(❦) Edebiyat Tarihçisinin Bulamadığı Sevgili ve Sırları

38 9 58
                                    

()

Edebiyat Tarihçisinin Bulamadığı Sevgili ve Sırları

*・゚:*・゚:*.*:・゚. : *

İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman

Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesiVe sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur

Hayatı Bu silahsız askerlere benzer

Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları Hayatım Ve bunca gözyaşı yeter
Mutlu aşk yoktur

Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim

İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri Ve hemen can verdiler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur

Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye

Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
Mutlu aşk yoktur

Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin

Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da

Louis Aragon, Mutlu Aşk Yoktur

Saatler gecenin eseriydi. Onlar ancak geceleri bitmez tükenmez olurdu. Onlar ancak o zaman sizi özgür bırakır, bir anın içine kapatmayı bırakırdı. Evet, kesinlikle, saatler gecenin en büyük eseriydi. Başka bir şey olamazdı. Başka bir şey açıklayamazdı gecenin hissettirdiklerini. Gece yalnız ama güçlüydü. Belki de hemen arkasında gündüzün onu kolladığını bildiğindendi bu özgüveni.

Genç, siyah sweatshirtünün kapüşonunu kapatmış, sırtını iki evin üst balkonunu ayıran beyaz duvara yaslamıştı. Rüzgar sıkı sıkı kucaklıyordu onu. Yıldızlar yanıp sönüyor, tekrar yanıp sönüyordu; sonsuz bir döngünün içindeydiler. Saat ilerlemiş, çoktan bir sonraki günün sabahının kapısına dayanmıştı ama Görkem ne uykuya ne de uyumamak için kahveye ihtiyaç duyuyordu. Mert eve döndükleri gibi kendini uykunun kollarına attığında Görkem de kendini gecenin koynunda bulmuştu.

Düşünmek en çok gece ile güzeldi. Çünkü gece sessizliğin ta kendisiydi. Gece herkes ve her şey uyurdu ve siz uyusanız da uyanık kalsanız da yalnız kalırdınız. Gündüz her zaman asıl kabustur. Herkese uyum sağlamanız gereken bir kast sistemindeki yerinize uygun olmanız gerekir. Gece ise sizindir. İstediğiniz olabilir, istediğinizi düşünebilir ve olmak istediğiniz kişi olup çıkıverebilirdiniz. Bir saat kadar sonra gün aydınlanacaktı ve yine her şey eskisi gibi olacaktı ama o zamana kadar Görkem olmak istediği kişiydi.

Küçük Umutlar Daktilosu ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin