68. bölümü 23.40'da pazartesi gecesi yükledim ve salı günü 10.46'de @mmiimozza ilk beğeniyi attı. İlginiz için ve hikayeye desteğiniz için Allah razı olsun. Selam ve dua ile.
Bu durumu biraz daha izlediğimde adamın ağacın gölgesine dahi yaklaşamadığı dikkatimi çekti bu yüzden de çiçeklere bir türlü ulaşamıyordu. Bu duruma neden sevindiğimi anlayamasam da gülümseyerek adama doğru yürüdüm nedenini tam bilmeden korunduğumdan emin olarak yürüyordum. Adama zıt olarak hiç zorlanmadan çiçeklere ulaşmış ve yanlarına oturup ağacın gölgesinin huzur vermesini hissettim. Tebessüm ederek elimi çiçeklerin üzerinde dolaştırıp mis gibi kokan çiçeklerin güzelliğine hayran kaldım.
Gözlerimi cep telefonumun zil sesine açmıştım ve uyku mahmuru göz kırpmalarım aşırı derecede yorgun uyanmış olmamı gidermeme yetmedi. Buna rağmen elim benden hızlı davranarak telefona sevinçle uzandı, yeşil daireye basıp telefonu kulağıma götürdüm ve annemin sesinin zihnime dolmasına izin verdim. Tıpkı küçükken bayram sabahları bizi uyandırdığında onun ne dediğini duymak için hızla uyanmaya çalışmam gibiydi. "Sare, esselamu aleyküm ve rahmatullahi ve berekatuhu kızım.", hala uzandığımı fark ederek doğrulmaya çalıştım ama maalesef bu sırada istemsizce acıyla iç çekmiş bulundum. "Ve aleyküm selam ve rahmatullahi ve berekatuhu annecim", gülümsemeye çalıştım sanki az önce acı hissetmemişim gibi yaptım endişe etmemesi için, her ne kadar beni görmesi mümkün olmasa da. Bakışlarım salona Hureyre ile bir süre önce aldığımız bitkilere gitti, kitaplığın içerisine minik bitkiler yerleştirmiştik. "Sare kızım sen iyi misin?", tam o an tekrar oturuyor olmama rağmen bir sızı hissederek "Ahh.", diye nefes verdim. Omuzlarım düştü, bu halimi annemle bile konuşamayacaksam kiminle konuşacaktım ki? Kimden yardım bilgi isteyebilirdim annemden başka? "Anne ben aslında bir sürede epey yorgun hissediyorum.", annem beklediğimden daha sakin ve hatta şaka yaparak cevap vermeyi tercih etti, "Sare sen küçüklüğünde de böyle çıt kırıldım bir çocuktun o yüzden bu durumun anormal olduğunu düşünmüyorum ama –", bu defa duraksadıktan sonra sanki masaya eşya bırakmış gibi tok bir ses geldi kulağıma. Sonra devam etti, "Bence bu hamilelik seni zaten narin bir insan olarak yoruyor, gücünü zorluyor gibi. Ama merak etme, gençsin daha hem inşaAllah doğumdan sonra dinlenir kendine gelirsin kızım. Hamile kadınlar için doğumu şey gibi düşün.", duraksayıp devam etti, "Sıfırlama gibi. Çoğu zaman vücut çok çok hızlı iyileşmeye başlar kendine gelmeye çalışır ki bu da Allah'ın bir mucizesi. Merak etme.". Onun bu pozitif düşünceleri içime su serpmiş beni de rahatlatarak gülmeme vesile olmuştu, "Evet anne, doğru. Allah'ın izniyle ben de bir yenilenme yaşarım bu günlerin zorluğunu da unuturum.".
Birlikte gülsek de uzun sürmeden tekrar atmosfer anlık bozuldu, "Anne, siz iyi misiniz?". Annem bana Zübeyr'in ilk okula gitmesiyle ilgili pek de iyi hissetmediğini yazalı çok olmamıştı. "Evet, Elhamdulillah. Ama işte bazen Zübeyr garip geliyor bana. Çocuk sanki sessizleşti, içine kapandı. Baban camide Kur'an dersine göndermeyi teklif etti zaten 6 yaşında inşaAllah yakında 7 olacak. Başlasa iyi olabilir diye düşündük, bakalım.". Biraz düşündüm, Zübeyr'in bu halini açıklayan ne olabilirdi ki? "Anne ben şahsen şimdiye kadar Zübeyr'in gelişimini iyi buluyordum. Bence bir sıkıntı yok gibiydi. Sonuçta neyi neden yaptığımızı hep kavrayan bir çocuktu ama belki de tam da bu yüzden unutmuşuzdur daha çocuk olduğunu. Önce ben evden gittim sonra sen bir anda bir süreliğine de olsa gitmek zorunda kaldın ve Zübeyr bizimle kaldı. Acaba bizim sandığımızdan çok etkilenmiş olabilir mi?". Annem babamın arkadan sorduğu soruya cevap verdi önce, "Evet, daha okulda. Bugün biri çeyrek geçe çıkıyor – Aslında bende uzun uzun bu konuları düşündüm. Bir ümit seni çok özlemiyordur diye ümit ettim ama sanırım düşündüğümden çok hissediyor eksikliğini. Yaşıtlarıyla oynayan bir çocuk olmadı sen de gidince okulda yaşıtlarıyla anlaşmakta zorluk çekiyor sanırım.", çekinerek sorduğu besbelliydi, "Acaba kısa da olsa iyi hissettiğinde bir uğrasan ya kızım. Seninle alakalı ise anlarız.". Derhal onayladım, "Tabii ki geliriz. Benim hatam zaten, insan kardeşini bu kadar nadir görmez ki, özellikle de Zübeyr gibi bir çocuk altın gibi. Onunla ilgilenseydim iyiydi.", annem buna katılmayarak yeni evli bir insan olarak bu durumun gayet doğal olduğunu ve benim de keyfimden bos vakit bulamadığım gibi bir durum olmadığını savundu. Yine de benim ucundan bucağından Zübeyr'e iyi gelememiş olmam beni rahatsız etmişti bir kere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)
SpiritualEsselamu aleyküm ve rahmatullahi ve berekatuhu akhiler uhtiler ve diğer okuyucular! . Bu hikaye bir genç kızın hikayesidir, kendisi bu modern yüzyılda dinî bütünlerine ve değerlerine sadık kalmak isteyen, almanyada yaşayan bir kızçedir. . Benim adı...