55.Bölüm:'Gönlüm Hep Seni Arıyor'

20.9K 1.2K 451
                                    

İyi okumalar dilerim.

Sizi ve yorumlarınızı çok özledim. Akşamı bekleyemedim.

(Lütfen yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın.)

55.Bölüm: Gönlüm Hep Seni Arıyor

🔫🔫

"Stres bozukluğuna bağlı panik atak başlangıcı olduğunu düşünüyoruz. Stresten uzak durması gerekecektir."

Başımı iki yana sallayıp güldüm. Annem, babam, Öykü teyzem ve doktor bana dönmüştü.

"Böldüm pardon. Siz devam edin."

Stres üzerine kurulu bir hayatımın olduğundan haberi yoktu, galiba. Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Bayılmışım. Gayet doğal bir şey. Neden bu kadar çok abarttılar ki?

Doktor birkaç şey daha söyleyip bana döndü. "Yarım saat sonra psikoloğumuz ile görüşmen var. Her şeyi ona anlatabilirsin." Gözlerimi doktora dikmiştim. Gözlerini kaçırdı. "Gerek yok. Psikoloğunuzun kendisine psikolog aramasını istemiyorsanız beni dinlemenizi tavsiye ederim." Teyzeme bakmıştı.

"Teyzeceğim, iyi gelirdi." Omuz silktim. "Siz bilirsiniz. Ben önden bir uyarayım dedim." Doktor, geçmiş olsun dileklerini sunup çıktı. Babam bana bakıyordu ama ben inatla ona bakmamaya çalışıyordum. Annem yanıma oturup elimi tuttu. "Özür dilerim, yanında olamadığım için." Başımı iki yana sallayıp gülümsedim. Annemin elini dudaklarıma yaklaştırıp öptüm. "İyiyim ben anne. Üzme kendini." Babam birkaç adımda yanıma yaklaştı. Başımı kaldırıp bakmadım.

Eğilip saçlarım arasına minik bir buse bıraktı. "Beni sürekli korkutuyorsun. Sana bir şey olacak diye aklım başımdan gidiyor. Cezalarla akıllanırsın diye düşünüyorum ama sana etki etmiyor. Senin yerinde bir başkası olsaydı emin ol görevine bile son verilebilinirdi. Ben senin hiçbir zaman kötülüğünü istemedim. Çok üstüne geldim. Özür dilerim. Beni affedebilir misin?"

Sol gözümden akan yaşı annem silmişti. Aşağı doğru kayıp sol tarafıma döndüm. Gözlerimi yummuştum. "Biraz dinlensin." dedi teyzem. "Siz çıkın." dedi babam. Adım sesleri uzaklaştı. Kapı açıldı ve kapandı.

"Küçük Cadı babasına hiç kıyamazdı." Babamın elleri başım üzerinde geziyordu. "Seni anlıyorum kızım. Sevdiğin insandan uzak kalmak zorunda olmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum." Dudaklarım arasından firar eden hıçkırık ile dudaklarımı birbirine bastırdım.

"En başta keşke bana anlatsaydın." Başımı iki yana salladım. "Her şey daha kötü olurdu." Ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

"Beni hem sevdiğim adam ile hemde kardeşimle tehdit etti baba. Size söyleseydim eğer Buğra zarar görecekti. Orada kalsaydım eğer Buğra zarar görecekti. Poyraz'ı bilerek öldürmediğini söyledi. Ona uymasaydım eğer Poyraz'ı da Buğra'yı da..." Yutkundum.

"Ben sadece kardeşimi korumak istedim. Sevdiğim adamı korumak istedim. Yanlış bir şey yapmak istemedim. Kimseyi üzmek istememiştim. Yılmaz öylesine biri değildi. Onunla inatlaşırsam, söylediklerini yapardı. Ben dayanamazdım. Mecbur kaldım ben baba! Ben mecbur bırakılmaktan nefret ederim." Babam kolumdan çekip başımı göğüsüne yasladı.

Ağlıyordum. Son zamanlarda yaptığım tek şey.

"Buğra'yı takip edenleri bulup öldürdüm. Benim kardeşime yaklaşamazlar. Bir daha aynı acıları yaşamak istemiyorum. Poyraz'a zarar veren tüm insanları da buldum. Onları da öldürdüm." Annesini de bulup öldüreceğim.

"Çok yoruldum ben baba. Tek derdimin oyuncaklarım olduğu zamana gitmek istiyorum. Sadece yere düşünce dizim acıdığı için ağlamak istiyorum. Poyraz'ın fotoğrafına bakınca gülümsemek istiyorum, utanmak değil. Kalbim çok acıyor baba."

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin