20.Bölüm:'Yavru Kurt'

31.6K 1.5K 1.1K
                                    

İyi okumalar dilerim.❣

Bugün covid-19 aşısı oldum. Kolum çok kötü sızlıyor. Ama yine de yazmaya çalıştım. Ondan dolayı bu saatlere kaldı. Kusura bakmayın. Umarım güzel bir bölüm olmuştur. Bol beğeni ve yorum yaparsınız inşallah.

20.Bölüm: Yavru Kurt

🔫🔫

Poyraz'dan

Karşımda oturan kadını tanıyamıyordum. Evet kısa bir süre önce tanıştık ama onun tanımam için yeterli olduğunu düşünüyordum. Bugün olanlardan sonra tam olarak tanımadığımı farkettim.

Asena başını kaldırıp bana baktı. Göz göze gelince, gözlerini kaçırdı. Her zaman olduğu gibi.

"Asena'ya bakmayı kes artık. Kız zaten stresli." dedi Mert, fısıldayarak. Dinlemedim. Bakmaya devam ettim, çözmek istercesine.

Boynundaki künyesiyle oynuyordu. Burak'ın olmalıydı. Şehit olduğundan beri, ağlamadı. Ve bunun sonu hiç iyi olmayacak.

⚔️

Helikopter iniş yapmıştı. Batu elini, Asena'nın elindeki çantaya uzattı. Asena kolunu geriye çekince yüzü buruşmuştu. "İyi misin?" dedi Batu. "İyiyim." dedi Asena. Kaşlarımı çattım. Soğukkanlı oluşu beni gittikçe şaşırtmaya devam ediyordu.

Sırasıyla indik. Albay'ın gözleri Asenadaydı.
Yan yana dizildik. "Asena!" diye bağırdı Albay. Asena bir adım öne çıkarak, "Teğmen Asena ARAL. Emredin komutanım." dedi.  "Ne yaptığını sanıyorsun?" dedi Albay. "Hakettiğini buldu." dedi Asena. "Asena sus." dedim. "Bu ne sorumsuzluk?" dedi Albay. Sesi tüm Tugay'ı kaplıyordu.

"İstediğiniz bilgiler değil miydi?" dedi Asena. Elindeki bavulu Albay'ın ayaklarının dibine attı. "Hepsi burada." "Asena sus!" dedim, bir kez daha. Karşısında Albay vardı ve böyle konuşması hanesine eksi olarak yazılıyordu. "Susmayacağım. O şerefsizin, ölüsü de, dirisi de rahatı haketmiyordu." dedi Asena. "Odana Asena!" dedi Albay.

Asena alay binasına doğru giderken, Albay ise bize ters ters bakıp arkasından gitti.

"Bugün hiç iyi şeyler olmayacak." dedi Mert. "Asena'yı yalnız bırakmayalım." dedi Oğuzhan. "Hastaneye mi götürsek? Kaç gün oldu ağlamadı. Beni bile o teselli etti. İyi görünmüyor." dedi Batu. Konuşmalarını daha fazla dinlemeyip, teçhizat odasına indim.

Üzerimdeki fazlalıklardan kurtulup, oturdum. Bizimkilerde odaya girmişti. Telefonum çalmaya başladı. "Batu, uzatsana." dedim. Başını aşağı yukarı sallayıp telefonu dolabın içinden çıkardı. "Yiğit Albay." dedi Batu. Hızlıca ayağa kalktım. "Asena'nın babası değil mi?" dedi Mert. "Evet." dedim. Lazım olur diye kaydetmiştim. "Niye arıyor ki?" dedi Oğuzhan. Aramayı kabul edip, kulağıma koydum.

"Cellat!"

Kükrüyordu.

"Emredin komutanım."

"Asena nerede? Neden telefonunu açmıyor?"

"Odasında komutanım."

"Telefonu Asena'ya götür!"

"Emredersiniz komutanım."

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin