursa olsun benim öz abim ve onun hiçbir konuda suçu da yok. Onunla konuşmam diğerleriyle de konuşucam anlamına gelmezken şimdi onları da affettim. Aras'tan birşeyleri saklamak istemesem de ölecek olanın bebeğim değil de ben olması onun canını çok yakacak.
Bunu onda saklamak zorunda hissetmem neyin nesi bilmiyorum. Ama bebeğim babana iyi geleceksin. O seni her zaman çok sevecek.

**********

Başak'ın ağzından:

"Emiiiiiir. Ya bi yardım etsen artık kuruldun televizyonun başına."

"Tamam hayatım geliyoruum."

Bebek doğalı şunun şurasında 3-4 gün oldu. Ama Emir bey işleri hemen bana devretti. İnsan bir karısına yardım eder.

"Geldim hayatım."

"Hoşgeldiniz Emir bey."

"Aşkım sen iyi misin?"

"Ada'nın altını değiştir. Ben de mutfaktayım."

"Ne yapayım ne yapayım. Ada'nın altını ben olmaz katiyen hayır canım ne münasebet."

"Emiiir!"

"Efendim hayatım."

Aras: Hepten hanım köylü olmuşuz Emir bey.

"Abi sen nasıl girdin içeri?"

"Oğlum çocuk var evde siz kapıyı açık bırakıyorsunuz."

"Kapı açık mı kalmış?"

"Evet" dedi Irmak'la ikisi.

"Emir niye dikkat etmiyorsun."

"Hop hop sakin olun ya hu geldik işte Başak tatlım sen gel benimle biz mutfağa gidelim. E siz de Ada'nın altını değiştirin. Pişik olucak çocuk." dedi Irmak.

Ne olduğunu anlamadan. Hemen mutfağa çekti beni.

"Anlatmam gerekenler var. Ama bunları Aras ve Emir'in duymaması lazım."

"Noluyor Irmak?"

"Başak şimdi değil. Ne olursun şimdi değil."

Başımı salladım. Ne oluyor ya? Bu sırada içerden bağrışma ve gülme sesi geldi. Irmak'la bakışıp beylerin yanına gittiğimizde Emir kıpkırmızı olmuş Aras ise gülmekten konuşamıyordu.

"Kızım yapılır mı bu babaya he yapılır mı?"

"Ne yaptı ki?" dedim.

"Çiş. Tam alnının ortasına. Yürü be amcasının bitanesi."

"Aras gülme gülme Aras."

Biz de kendimizi tutamamıştık. Ve Irmak'la birlikte kahkahayı koyuverdik. Irmak hemen Ada'nın yanına gidip altını değiştirdi. Emir üzerini değiştirmeye gitti. Bu sırada ben mutfağa geçtim. Marketten birkaç şey alınması gerekiyordu. Hem de manayla Irmak'la yalnız kalıp neler olduğunu öğrenebilirdim. Emir üzerini değiştirip yanıma geldiğinde ona birşeyler alınması gerektiğini söyledim. Ve Aras'ı biraz oyalamasını istedim. Gelince olanları anlatacağı mı da belirttim. Onlar Aras'la çıktığında ben de Irmak'ı yanıma çekip salona geldim.

"Anlat bakalım ne oldu?"

"Başak bu anlattıklarım aramızda kalacak"

'Tamam ama artık anlatır mısın?"

Gözleri dolmuştu. Konuşmaya başlasa ağlayacaktı. Önce bana sarıldı. Ve yaşlarını silip konuşmaya başladı.

"Teyze oluyosun."

B-bu haber çok güzeldi. Ama bir sorun var. Irmak buna sevinçle karşılık vermiyordu. Hiç birşey söylemeden onu dinlemeye devam ettim.

"Ama bebeğim de benim gibi annesiz büyüyecek."

İşte bu tam son noktaydı. Nasıl annesiz büyüyecek?

"N-ne diyosun sen Irmak"

Ağlamaktan konuşamaz duruma gelmişti.

"Aras ölecek olanın ben değil bebeğim olarak biliyor. Yani ölme ihtimali olacak kişi..." daha fazla konuşamayacaktı. Nefes alamıyordu. Hıçkırıkları kendini yavaş yavaş uzaklaştırırken başımı yan tarafa çevirdim. Karşımda Aras'ı gözleri dolmuş bir şekilde duvara tutunurken görmeyi beklemiyordum. Bana susmam için işaret etti. Ve Irmak'ta konuşmasına devam etti.

"Ben Aras'ın hayata tutunmasını bebeğimizin sağlayacağını düşünüyorum. Aras onda hayat bulacak. Belki beni unutamaz ama bebeğimize onun benden iyi bakacağını biliyorum. Ben yavaş yavaş ölsem de o yavaş yavaş hayata adımlarını atacak."

Aras artık tutunamayacak duruma geldiğinde Emir yetişti. Irmak onları burda beklemiyordu. Ama şuan bunu düşünmeden Aras'ın yanına koştu.

Onu yatırdığımızda hemen kalkmış Irmak'a sarılmış ve konuşmaya başlamıştı.

"Hayır izin vermem olmaz gidemezsin bırakamazsın ölemezsin hayır hayıır!!! Irmak olmaz hayır belki başka çaresi vardır. Doğurmak zorunda değilsin. Irmak hayır bırakamazsın beni nolur. Ben ben yapamam sensin olamam yapamam..." hepimiz ağlarken Aras Irmak'a sımsıkı sarılmış ve onu bırakmayacağını söylüyordu.

Hayatım boyunca sırlarımı, anılarımı paylaştığım arkadaşım şimdi elimden kayıp gidemezdi. Bizi bırakamazdı.

"Irmak" dedim ve sarıldım ona.

Gitme bırakma bizi.

Geçmişe Karşı (Tamamlandı✔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin