(❦)
Bazı Şiirler Kalplerimizde Yaşar
☾ ⋆*・゚:⋆*・゚:✧*⋆.*:・゚✧. : ⋆*
@küçükumutlardaktilosu yeni bir gönderi paylaştı.
Sizlere de öyle oluyor mu merak ediyorum. Bazı şiirler bana dünya üzerinde en sevdiğim yerdeymişim gibi hissettiriyor. Bazı şiirler bana en sevdiğim insanlarla olmanın heyecanını yeniden yaşatıyor. Bazı şiirlerde ben; tekrar tekrar yaşıyorum korkularımı, kimi zamanlarda da kaygılarımı sayıklıyorum. Şiirlerde geleceğimi, şiirlerde geçmişimi.... Şiirlerde benliğimi görüyorum. Sizde de öyle oluyor mu? Kelimelerin söylemek isterken sustuğunuz her şeyi bir bir ortaya döktüğünü hissediyor musunuz? Yoksa bu yalnızca benim şiir sanatına olan bitmez tükenmez tutkumun ürünü mü?
Evet, şiirden bahsetmek istiyorum bugün. Nitekim, bazen bizleri en iyi edebiyat anlar.
Şiirle tanışıklığım yıllar öncesine gidiyor. Yılla öncesi derken gerçekten de yıllar öncesini kastediyorum, babamın söylediği şarkılarla uyuduğum zamanlara dönüyoruz bu sefer. Babamın beni uyutmasına bayılırdım, benim için en büyük güvenli alanlardan biriydi. Kimi zaman uydurduğu hikayeleri anlatırdı bana, hatta bir tanesi var ki hala çok net bir şekilde kelimesi kelimesine hatırlıyorum: Müren Balığı'nın Hikayesi. Ancak bu belki bir başka yazıda bahsedeceğim bir başka tatlı anı. Kimi zaman da şarkı söylerdi. İşte benim şiirle tanışmam babamın beni uyutmak için şarkı söylediği o gecelerden birine denk geliyor. Bana söylediği bir sürü şarkının içinden Karlı Kayın Ormanında'nın yeri her zaman farklı oldu benim için. Hep babamın sesinden dinlediğim o şarkının Nazım'ın ünlü şiirinin bestelenmiş hali olduğunu elbette çok daha sonra öğrendim.
Ortaokuldayken Nazım'ın tüm eserlerini okumuştum, yanılmıyorsam altıncı sınıftaydım. O dönemler şiirle yeni yeni içli dışlı olmaya başlamıştım. Kelimelerin dizilişi, özellikle de Nazım'ın merdiven gibi dizdiği yöntemi, beni büyülüyordu. Sayfaları çevirmekten en zevk aldığım anılar şiir okuduğum vakitlere aitti. Bazı şiirleri ezberden okumaya, bir derdim olduğunda onlara sığınmaya başlamıştım. Bana kalırsa kendim için attığım en önemli adımlardan biriydi o raftaki, dedemden kaldığı için manevi değeri de fazlasıyla büyük olan, Nazım Hikmet serisini okumaktı.
Okudukça daha çok okuyasım gelir benim. Herkesin masum bağımlıkları vardır, benimki de sayfaları çevirip kelimelerin kollarında huzuru bulmaktır. Sayfaları sararmış şiir kitapları ile dolu bir rafımız daha vardı. Onları da okudum. Doymuyordum. Hep daha fazlasını istediğini sayıklayan, bu uğurda durmaksızın aranan bir yanım vardı. Geçmiş zaman eklerine bakmayın o yanım hala var.
Okudukça daha çok okuyasım gelir benim. Herkesin masum bağımlıkları vardır, benimki de sayfaları çevirip kelimelerin kollarında huzuru bulmaktır. Sayfaları sararmış şiir kitapları ile dolu bir rafımız daha vardı. Onları da okudum. Doymuyordum. Hep daha fazlasını istediğini sayıklayan, bu uğurda durmaksızın aranan bir yanım vardı. Geçmiş zaman eklerine bakmayın o yanım hala var. Sonra çok sevdiğim birini kaybettim. Didem Madak'ın dizelerinde buldum kendimi. Acımı, şiirlerindeki acısıyla paylaştım. Şimdiki ben oldum, büyüdüm.
Bazı şiirler bizlerle yaş alır, ruhu çocuk zihni yetişkin kalır. Bazı şiirler kalplerimizde yaşar demeye geldim. Bazı şiirler bizleri, bizlerden iyi anlar diye ruhunuza fısıldamaya geldim. Ve geceye bir şiir bırakmaya geldim. Sizler de sevdiğiniz bir şiiri, değerli bir ana armağan etmeyi unutmayın.
"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini..."--- Ümit Yaşar Oğuzcan, Gözlerim Gözlerinde
@yazortasındaölüm kullanıcısından bir yeni mesaj!
"Denizden yeni mi çıkmıştı, neydi;
Saçları, dudakları
Deniz koktu sabaha kadar;
Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi.
Yoksuldu, biliyorum
-Ama boyna da yoksulluk sözü edilmez ya-
Kulağımın dibinde, yavaş yavaş,
Aşk türküleri söyledi.
Neler görmüş, neler öğrenmişti kim bilir.
Denizle boğaz boğaza geçen hayatında!
Ağ yamamak, ağ atmak, ağ toplamak,
Olta yapmak, yem çıkarmak, kayık temizlemek...
Dikenli balıkları hatırlatmak için
Elleri ellerime değdi.
O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;
Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizde!
Onun saçları öğretti bana dalgayı;
Çalkalandım durdum rüyalar içinde."
--------------- ♡ ---------------
"Orhan Veli'yi de çok severim." Diye mırıldandı sevgilisi. Telefonu kapatıp başını göğsüne yaslamıştı. Kalbi deli gibi atıyordu Görkem'in, kolunu Bilge'nin beline sarmıştı. Mırıldanarak cevap verdi. "Biliyorum."
Bilge'nin gözleri ağır ağır kapanıyordu. "Uyuyakalacağım galiba." Sesi giderek kısılmıştı. Tüm günün yorgunluğuna teslim olmuştu bir anda.
"Kal..." Boştaki eli genç kızın okuma gözlüğüne doğru gitti. Onu rahatsız etmeden gözlüğü çıkartmak için harcadığı dakikalardan sonra Bilge'nin düzenli nefes sesini duydu. Tuttuğu nefes aralanan dudaklarından firar ettikten sonra genç kızın kulağına fısıldadı. "İyi geceler..."
☾ ⋆・゚:⋆*・゚:✧*⋆.*:・゚✧. : ⋆*
💘
Selamlarrr!! Nasılsınız?
Gerçekten de sona çok az kaldı. Gün içinde iki bölüm ve bir son söz yayınlayacağım. Bunun benim için ne kadar özel olduğunu ifade etmekte zorlanıyorum doğrusu. Vedalaşmaya hazır mıyım? Hayır. Ama hiçbir zaman vedalara hazır olunmaz. Küçük Umutlar Daktilosu sakinleri ile güzel vedalaşalım istiyorum. Umarım hayalimdeki gibi olur.
Teşekkür ederimmm. 💝 🧸 🍄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Umutlar Daktilosu ❦
Teen Fiction❝ "İstesen de unutamazsın ki sen onu... Hiçbir his senin ona duyduğun sevgiyi değiştiremez. Hiçbir hissin gelmesi ya da gitmesi onunla senin arandaki bağı kopartamaz. Hem eğer Aslan Kral'daki gibi sevdiklerimiz gökteki yıldızlar olup bizi izliyorlar...