17. Bölüm (Kaçırılma)

27.2K 802 431
                                    

Keyifli okumalar...

●●●

Dün akşam Emir'in anlattıkları çok ağırdı, bir çocuğun kaldıramayacağı türden. O adamın ismini şimdi hatırlayamasam da soyadını hatırlıyordum. Kılıç.

Emir'in bir eli belimi, diğer eli ise kollarımı sarmıştı. Yavaşça elimi bedeninin altından çıkardım. Karnımdaki elini kaldırıp yatağa koydum. Sıra kolumdakine gelince yerimde biraz doğruldum. Kolumdaki elini de yavaşça yatağa koydum. Zaferle kalkıyordum ki, Emirin göğsüne sertçe düşdüm.

"Aa... Kafam." dediğimde Emir yeniden kollarını bedenime sarmıştı.

"Ne oldu?"diye sordu uykulu bir şekilde. Hafif göğsüne vurup "Taşa çarptım." dedim.

Emir'in dudakları yukarı kıvrılınca yerimden yine kalkmaya çalıştım, ama mümkün olmadı. Düşmeme sebep olan şeye baktığımda saçlarımın Emir'in vücudunun altında olduğunu gördüm.

Elimi başımdan çekip, kaşlarımı çattım. "Ver saçlarımı." dedim hafif bağırarak.

Emir kolunun altında olan saçlarıma bakıp yatakta rahat pozisyona geçti.

"Karıcığım, sabah-sabah günaydın ve sabah öpücüğü yok mu?" dedi çocuğa benzettiği sesiyle.

Kahkaha atıp "Bir daha söylesene, kaydedeyim. Korumalara gösterir, güleriz." dedim. Konuşmasına izin vermeyip devam ettim. "Günaydını anladım da, öpücük ne alaka? Her sabah öpücükle mi uyanıyorsun? Ha... uyanıyorsan orası ayrı mesele." Dedim başımı omzuma eğerek.

Emirin kalkıp, benim yatağa uzanmam, üstüme çıkması aynı anda olunca gözlerimi kocaman açtım. Saçım kurtulmuştu ama galiba ben kurtulamayacaktım.

Şu dilimi de. Ağzımda rahat durmuyor ki, ne yapayım?

"Sen beni, seni aldatmakla mı suçluyorsun?" İçimden "Hayır." demek gelse de, dilim benden önce davranıp "Bilmem. Son vakitler evden erken çıkıp, geç gelmeler..." dedim dudağımı buruşturarak.

"Belki sen son vakitler şirkete gelip işlerden haberdar olmadığın içindir?" dediğinde sesim çıkmamıştı. Adam tek başına iki, hatta birkaç şirketle ilgileniyordu. Buna söyleyecek bir lafım yoktu.

Ağırlığını biraz üstüme vererek "Neden sustun? Az önce beni aldatmakla suçluyordun?" dediğinde gülümseyip yanağına dudağımı bastırdım. Elimi boynuna sarıp "Kocacım, ben ne zaman öyle birşey söyledim? Sen yanlış anladın. Ben dedim ki, belki ben uyurken sen sabah ve akşam öpücüğünü alıyorsundur." dedim zafer kazanmış gülümsememle.

Yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudaklarının dudaklarıma düğmesini sağladı. Ben ise şaşkınlıktan hâlâ kollarımı çözmemiş onun gözlerinin içine bakıyordum.

"Tamam, karıcığım. Sen kazandın. Ama o öpücüğe benzeyen şey bana yetmedi. Zaten senin böyle kollarımda olup da, dokunamamak sinirlerimi bozuyor." dediğinde alt dudağımı ısırdım. Bu onu tahrik etmiş olacak ki, dudaklarını dudaklarıma kapadı.

Aniden bakışlarım açılan kapıya kaydı. Canan anneyle, annem kapının önünde gözlerini kocaman açmış bize bakıyordu. Emir ise hala bunu farketmemiş dudaklarımı bir sömürgeci gibi sömürüyordu.

Annemler olayın gerçekliğine varınca hemen kapıyı kapattılar. Şuan utancımdan yerin dibine girmiştim. Emir ise kapının sesini duymasına rağmen öpmeye devam ediyordu.

Sessiz itirafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin