30. Bölüm (Gerçek mi!?)

15.1K 572 73
                                    

Keyifli okumalar...

●●●

2 HAFTA SONRA...

"Melisa? Melisa?" diye Melisayı uyandırmaya çalıştım. Ama kız mübarek taş gibi uyuyordu.

Elini örtünün altından çıkarıp kolundaki elimi iterek "Git başımdan, Alisa! Uykumun içine ettin." dediğinde yeniden kolunu dürterek "Melisa dün uyuya kalmışım. Söyle hadi. Dün ne oldu!? Emir nasıl? Çok mu kötüydü? Kötüdür tabi! Hepsi benim yüzümden." diyerek ağlamaya başladım. Bu aralar hep böyle duygu patlamaları yaşıyordum. Emir'den ayrılmak bana hiç iyi gelmemişti.

Düşündüklerimle gözümden bir damla yaş daha düştü. Ben Emir'in kokusunu çok özlemiştim.

Melisa ağlama seslerimi duymuş olacak ki, hemen yatakta doğruldu. Elimle gözyaşlarımı silerken, yenileri ekleniyordu.

"Ağlama be kızım!" diye sitem ettiğinde "Nasıldı?" diye sordum.

Melisa başını iki yana sallayıp "Sana yalan söylemeyeceğim Alisa. İyi değil. Bütün gün aynı noktaya bakıp durdu. Davetlilerle bir iki kelam edip köşeye çekildi. İçkiden başka ağzına bir şey almadı. Ali ne kadar konuşmaya çalışsa da Emir tek bir bakışıyla uzaklaştırdı. Çok kırdın adamı, Alisa. Her zaman yanında olsam da, sence gereksiz yere ayrılmadın mı!? Hem de bu kadar severken. Sen böyle bir kadın değildin. Çocuk senin için her şey değildi. Ne oldu sana? Neden böyle garip davranıyorsun!?" dedi.

Doğru söylüyordu. Ben böyle bir kadın değildim. Bir çocuğu evlat edine bilirdik. Ya da en iyi yerlerde tedavi göre bilirdim, ama yapamayacağımı, yapamayacağımızı biliyordum.

"Bilmiyorum, Melisa. Son günlerdeki kadını ben bile tanıyamıyorum. Korkuyorum. Doktor tedavisi yok dedi. Eğer evlat edinseydik, ona iyi bir anne olacağımdan emin değilim. İhtimal yok ama evlat edindik diyelim, ya bir gün çocuğum olursa. O çocuğu, kendi çocuğumdan ayırırsam. Ya da o çocuğa farklı hissettirmeyeceğim diye kendi çocuğuma annelik yapamazsam." dediğimde Melisa kollarını bana sardı. Bende ona karşılık verip "Her şey o kadar garip ve aniden oldu ki, sadece bunları düşünebildim. Aklım başka bir şey almadı. Düşünemiyorum artık..." diye yakındım.

Melisa benden ayrılıp omuzlarımdan tutarak "Bilemiyorum, Alisa. Bilemiyorum. Tek bildiğim şey Emir'in seni çok sevdiği. Bence onun da vermesi gereken kararları tek başına almamalısın." dedi

"Melisa ona söylersem beni bırakır mı!? Beni bırakmazsa da baba olamaz! Öyle istiyor ki baba olmayı. Konuşurken bile gözleri parlıyor."

"Sen bilirsin, ama bir gün onu başka bir kadınla, o kadından olan çocukla görürsen üzülen sen olursun." dediğinde yüzümde buruk bir tebessüm oluştu.

"Ben bunu bilerek onunla yarın boşanacağım. Ne kadar canımı yaksa da bir gün o da mutlu olur."

•••

Emir'den...

Son şişeyi de elime alıp kafama diktim. Ali şişeyi tutunca gözlerimi gözlerine diktim. 'Ne oluyor?' diye bakınca şişeyi elimden aldı.

"İçme be abi! Ne kadar içeceksin artık. Midene bundan başka bir şey girmedi! Öleceksin sonunda!" dediğinde kahkaha attım. Gözlerim dolarken "Ben öldüm zaten Ali! Duyuyor musun, ÖLDÜM! Sevdiğim kadın bir günde bıçaklayıp, günlerle acı çektirerek o mezara koydu beni! Bitirdi beni! Beni sevmediğini söyledi. Ben yarın sevdiğim kadından boşanmalıyım lan! Ne için!? O istiyor diye!" diyerek elindeki şişeyi alıp kafama diktim. Bu da bitince diğerlerinin yanına duvara fırlattım.

Sessiz itirafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin