66. bölümü 17.04'de yükledim ve 17.36'da @Gizlibirokuyucuolmak ilk beğeniyi attı. İlginiz için ve hikayeye desteğiniz için Allah razı olsun. Selam ve dua ile.
"Burda böyle biraz uyuyabilir miyim? Yemek gelene kadar?", başımı sallayarak onaylasam da kısa süre sonra onun bunu görmemiş olacağını fark ederek sesli cevap verdim, "Tabii ki.", sonra da sustum. Uyumadan hemen önce "Bugün o araba sana çarpsaydı mahvolurdum. Ne yapacağımı bilemezdim. Bir daha beni asla bu kadar korkutma, kafan ne kadar dolu olursa olsun, gözlerini aç, sürekli seni koruyamam maalesef.", demesi beni kalbimin tam ortasından vurdu. Beni o kadar derinden yakalamıştı ki bu sözleri, yapabildiğim tek şey ona buna izin vermeyeceğimi saçlarında gezdirdiğim parmaklarımla anlatmak oldu. "İnşaAllah.".
Siparişlerimiz bir hafta içerisinde teslimata hazır olduğu için biz de hemen teslim alıp bir an önce tadilata tam anlamıyla başlamak istedik. Hureyre'nin mağazadan isçilere taşıma ve kurdurma fikrine nasıl tepki vereceğini bilmediğimden kendimce yavaş yavaş onun görüsünü öğrenmeye çalıştım, "Hureyre istersen mobilyaları kurmak için yardım isteyebilirz. Hepsini senin kurman zor olabilir hem sen bana kesin el sürdürmezsin.". O ise sol kaşını kaldırıp arabada olduğumuzdan kısa süreliğine yüzünü bana çevirdikten sonra tekrar yola baktı. "Bugüne kadar evdeki mobilyaları kuran kimdi Sarecik?", bilinçli olarak bir tutam kendini beğenmişlikle omuzlarını oturduğu sürücü koltuğunda dikleştirdi ve sonra da tekrar tepkimi ölçen bir bakış daha attı. Ellerimi havaya kaldırıp omuz silktikten sonra "İyi tamam ya, alınganlık yapacağını bilsem söylemezdim.", dedim ve tabii ki hareketlerinin şaka niyetiyle gösterilmiş olduğunu bilsem de ciddi anlamda fikrini duymak istemiştim. Benim cevabımım üzerine susmamın nedenini yanlış anlamış olacak ki mobilyaları teslim almak için durduğumuz park alanında motoru kapatıp kemerini çözdükten hemen sonra bana döndü, "Sare ben insanlara mobilyaları kurmakta yardımcı olabilecek birileri var mı yok mu sorarım, orası kolay ama sen de bana isçiler eve geldiğinde rahatsız olmayacağının sözünü verebilir misin en azından?".
Yüzümü bu beklenmedik sorudan dolayı büyük demir kapıdan alıp ona döndüm. Nasıl oluyordu da her defasından benden çok farklı olarak her şeyi detaylıca düşünüyor ve sonunda da haklı olduğunu bana kibarca ima ediyordu ki? "Tamam, sen haklısın galiba. Sen nasıl istersen öyle yap, ayrıca benim rahatsız olacağım da seni tedirgin etmesin. Hiç olmadı odamıza geçer beklerim işleri bitene dek, ne olacak ki? Hem iş saatleri içerinde olmak zorundaysa sen de evde olamayacaksan Fatıma'ya geçerim senin için bir mahzuru yoksa?", gülümsedi ve onayladı, bu da bir çözümdü neticede. O inerken ben de uzanıp koltuğun kalorifer ısısını yükselttim, kazadan sonra her ne kadar arabanın sigortası olsa da henüz yeni bir araba bakıp bulacak vaktimiz olmamıştı. Bu yüzden benim arabamla idare ediyorduk, ta ki yeni ve bir o kadar da hesaplı bir araba bulana dek. Uzun bir süre sonra Hureyre karanlığın içinden arabaya doğru ilerlemeye başladı bu da beni bir an için korkutsa da kapıların kilidini açarak ona kolaylık sağlamaya çalıştım. Kapıları tehlike anında düşünmeden kilitlemek yıllar içerisinde kadın şoför olarak edindiğim bir alışkanlıktı. "Ee?" yanıma oturur oturmaz başını sallayarak cevap verdi, "Terminsiz gelip kuramıyorlarmış o yüzden termini sonra arayıp alıcaz inşaAllah hem sen de o zamana kadar Komşularla sözleşirsin.".
"Tamam.", kemerimi bağladıktan sonra araba halen hareket etmediği için Hureyre'ye baktım o ise tek kelime etmeden kemerimi belli olmaya başlayan karımın yanına yitti. Bu yaptığı hamile kadılara bebeğe baskı uygulanmaması için tavsiye edilendi. Buruşan kaşlarımla ona baktım o ise sakinlik ve huzurla geriye yaslanıp kendi kemerini taktı, bu sırada benim de bakışlarım yüzünde ve rüzgardan dağılan saçlarında gezindi. "Endişelenmeli miyim?", "Hm? O nedenmiş?", karşısındaki camdan yola bakarken söylediklerine anlam veremediğim her halimden belli olmuştu. "Çünkü beni en az 3 dakikadır izliyorsun da. Biraz garip oldu hani, değil mi?", yine imalı fısıldaması beni koltuğa gömdü. "İlerle hadi. Bu kadar uzun süren neydi onu merak ettim sadece, başka bir şey yok. Kahkaha atışından rahatsız olarak camımı biraz indirdim ve camdan dışarıyı izledim ama bu da çok sürmeden camımı kaldırıp hastalanacağımı öngördü Hureyre Bey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)
SpiritualEsselamu aleyküm ve rahmatullahi ve berekatuhu akhiler uhtiler ve diğer okuyucular! . Bu hikaye bir genç kızın hikayesidir, kendisi bu modern yüzyılda dinî bütünlerine ve değerlerine sadık kalmak isteyen, almanyada yaşayan bir kızçedir. . Benim adı...