24.Bölüm:'Sevdaya Tutulmak'

32.6K 1.4K 669
                                    

İyi okumalar dilerim❣

Beni takip ederseniz, wattpad hesabımı, çok sevinirim.

Bir sonraki bölüm 18 eylül, yani haftaya cumartesi gelecek. Çünkü biliyorum ki bölüm bittiği gibi yenisi ne zaman gelecek diye soracaksınız. Biraz Umay'a yoğunlaşmak istiyorum.

İnstagram grubumuz var. Katılmak isteyen varsa mesaj atabilir.

YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN❤

24.Bölüm: Sevdaya Tutulmak

🔫🔫

Poyraz'ın ardından biz de çıkmıştık. "Poyraz, bana eğitimde işkence yapmayı çok özlemiş bence." dedim. "Bence de." dedi Mert. Hepsinin yüzü gülüyordu. "Ya şunun tipine bak. Çirkin böcek." dedi Batu. Kahkaha attım. Kolunu omuzuma atıp, başımdan öptü.

"Hazırlandıktan sonra beni bekleyin. Almam gereken bir emanetim var." dedim. "Merdivenlerin başında bekleriz." dedi Oğuzhan. "Anlaştık." dedim.

Odama girdim. Bavullarımdan pek yer kalmamıştı ama olsun. Gözüm sol taraftaki boşluğa kaymıştı. Şerafettin yoktu. Elimi yaraladığım dolaba döndüm. Pek iyi bir anım yokmuş bu odada. Ama alışmam lazım. Sakin ol Asena. Derin bir nefes alıp verdim.

Üniformamı dolabımdan çıkardım. Sırıtarak eğitime hazırlandım.

🐺

Aynanın karşında saçlarıma bakıyordum. Kumrala boyatmıştım. Birkaç yıkamadan sonra zaten doğal haline dönmüştü. Tokamı bileğimden çıkarıp saçlarımı topladım. Anında vazgeçip, omuzlarıma dökülmesine izin verdim. Poyraz'ın, saçlarımın açık halini daha çok beğendiğine eminim.

Üstüme üstüme gelen duvarlardan kaçıp, odamdan çıktım. Adımlarımı merdivenlere yöneltip, yukarı, Albay'ın odasına doğru ilerledim. Üstümü başımı düzeltip, kapıyı tıklattım. "Gel!" dedi Albay. Kapıyı aralayıp, girdim.

"Teğmen Asena ARAL!"

Albay bana bakıp, gülümsüyordu. "Biz seni yarın bekliyorduk." dedi. "Sürpriz yapayım dedim komutanım." dedim. "İyi yapmışsın. Özledik seni." dedi. "Sağolun komutanım." dedim. "Emanetlerini almaya mı geldin?" dedi. Gülümsedim. Anında eski halime döndüm. "Evet komutanım." dedim. Çekmecesini açtı. Canım silahımı ve askeri kimliğimi çıkarıp masanın üzerine bıraktı. "Al bakalım." dedi.

Paytak paytak yürüyüp silahımı aldım. Göğüsüme yaslayıp sarıldım. "Canım silahım." Dudaklarıma götürüp birkaç kez öptüm. "Kurban olurum sana." Şarjörün üstündeki bayrağı öptüm. Kurt simgesini okşadım.

Albay'ın kahkahasıyla, silahımla aramda geçen aşkı sonlandırmıştım. Kimliğimi arka cebime atıp, silahımı kılıfına koydum. "Kusura bakmayın komutanım." diyip, yerime geçtim.

"Deli kız." dedi. "Bozkurt seni bize göndererek, başımıza belâ açtı." diye devam etti. Olabilir. "Komutanım ben bir ay önce sergilediğim tavırlardan dolayı sizden özür dilerim. Hakkınızı helâl edin." dedim. Kendisi benim komutanımdı ve ben çok büyük bir saygısızlık yapmıştım.

"Geçti artık. Ben unuttum." dedi. Gülümsedim. "Hoşgeldin kızım." diye devam etti. "Sağ ol!"

Albay'ın odasından çıkıp, iki kat aşağıya indim. Poyraz hariç, diğerleri beni bekliyordu. "Geldim ben." dedim. "Kavuştun mu bebeğine?" dedi Mert. Elimi silahıma dokundurdum. "Evet. Rabbim bizi bir daha ayırmasın. Evlat acısı zor. Canım silahım." dedim. Üçü de bana manyakmışım gibi bakıyorlardı. Gülümsedim.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin