(❦) Şiirler ve Özleyenler; Feda Edilenler ve Hikayeler

43 8 38
                                    

()

Şiirler ve Özleyenler; Feda Edilenler ve Hikayeler

*・゚:*・゚:*.*:・゚. : *


bugün kalbimi eski bir plak gibi

öyle çok tersine çevirdim ki
bazı şarkılar vardır

cızırtılı bir yağmur gününü anlatır uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı
deniz bazen kendini kaldırımlara fırlatır
o zaman bir yavru yengece bakan
insanların şarkısı olurdu o şarkının adı
keşke ismim iris olsaydı
keşke ismim herkese
sarı yağmurluğuyla koşan hayatı anlatsaydı

bazı şarkılar vardır
ellerim kocamanlaşır, tuhaflaşır
işte o ellerimle herkese
çamurlu şiirler uzatsaydım
hepsi çok kirli olsaydı tanrım

bazı şarkılar vardır
kırmızı akşamsefalarını anlatır
karanlığın kalbinde yalnız, açmanın acısını
komşu kadınların basma elbiseli konuşmalarını
geceyi onlar bahçeye taşırdı
ben ne zaman öleceğim tanrım
sabah olunca mı
keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım
irileşen, gitgide irileşen ağaç gibi
ismi nedensizce iris oluveren bir ağaç gibi
şu odanın ortasında dursam
saat kuleleri dökülürdü dallarımdan tanrım
artık sarı yaprakların ölü olduğuna inanmıyorum

bazı şarkılar vardır
kanatlarında yağmuru taşıyan kelebeği anlatır
kırmızı bir çakmak gibi neşeli ölmek olurdu
o şarkının adı
ardında yalnızca nemli sigaralar bırakmanın acısı
keşke ismim iris olsaydı
keşke ismimin bir anlamı olmasaydı

herkes çıkarsın kalbini
o çirkin mücevher sandığından
ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım

Didem Madak, İris'in Ölümü

Yanan rengarenk mumlardan yayılan titrek ışıklar karanlığı dağıtıyordu. Masada boşalmış kadehler ve bira şişeleri vardı. Egemen, mavi boyalı saçları olan Mira'nın arkadaşı, masadakilere komik bir şeyler anlatıyordu ve kıkırtılar eşlik ediyordu gecenin ninnisine. Bilge ve Görkem sallanan salıncakta yan yana oturmuş, sessizliğe sarınmışlardı. Salıncak hafif hafif sallanıyordu. Saat biri geçeli çok olmamıştı. Görkem'in gözleri Bilge'nin parmaklarının arasında tuttuğu şiir kitabına takılıp kalmıştı. Didem Madak'tan Grapon Kağıtları genç kızın ellerinin arasında kendine has bir buruklukla duruyordu. "Sever misin?" dedi Bilge, sesinde bariz bir heyecan vardı.

"Birkaç şiirini okudum daha önce."

Belli ki birkaç sözü daha vardı söyleyeceği ama Damla sohbetlerinin içine adına yaraşır bir şekilde damladı. "Siz ikiniz... Edebi sohbetinize bir son verin lütfen. Sizin ilişkinizin en büyük destekçisi benim, bilirsiniz, ama biraz canlanın artık."

"Tam olarak ne yapmamızı bekliyorsunuz ki?" İkisi de uyum sağlamak konusunda zorluk çekiyor gibiydi. Bu, hep böyle olurdu. İkisi aynı cephede savaşa hazırlanıyordu ama ortada bir savaş yoktu. Sadece yargılanmaktan korkan bir yanları vardı ve yeniliğin içinde hep baskın gelen taraf oluyordu.

Küçük Umutlar Daktilosu ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin