44.Bölüm:'Sevdiğim Kadına'

31.9K 1.4K 754
                                    

İyi okumalar dilerim.

Aslında bölümü dün atacaktım. Kadınlar gününe özel ama yetiştiremedim. (Ne kadar romantik olduğumu bilirsiniz.) Kadınlar günümüz kutlu olsun. Her birinizin kalbinden öperim.

44.Bölüm: Sevdiğim Kadına

🔫🔫

Sıkıntılı bir şekilde elimdeki gazeteye bakıyordum. Böyle bir şey olacağını tahmin etmiştim ama bu kadarı da olmaz.

'Voland çiftinin aşk dolu anları'

Manşet kötü, fotoğraf ondan kötü.

Poyraz'ın kucağındaydım ve öpüşüyormuş gibi görünüyorduk. Gazeteyi buruşturup karşımda sırıtan, Batu'nun yüzüne attım.

"Babam görecek olursa kötü olur." dedim. "Hallettik. Çıktığı gibi toplatıldı. Sen merak etme." dedi Mert. Batu birkaç adımda yanıma yaklaşıp karnıma doğru eğildi. Elini karnıma koyup okşadı. "Amcan seni dört gözle bekliyor." dedi. Çok kısa bir süre şok geçirip ardında Batu'nun kafasına vurdum. Hızlıca yanımdan uzaklaşmaya başladı. Bende onun arkasından koşmaya başladım.

"Öldürürüm seni!" dedim, sesimi yükselterek. Poyraz karşıma geçip beni durdurdu. Batu, Oğuzhan'ın arkasına saklanmıştı.

"Şaka yaptım." dedi Batu. "Başlattırma bana şakana. Elimde kalırsın." dedim. Poyraz'dan sıyrılıp Batu'ya yaklaştım. Bacağına tekme attığım gibi havalandım. Poyraz beni omuzuna almıştı.

Gözlerimi Poyraz'ın yakışıklı sırtından çekip Batu'ya baktım. "Bir daha seni uyarmayacağım. Yoksa o içi boş kafanı gövdenden ayırırım. Bak yaparım. Yapmadığım şey değil." Yere oturmuş bacağını ovalıyordu. "Asena sakin olur musun?" dedi Poyraz. "Ya ben niye senin omuzundayım? Niye çıplak sırtın ile bakışıyorum? Niye çıplaksın lan sen? Bana kafayı yedireceksiniz." Nefes almadan konuşmaya başlamıştım.

"Beynine biraz kan gitsin." dedi Oğuzhan. Başımı ağır hareketlerle kaldırıp Oğuzhan'a baktım. "Şimdi sıçtın." dedi Batu, sessiz bir şekilde ama duymuştum. Poyraz'ın pantolonun arkasına sıkıştırdığı silahı çıkarıp onlara doğru tuttum. Batu ve Oğuzhan, Mert'in arkasına saklanmıştı. Mert ise gülmemek için yanaklarını sıkıyordu. Poyraz beni yere indirip silahı elimden aldı.

"Sakin ol." dedi bir kez daha. "Sensin sakin ol. Bırak yakamı. Ya sen niye hâlâ beni seviyorsun? Bi' kan kusturmadığım kaldı. Vazgeç artık ya!" dedim. Neden konudan konuya atlıyordum? Gülümsedi.

Onu yapma işte.

"Kahvaltı hazırladım sana. En sevdiğim yiyecekler var. Görev saatine az kaldı. Kahvaltını yapıp hazırlanman lazım. O salakları boşver. Bozkurt'un bizi o şekilde görmesinden dolayı stresli olduğunu biliyorum ama sorun yok. Görmeyecek. Görse bile yine sorun yok. Sana kızmayacaktır. Beni de en fazla öldürür."

Bu adam niye bu kadar pozitif.

Saçlarımı arkaya savurup mutfağa doğru ilerledim. Bar taburesinde oturup mini kahvaltımı yapmaya başladım.

"Asena, gelebilir miyim?" dedi Batu, mutfak kapısına yaslanarak. "Gelme kafanı kırarım." dedim. Dudaklarını büzdü. "Şaka yaptım, gülelim diye." dedi. "Ben gülmedim. Bana hamile yakıştırmalarından bıktım artık." dedim. "Hayır yani anlamadığım, ben niye hamile kalıyorum. Poyraz hamile olsun. Onun karnını sev. Hem ne amcası lan?! Dayısın sen." Kapıda, şaşkın gözlerle beni izleyen dört adama baktım.

Poyraz yanıma doğru adımlayıp elini anlıma koydu. "Dudaklarını bastır. O daha doğru sonuç veriyor." dedi Mert. "Ne alaka?" dedi Poyraz. "Çocukken anneler öyle kontrol ederdi." dedi Batu, boşluğuna gelerek.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin