4. Bölüm (Nefretime çocukluğum engel)

46.6K 1.2K 933
                                    

Merhaba yine ben) Naber? Nasılsınız?

Keyifli okumalar...

●●●

"Emir..." deyip sustum. Vereceğim karardan hala emin değildim. Hayatımı etkileyecek önemli bir karardı.

"Dinliyorum." dediğinde cesaretimi toplayarak bir çırpıda "Seninle evleneceğim." dedim.

İlk önce şaşırmış olacak ki, gözlerimin içine emin olmak için dikkatle baktı.

"Babam benim her şeyim, Emir. Eğer o bunu istiyorsa evet, seninle evleneceğim."

Gözleri o kadar parlıyordu ki, güneşden daha parlak görünüyordu. Beni bu kadar çok mu seviyordu?

Aniden kollarının arasında bedenimi buldum. Beni kendinden ayırıp yüzüme baktı. Yüzündeki gülümsemeyi gördüm. Bana çok güzel bakıyordu. Nasıl anlatayım bilmiyorum. Gerçekten ona ait bir şey sanki bendeymiş gibi.

Cebinden sabahki kutuyu çıkarıp kapağını açıp içinden yüzüğü çıkardı. Elimi sanki dokunsa kırılacak gibi tutup öptü sonra yüzüğü parmağıma taktı.

"Bu yüzük benim aşkımın sembolü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu yüzük benim aşkımın sembolü. Aşkımın göstericisi olan bu yüzüğü ancak ben istediğim zaman çıkartabilirsin. Benden ben istediğim zaman vazgeçebilirsin."dedi gülümsemeye devam ederken. Elimi okşayarak cümlesine devam etti. "Artık bu yüzük senin vücudunun parçası.." dedi adeta fısıldayarak.

Elimi avuçlarından kurtarıp "Şaka yapıyorsun herhalde." deyip yüzüğü çıkarmak istedim ama çıkmadı. Yoksa bu deli doğru mu söylüyordu. Yüzük parmağıma küçük de degildi. Neden çıkmıyordu ki? Bir daha çıkarmaya çalışınca canım yandı.

Emir'e sinirli bir şekilde bakarak "Bu yüzük neden çıkmıyor?" diye hafif sesimi yükselttim.

"Özel bir yüzük. Kendi parçasını bulunca yapbozunu tamamladı."

Ona sorgu dolu bir ifadeyle bakarken hafif gülümsedi. Elimi yeniden avuçları arasına alıp "Sadece eğleniyordum." dedi yüzükteki küçük bir bölgeye baskı uygulayarak. Yüzüğü nazikçe parmağımdan çıkarıp yine aynı şekilde geri taktı.

Bedenime yapışmamıştı anlaşılan, düğmesine bastıktan sonra çıkıyordu.

"Neden gülüyorsun?"diye sordu, yukarı doğru kıvrılan dudaklarımı gördüğünde.

"Halime."

"Ne var halinde?"

"Halimde ne yok ki? Bir inat uğruna verdiğim karardan şimdiden pişman olmak üzereyim."dediğimde cevap vermedi. Çünkü ona böylesi daha hoştu.

Daha fazla ayakta duramadığım için yanımızdakı banka oturdum.

Gözümden bir yaş akacakken başımın üstündeki gölgeyi gördüm. Hemen kendimi toparladım. Birden Emir önümde diz çöküp konuştu.

Sessiz itirafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin