16. Bölüm (Sen doğdun.)

26.5K 842 295
                                    

Keyifli okumalar...

●●●

Italyadayken hiç bitmeyen kavgalarımızın yüzünden sıkılıp, Emir'e eve gitmek istediğimi söylemiştim. Kabul etmiş ve kısa sürede Türkiye'ye dönmüştük.

Emir Dean'ı döndükten sonra, asansörde harika, muhteşem, güzel, zeki bir kadın olduğumu söylemişti. Kimi kandırıyorum, ne söylediğini görmüşsünüzdür.

Açık-açık benimle birlikte olmak istediğini söylemişti. Hani sabredecekti?

Evliliğimizin beşinci günüydü ve ben bu evde saatli bir bomba gibi geziyordum. Her an birine patlayabilirdim.

Sabah erkenden Emir şirkete gitmiş, halsiz olduğum için evde kalmak istemiştim. Birkaç dosyayı evden imzalayıp göndermiştim.

Telefonumun çalmasıyla kim olduğuna bakmadan kulağıma götürüp "Ne var?" diye çıkıştım.

Emir'in sesini duyunca anne köpek modundan çıkıp, yavru köpek moduna geçiş yaptım.

"Güzelim, bir şey mi oldu?"

Öksürüp "Hayır, ne için aramıştın?" dedim sakin bir şekilde.

"Seni merak ettim, evden çıkarken iyi değildin. Şimdi nasılsın?" dediğinde içimden onu sövmek geliyordu.

Bok gibiyim, bok.

Nefesimi verdim. "İyiyim. Sen nasılsın?" Regl olmuştum.

"Sensiz idare etmeye çalışıyorum,  sevdiğim. Bir yere gitmek istiyorsan, bir şeye ihtihacın olursa korumalara söyle." dediğinde "Tamam." dedim.

Telefonu kapattığımda sessiz bir çığlık attım. Karın ağrım daha da şiddetlenmişti.

Koltukta kıvranıyodum ki, Hatice abla elinde sufleyle geldiğini görünce sevinç nidaları attım. Sancılarımı bir süreliğine unutup, sehpaya koyduğu suflemi kaşıklamaya başladım. 

Ağrılarını unutmak için telefonumu elime alıp, Vincenzo'yu açtım.

Dizin kaç bölümünü izledim bilmiyordum, ama gülmekten ve sinirden ölmüştüm. Dış kapı açılınca başımı yastıktan kaldırdığımda  Emir'in olduğunu gördüm. Emir ceketini yere fırlatıp üstüme doğru gelmeye başladı. Koltuğa eğilip kollarını bedenime doladı. Ay yoksa ölecek miyim? Öldürücü bir hastalığım falan mı var?

Ben saçma sapan şeyler düşünürken kulaklarımı Emir'in sesi doldurdu. Bir eli belimdeyken diğer eli saçlarımı okşuyordu.

"Çok özlemişim."deyip şakağımdan öptü. Ellerini gevşetip yüzüme bakınca "Sıkıldın mı sen?" dedi saçlarımı yüzümden çekerek. İşte beklediğim soru.

Hiç düşünmeden "Evet!" dedim.

"Neden dışarı çıkmadın?" diye sorunca göz devirip, hızlı şekilde cevap verdim.

"Annemin muhabbetlerinden sıkıldım. Babam desen yine şirket işlerine gömdü kendini. Canan anne desen dernekte. Benim Türkiyede arkadaşım var mı? Yok. Alışveriş yapmaktan da sıkıldım. Şirket desen boğuyor beni. Nereye gitmemi beklersin?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Azacık hızlı konuşmuştum.

Emir bir elini yanağıma koyup okşamaya başladı. "Niye bana söylemedin, sevgilim?" dediğinde "Şimdi sordun." dedim, hafif gülümseyerek.

Sessiz itirafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin