Keyifli okumalar...
●●●
Kısa konuşmamızın ardından Emir işi olduğunu söyleyerek odadan ayrılmıştı. Ben de dünün yorgunluğunu üzerimden atmak için kısaca bir duş aldım. Odadan çıktığımda yatağın üzerinde benim için hazırlanan kıyafetleri gördüm.
Bol paça, siyah pantolonu ve salaş gömleği giyindim. Düğmelerini iliklerken koltukların yanında, sehpanın üzerinde duran iki tane kutu dikkatimi çekti. Düğmelerimi iliklemeyi bırakıp gece mavisine sahip kutulardan birini elime aldım. Üzerinde AK harfli beyaz altından bir bileklik vardı. Diğer kutuyu da açtığımda EK harfli olduğunu gördüm.
Emir Kandemir?
Alisa Kandemir?
Başka ne olabilirdi ki? Kutuların kapağını kapatıp geri yerine bıraktım. Bizim için hazırlatmış olmalıydı.
Telefonumu elime aldığımda saatin 09:35 olduğunu gördüm. Ekranını kapatıp cebime koyduktan sonra kapıyı açıp aşağı indim. Melisayla Canı salonda koltukta otururken gördüm.
Yüzüme her zamanki tebessümümü kondurup "Günaydın." dedim.
İkisi de günaydın dedikten sonra orta yaşlardaki bir kadın masanın hazır olduğunu söyledi. Biz de kurt gibi aç olduğumuz için hemen masaya geçtik. Her şey çok güzel gözüküyordu.
Canla Melisanın tabağına baktığımda tabaklarında yumurta vardı, ama benimkinde yoktu. Resmen adam yumurta sevmediğimi bile biliyordu. Ben bu adamı fazla hafife almıştım.
Lan gerizekalı regl tarihine kadar biliyor. Sen yumurtaya mı şaşırdın?!
Nutellalı ekmeğimi alıp yedim. Yine her kesde çay varken bende yoktu. Çünkü ben çayı da çok sevmezdim. Söylemeseler çayın varlığını bile unuturdum.
Ben herşeyi yiyen, ama çok şey sevmeyen bir tiptim.
Elime meyve suyumu alıp içdikten sonra doymuştum. Melisa ve Can da doymuş gibi gözüküyordu. Birden aklıma gelen şeyle yerimden sıçradım.
Dün annemle babama haber vermeyi unutmuştum. Elime telefonu alıp hemen babamı aradım. Melisa bana 'Ne oluyor?' bakışları atıyordu. Ona elimi havaya kaldırarak beklemesini söyleyip babamın armayı cevaplamasını bekledim.
"Alo kızım?" Dedi. Sesi hiç tedirgin gibi gelmiyordu. Beni hiç mi merak etmemiştilerdi? Sesinde ufak bir merak bile yoktu.
"Baba, ben Emir'in evindeyim. Dün gelmiştik, haber vermeyi unutmuşum."
"Biliyorum kızım. Emir oğlum dün aradı bizi, haberdar etti. İyi misin sen?"
İçimde 'Lan gerizekalı, psikopat haber verdiysen söylesene' diye sövmeye başladım Emir'i. Garip garip şeyler düşünüyordum. Üvey evlat olduğumu bile sorgulamıştım. Sesli şekilde nefesimi verdim.
"İyiyim, baba. Birazdan eve geleceğim."
Babam tamam değince aramayı sonlandırdım.
Bakışlarım Melisa'nın kahve gözleriyle buluştuğunda "Ne oldu, Alisa? Neden telaşlandın? Bir sorun mu var?"diye sordu.
"Yok, gülüm. Dün babama Emirde kaldığımı söylemeyi unutmuşum. Heyecan yaptım sadece."
"Unutursun tabi." diye Melisa ağzında geveledi.
Ben elit bir insanım. Saç baş yolmak çok ayıp bir şey. Sakin... sakin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz itiraf
JugendliteraturOna bir daha onunla evlenmek istemediğimi söylediğimde sinirlenmişti. Yüzüme bakmamamak için çaba harcıyordu. Önümde boş boş dolanmaya başladı, gömleğinin yakasını açarak. Birden "Sen benimsin kadın! Bunu o kafana sok! Şimdiki hayatında da, sonraki...